Kıbrıs Türk futbolunun temel taşlarından, 1952 yılında Leymosun’da ünlü “MAUNACILAR” tarafından kurulan Türk Ocağı Leymosun, kötü yönetimi ve doğal olarak sahaya yansıyan kötü futbolu ile yeniden dönülmez yolculuğa doğru yol alıyor.
Dün, Girne 20 Temmuz Stadı’nda B.Bağcıl karşısında izlediğim Türk Ocağı Limasol bu olmamalı. Nerede, o terinin son damlasına kadar mücadele eden ve tatlı sert futbolu ile 20 Temmuz Stadı’nı rakipleri için adeta bir cehenneme döndüren Maunacılar. Dün ruhsuz bir şekilde sahada dolaşan Türk Ocaklı futbolcuları yıllar sonra ilk kez bu kadar ruhsuz gördüm.
Aslında  gerek TOL, gerekse B.Bağcıl sahaya son günlerin en popüler dizlişi olan  4-2-3-1 dizilişi ile başladı.  Bakmayın siz, takımların sahaya teknik olarak bu yayılışına.  Dün, bana göre mükemmel bir maç  yöneten, oyunun akışını kesmeyen ve tek sarı kartı 88. dakikadaki penaltıya neden olan futbolcuya gösteren Osman Özpaşa’nın başlama düdüğü ile sazını eline alan B.Bağcıl idi.
İlk ciddi atağını 18. dakikada Serdar’ın kafa vuruşunun direkten döndüğü anda yapan Türk Ocağı karşısında B.Bağcıl adeta kedi-fare oynar gibi, karşılaşmayı  antremana döndürdü.
Türk Ocağı’nın bu kötü, B.Bağcıl’ın ise, oyunu domine eden bu futbol anlayışında golün gelmesi artık mukadderdi. Nitekim, maçın başından beri oyuna ağırlığını koyan deneyimli Hakan Altın ile golcü Ertaç Taşkıran AŞ. ortaya çıktı.
Kaçan pozisyonların ardından 31. dakikada Hakan’ın getirdiği topu Ertaç’ın filelere göndermesiyle, kıralın gol resitali başladı.
Bu gol resitalinin ilk bölümünü orta hakem Osman Özpaşa’nın devreyi bitiren düdüğü bitirdi. Ancak, bu resitale devam etmekte ısrarlı olan Ertaç Taşkıran, Hakan Altın’ın da nefesli sazları devreye sokmasıyle 47 ile 62. dakikalarda skoru 3-0’a taşıdı. 3-0’lık skora rağmen, bir türlü kendine gelip, silkinemeyen Türk Ocağı, Coşkun Ulusoy ile kalesinde dördüncü golü gördü.
Türk Ocağı oyunda o denli etkisizdi ki, ikinci yarıda  B.Bağcıl kalesine tek gidişi, şeref golünü attığı 86. dakikada oldu. Bu da, 4-0 önde olan B.Bağcl’ın oyunu rölantiye almasıyle oldu.
Son dakikalarda gelen B.Bağcıl penaltısı ise, golcü Ertaç Taşkıran’ın, oluşan farklı skordan dolayı gayri ciddi vuruşu ile kaleci Ali’de kaldı.
Dost acı söyler örneği, dün B.Bağcıl karşısında izlediğim ruhsuz bir futbolcu ordusu olan Türk Ocağı, son beş maçta kendisini toparlamazsa, adeta bir cadı kazanı olan ve düşenin bir türlü çıkamadığı Birinci Lig kuyusuna tepetaklak gider.
Bu da, ünlü “Maunacılar’ın hazin sonu” olur.