Zekai Altan

Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı değerli dostumuz Mevlut Yeni tarafından bir davet. Davet Kıbrıs Türk Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’ne yapıldı. Güçlü ve uyumlu bir ekip olarak davete icazet ettik. Tanınmış ve bilinen isimler. Çok hareketli bir hafta sonu ve oldukça da verimli. Durmaksızın temas ve Antalya’nın önemli veya görülmesi gereken yerlerinin ziyaretleri... Tabii arada da bol bol yemek. Her zaman olduğu gibi. Benim de en çok sevdiğim konu. Özellikle farklı kültürlerin tat ve lezzetlerini tatmak kadar güzel birşey olur mu? Antalya’nın devasa ve inanılmaz bir yatırımı olan Akvaryumu gezdikten sonra hatta gezerken bile millet acıktı ve yemeği düşünmeye başladı. Ben bir simit ile ince belli bir bardakta çaya dahi razı olurdum.  Akvaryum turu sonrası bizi Antlaya’da bir restoranta götürdüler. Restorant yol üzerinde. Bölgede yapılaşma hemen göze batar. Yarı düzenli yarı düzensiz bir görüntü. Mekan boydan cam. Dar ve uzun. İçeri girdiğinizde çok nefis bir ortam ve ambians. Hem a la carte hem de set mönü alabileceğiniz bir mekan. Temiz ve hijyenik. Personel üniformalı ve güleryüzlü. Masalardaki kuvet ve diğer menaj takımları da kuralına gore hazır. Restorant Meating Grill and Lounge Bar.

ANTALYA’DA YEMEĞİN LEZZETİNİ ALACAĞINIZ BİR MEKAN

Bizim gruptan başka misafirler de vardı. Ukraynalı gazeteciler de davetli olarak Antalya’da ve birlikte aynı uzun bir masaya oturduk. Düğün düzeni içerisinde. Öyle acıkmıştık ki herkes hemen önündeki girişlere daldı. Tabii ekmekleri ile. Masada çok güzel bir salata.  İçerisinde kıvırcık marul, darı yani mısır, domates, aromatik bitkiler ve havuç. Yanında da diğer bir giriş olarak küçük kaplarda nar ekşisi, Hatay zeytini çok küçük. Böyle çiti yani pirilli gibi. Zeytinyağı. Ekmekler rulo yani yuvarlak küçük. Ayrıca tereyağı. Pide görmedim. Bu güzel ve hafif girişler ile ekmekleri nar ekşisine, zeytinyağına batırark yemeğe başladık. Mönü planlaması güzel gibi göründü. Bu arada içecek siparişi alındı. Ben Akay Cemal abime eşlik ettim rakı ile... Mustafa Şah hocam da şarap. Ara sıcak servisi başladı. Ara sıcak servisi bir şov olarak ambiansa renk kattı. Kısa bir yemek animasyonu gibi. Flambe servisi uygulandı. Önce pirzolalar misafirler önünde porsiyonlanarak servis edildi sonra da köfteler alevlendirilerek şovu yapıldı. Oldukça başarılı. Hem şov hem de lezzet olarak. Ara sıcaklar kısa köfte. Uzun köftenin kısa şekli. Ve pirzola. Salata içerisine de inanmayacaksınız ama hellim servisi. Izgara edilmiş. Hellimin kesilmesi ve ızgara edilmesi biraz uyumsuz. Hellim dilimli olarak kesilip ızgara yapılır. Burada hellimler böyle ince uzun kesilerek ızgara edildi. Bu şekilde yapılan ızgara ise hellimin tat ve yumuşaklığı özelliğini yitirmiş oldu. Ama gene de güzel. Özellikle kendi hellimimizi görmek de hoş. Yemek yerken etrafımızda dolaşan İspanyol giyimli, pançosu ve şapkası ile elinde şarkıcı İspanyol gitarı ile bizlere şarkılar söylüyor… Giriş ve ara sıcaklardan sonra ana yemek servisi. Steak. Genelde sorulması gerekirdi. Ama çok güzel piştiğini söyleyebilirim. Tadı çok güzel. Garnitür olarak da sote edilmiş patates, domates, brokoli ve çiçek lahanası. Yanında da brown sos. Steak’in tadı sos ile bir başka lezzet aldı. Az pişmiş bir steak. Ve final olarak tiramisu. Benim favorim. Mekan çok güzel ve hijyenik. Servis mükemmel. Yemekler ise tam anlamı ile çok ama çok lezzetli. Mönü planlaması ise kuralına gore. Meating işletmecilerini ve personeli kutlamak gerekir. Yolunuz Antalya’ya düşerse bu restorantta mutlaka bir yemek alın. Bu yemeğin keyfini yaşayacaksınız.  Burada yemek ile karın doyurmak değil tam aksine yemeğin o lezzetini alacağınız bir mekan. Tavsiye ederim. İhmal etmeyin