DERİNYA barikatında ‘mayın’ varmış!..
O nedenle ‘güzergah’ konuşuluyor...
Biraz daha sağdan mı?
Az ileri soldan mı?

***

Niye ‘mayın’ var ki!..
Kimi patlatacağız...
Kim “uçacak” havaya...
Yani birkaç kilometre öteden aracına biniyor, ‘vize’ dahi istemeden, geliyor isteyen...
Geziyor...
‘Rulet’ oynuyor hatta!..
Velhasıl, ‘rulet’in aslı varken, ‘Rus’una hiç gerek yok barikatta!..

***

Tam da fırsat bu işte...
Patlatınız mayınları...
Temizleyiniz, ne kadar varsa...
Beşparmaklar’da da kalmasın...
Aplıç’ta, Derinya’da da...
‘Dün’ün köhneliği ile birlikte un ufak olsun toprağın dibinde.

***

Elbette ‘kurumlar arası ilişki’ önemlidir...
Öyle de...
‘Kurum’ derken...
Biri, seçilmiş oluyor...
‘Demokrasi’ gereği...
Bir diğer ‘görevli’...
İrade nerede?

***

Ne dediler dünkü etkinlikte, hani ‘toplu mezarlara’ çiçek bırakırken...
Ve ‘gösteri’ öne çıkınca bazen, ‘kaş yapayım derken, göz çıkıyor’ böyle...
Elbette bilmek gerek, ‘yapıcılar’ kadar ‘yıkıcılar’ da tetikte...
Biz yine de ‘iyileştirici’ söze dönelim.
“...Ülkemizin tarihini, haksız bir biçimde öldürülen insanların binlerce trajik hikâyesinin teşkil etmesine artık son verelim. Birlikte barışın, dayanışmanın, refahın, yaratma ve ilerlemenin tarihini yazmaya başlayalım...”

***

İşte bu sözler önemli!
Meselenin ‘öznesi’ bu yani...
Onca ‘savaş’ var yanımızda, yakınımızda; içimizde nice kışkırtıcı, nice provokatör.
Ve görüyoruz acıyı...
İçimiz sızlıyor...
Yüreklerimiz buruk.
Her insan gibi korkuyoruz...

***

Çekiniz barikatları aradan...
Ne kadar varsa...
'Mayın'sız bir ülke, 'infilak' etmeyecek bir gelecek istiyoruz.