Kuzey Kıbrıs’ta bir ilke imza atıldı… Denizin mavi derinliklerinde birbirine aşık olan Çayan ve İlke, tutkuyla bağlı oldukları denizin altında aşklarını ölümsüzleştirdi.

Didem MENTEŞ

Deniz… Kimine göre huzur kimine göre keyif kimine göre de aşktır… Çayan ile İlke Okan çifti için adeta bir tutku… Ve bu tutkuyu kiminin cesaret edemeyeceği şekilde çılgınca yaşayanlardan… Onlar ilk kez ellerini ardından kalplerini derin sular altında birleştirerek, Kıbrıs’ta da bir ilke imza attılar… Çayan Okan çocukluk hayalini gerçeğe dönüştürerek sevdiği kızla deniz altında nikah masasını oturdu. Mavi suların 8 metrelik derinliğinde kurulan platformla evliler kervanına katılan Çayan ile İlke, denizde başlayan aşklarını yine denizde taçlandırdı…

Çocukluk hayali ‘denizkızıyla’ gerçekleşti
Çayan Okan, Spor Dairesi’nde memur ve yıllardır Tevfik Cangöz Dalgıçlık Okulu’nda dalgıç hocalığı yapıyor. Önce öğrencisi sonra da eşi olan İlke’yi de ilk kez orada görüp kalbi ısınıyor… “Deniz altında evlenmek çocukluk hayalimdi ve denizkızımı bulunca bu hayalimi gerçekleştirdim” diyor Çayan Okan…  Çocukluğundan beri denizin özgür sularında kurduğu bu hayali 30 Haziran 2013 tarihinde hayata geçiriyor… Asla vazgeçemeyeceği mavi sularda yıllardır beklediği ‘denizkızıyla’ birbirlerine ‘evet’ diyerek Kuzey Kıbrıs’a da bir ilki yaşatıyor. Denizin altında başlayan bu sevdaya sevenleri yanında mavi güzellik de şahitlik ediyor.

Mavilikler içinde kırmızı nikah masası
Çayan Okan hayalini gerçekleştirmek için uzun bir hazırlık sürecine giriyor. Karada olan tüm sistemi denizde uygulamaya koyuyor. Denizkızı Otel’in bulunduğu sahil açıklarında denizin 8 metre altına platform koyarak kırmızı çiçeklerle ve masa örtüsüyle nikah masasını kuruyor. Gelin ve damat sandalyesi yanı sıra nikah memuru ve nikah şahitleri için de sandalyeler konuluyor. Beyaz renk plastikten hazırlanan evlilik belgesi, pembe kalem ve parmak izi için kullanılan mürekkep kutusu da masa üzerindeki yerini alıyor. Bir fotoğraf makinesi ve kamera sistemi de kurularak unutulmaz anlar ölümsüzleştiriliyor. Tevfik Cangöz Dalgıçlık Okulu’nun büyük desteğiyle kurulan nikah alanı denizin altında muhteşem bir görüntüye sahne oluyor.

Denizde başlayan aşk denizde resmileşiyor
Nikah platformu kurulduktan sonra gelin ve damat hazırlıklarını yapıyor. 35 kişilik bir ekip tekneyle törenin yapılacağı alana gelerek, hazırlıklara tanıklık ediyor. İlke, aynı denizin rengi gibi mavi bir gelinlik giyip, deniz kabuklarından oluşan bir kolye takarak nikaha hazırlanırken, Çayan da damat tıraşının ardından gri tonlarındaki damatlığı giyerek hayalinin ilk adımını atıyor. Nikah için hazır olan çift, ağızlarına taktıkları full face özel maske eşliğinde kendilerine o eşsiz maviliğe bırakıyor. Nikah memuru ve nikah şahitleri de tören alanındaki yerini alıyor. Yaklaşık iki saat süren törende gelin ve damat birbirlerine ‘evet’ derken plastikten hazırlanan evlenme belgesini parmak izleriyle imzalıyorlar.
Daha sonra nikah şahitleri kendilerini tebrik ederken, denizin altında patlatılan şampanya da içiliyor. Okan çiftinin aileleri de taktıkları deniz gözlükleriyle bu mutlu ana yukarılardan tanıklık ediyor. Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez gerçekleşen deniz altında nikah töreni, ailelerin bulunduğu tekne içerisinde imzaların kağıt üzerinde de atılmasıyla son buluyor. Çayan ve İlke çifti bir ilke imza atarken, 10 Temmuz Çarşamba günü de tüm sevenleriyle birlikte düğünlerini kutlamanın sevincini yaşadı.

“Büyük mutluluk, heyecan ve gurur var”
Nikah sonrası büyük emek verdiği nikah törenini ADRES Kıbrıs’a anlatan Çayan, çocukluk hayalinin gerçekleşmesinin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Eşi İlke de yaşadığı yoğun duyguları büyük bir heyecan içinde dile getirdi. İlke, Çayan ile hayatının birleştirmesinin büyük bir şans ve mutluluk olduğunu vurgularken, bir ilke imza atmanın da ayrı bir gururunu yaşıyor. “Tanıştığımızda bana su altında evlenme hayali olduğundan söz etti. Bu fikrin heyecan verici olduğunu inkar edemem ancak henüz tanışmıştık. Her şey çok yeniydi. Kendi kendime kaldığım zamanlarda onun bu hayalini zihnimde canlandırıyordum. Nasıl bir şey olacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu.  Sadece Çayan'ın söylediği su altında evlilik fikri vardı. Bana su altında evlenme teklif ettikten sonra da bu hayalini nasıl gerçekleştireceğine dair hiçbir ipucu vermedi. Nikahımızın kıyılacağı ana kadar her şeyin sürpriz olmasını istediğinden yapacağı şeylerden habersizdim. Su altında nikahımızın gerçekleşeceği güne kadar çok stres altındaydım çünkü neyle karşılaşacağımı bilmiyordum”

“İyi ki elimi suyun altında tuttu”
Su altında kullanılacak olan full face maskenin kullanımına yönelik eğitim için İstanbul'a gidiyor genç çift. İlke, gerek eğitim gerekse kıyafetin özel olarak tasarlanması aşamalarının sürpriz ve heyecan dolu olduğunu söylüyor. Ve Kıbrıs'ta daha önce böyle bir olay yaşanmadığı için aileleri, arkadaşları ve yakın çevrelerinin de heyecan içerisinde o anın gelmesini beklediklerini anlatıyor. “Nikah günü gelip çattığında benden mutlusu yoktu. Her şeyin güzel olacağını bildiğim ve Çayan'ın hiçbir şeyi kötü yapmayacağına emin olduğum için ona sonsuz güveniyordum. Nikah günü hazırlanıp suya indiğimde karşılaştığım manzara inanılmaz güzeldi.  Ona güvenmekle doğru bir şey yaptığımı bir kez daha anladım. Hayallerine beni ortak ettiği için ona teşekkür ederim. Su altında yapılan evliliklerin bir çok örneği olsa da bizim yaptığımız şekilde, her şeyin planlanarak, tasarlanarak dizayn edilip hesaplanarak yapılması ilk kez oluyor. Bu yüzden biraz şanslıyım. İyi ki Çayan’ı tanıdım ve her ne kadar kabul etmese de iyi ki elimi suyun altında tuttu…”