Matruşka.
İnsanlar kendi alışkanlıklarından ve dar psikolojik ve ideolojik kişisel saplatılarından kurtulabilirlerse bazı gereçkleri çok daha çabuk ve kolay kabul edebilirler. Bu; insanların hem kişisel yaşamları hem de toplum içindeki sosyal ve siyasal davranış biçimleri ile ilgili bir değerlendirmedir. Örneğin insanlar neden ve ne kadar dost, samimi, içten, dürüst, ve vefakar olabilirler.
Ya da kalleş ve adi olmak kolay mıdır?
Örneğin dost bildiğiniz insanlar nasıl olur da aniden size her türlü kötülüğü yapabiliyorlar? Bireysel anlamda sevimsiz ve çok tehlikeli olan bu davranış biçimi sosyal ve siyasal ilişkilerde egemen olunca işte o zaman işler çok daha sevimsizleşiyor.
Çünkü ülke ve ulusları yönetenler de sonuçta insan !
Mısır, ABD ve başka yerlerde olduğu gibi..
Eylül 1978’de İsrail ile Camp David Anlaşmasını imzalayan Enver Sedat ülkesini Sosyalist kamptan alarak ABD ve İsrail’in yanına yerleştirdi. Bedelini de canı ile ödedi. İslamcılar onu 6 Ekim 1981’de öldürdü. Yerine Hüsnü Mübarek getirildi. Mübarek ABD’nin inanılmaz siyasal, ekonomik, askeri ve psikolojik desteği ile 30 yıl iktidarda kaldı ve bu süre içinde hep ABD’ye hizmet etti. Hem de Suudi Arabistan, Katar ve bölgedeki diğer Amerikan işbirlikçisi ülkelerle birlilkte. 30 yıl ona yetmeyince Mübarek bu kez oğlunu yerine hazırlmaya başladı. Amerikalılar bundan hoşlanmdı. Çünkü 2004’ten itibaren Büyük Ortadoğu Projesine hazırlanıyorlardı..
6 Nisan 2009’da Obama’nın Ankara’ya gelişi ve peşinden Suudi Arabistan’a uğrayarak Kahire’ye gitmesiyle ( 4-6-2009) bu projeye start verildi.
Wikileaks belgelerine yansıyan Mısır sırlarına bakılırsa o aralar Amerikalılar dönemin genel kurmay başkanı olan Sami Anan için ‘çok kibar, samimi ve dost bir asker ‘ nitelendirmesi yapıyorlardı..
Peki yapan kim ?
ABD’nin şu anda Ankara’da bulunan büyükelçisi Riccardione.. O sıralar ülkesini Kahire’de temsil ediyordu.
25 Ocak 2011’de Tahrir Ayaklanması başladığında başta ABD olmak üzere tüm dünyanın gözü ve kulağı Kahire’deydi. Ama Mısır Genel Kurmay Başakanı Sami Anan ve beraberinde 25 üst düzey komutan Washigton yolundaydı. Gerekli temas ve anlaşmalar yapıldıktan sonra Anan 29 Ocak’ta aniden ülkesine döndü. Orduya ‘ayaklanmayı bastır’ talimatı veren ve bu talimatının uygulanmadığını gören Mübarek durumun garipliğini anladı ve çaresiz olarak 11 Şubat 2011’de isitfa etti. Askerler darbe yapmıştı. Başta ABD, Batılı ülkeler ve ABD’nin bölgesel işbirlikçileri olmak üzere herkes darbeyi alkışlamış ve İslamacılara iktidar yolunu açacak yeni duruma destek vermişti. Demokrasi düşmanı, çağdışı, bağnaz ve ilkel Suudi Arabsitan ve Katar Kral ve Şeyhleri ise yeni askeri yönetime ve sonrasında sakat bir demokrasi ile iktidara getirilecek Mülsüman Kardeşlere milyarlarca dolar akıttılar. Abdullah Gül ise askeri darbe sonrası Mısır’a giden ilk yabancı cumhubaşkanıydı.
Sonrası malum.. ABD’nin her alandaki desteği ile uyumlu İslmacıları temsil eden Müslüman Kardeşler ve onların adayı Mursi iktidara geldi. Tüm bu seçimlerde çok tehlikeli bir şekilde siyasal propaganda malzemesi olarak kullanıldı. Fetvalar havada uçuşuyordu.
ABD ve onun Mısırlı generalleri tarafından iktidara taşınan Mursi belki de Başbakan Erdoğan‘dan esinlenerek askerlere karşı savaş açtı. Mursi 12 Ağustos 2012’de ani bir şekilde aldığı kararla Genel Kurmay Başkanı Anan ve Savunma Bakanı Tantavi’yi emekliye sevk etti ve Abdülfettah Sisi’yi Savunma Bakanlığına Sıdki Subayhi’yi Genel Kurmay Başkanlğına atadı. Bununla ilgili iki yorum vardı o zaman :
Bazılarına göre Mursi ABD ile anlaşarak kendisine iktidar yolunu açan Anan ve Tantavi’yi emekliye sevketmişti. Başkaları ise Sisi ve Subayhi’nin İslamcılara daha yakın oldukları için Mursi tarafından göreve getrildiklerini söylüyordu.
Hangi yorum doğru çok önemli değil. Çünkü Sisi ve Subayhi son olaylarda Mursi’ye karşı tavır alarak muhalefete destek verdiler. Mursi diklenince generaller onu görevden aldı.
Hikaye bundan ibaret..
Burası Ortadoğu denilen karmaşık coğrafya..
Herkes burada birden fazla senaryo yazar ve kendine göre plan ve projeler uygular. Bu coğrafyada figüran çok ..
Burada hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Burada çok sayıda ABD işbirlikçisi sağcı, solcu, dinci politikacı, gazeteci, iş adamı, akademisyen, asker ve başkaları her zaman bulunur.
Washington çoğu zaman tüm planlarını çok rahat uyguluyor.
Biz de bu planların sırlarını ancak 30-40 yıl sonra öğreniyoruz.
Bunları önceden görerek halkı uyarmaya kalkışanlar ise hep ‘komplocu’ olmuş !!.
Daha önceleri de kominist idiler!!
Umarım gerçeği görmek için yukarda verdiğim bilgiler yetmiştir.
Bir tane daha ..
Mısır’da ayaklanma sürecinde Amerikan yandaşı ve işbirlikçisi bölge ülkeleri İslamcılardan yana tavır almıştı. Başta Suudi Arabistan ve Katar olmak üzere bu ülkeler Mısır ve bölgedeki diğer ülkelerin İslamcılarına milyarlarca dolar aktardılar. Elbette Büyük Patron ABD’nin onayı ile.. Herkes ordunun Mübarek’e karşı darbesini desteklemişti.
Onlara göre ‘darbe’ devrim olmuştu..
Ama iş tersine dönünce ve ordu bu kez İslamcı Mursi’ye darbe yapınca işler karıştı.
‘Devrim’ darbe oldu..
İşbirlikçi Arap ülkeleri ABD ve Batılı ülkelere bakarak ordunun müdahelsine darbe demediler. Bununla yetinmeyen Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer körfez ülkeleri orduya hemen destek verdiler.
Şimdi soruyorum sizee bu işte bir gariplik yok mu ?
Hadi ben Arabım anlamıyorun siz de mi anlamıyorsunuz?
Belki de oyunun içinde o kadar oyun var ki bunları anlamak için Obama gibi çeyrek zenci, çeyrek müslüman ama hakiki Amerikalı ya da biraz saf olmak gerekiyor !!
Bana soruyorsanız?
İşte olasılıklar..
a- ABD uyumlu İslamcı Müslüman Kardeşleri denedi ve baktı ki bunlar beceriksiz ve tehlikeli onlardan kurtulma kararı aldı..
b- ABD İslamcıları daha da teslim almak için geçici olarak iktidardan uzaklaştırdı
c- ABD; Mısır halkının tepkilerini ve bölgede gelişen yeni dengeleri gözeterek İslamcılardan vazgeçti..
d- Matruşka !