Meclis Başkanlığı seçiminde ‘hukuki zemin’ tartışması
Siyaset tarihinde ilk olma özelliği taşıyan, hükümetin Meclis Başkanı Adayı Resmi Canaltay’ın 26 oy ile reddedilmesi, yeni bir hukuk tartışması başlattı: Adaylığı reddedildi mi, yoksa, seçim süreci ikinci tur oylamayla devam mı edecek?
Ayşe GÜLER
Siyaset tarihinde ilk olma özelliği taşıyan, hükümetin Meclis Başkanı Adayı Resmi Canaltay’ın 26 oy ile reddedilmesi, yeni bir hukuk tartışması başlattı: Adaylığı reddedildi mi, yoksa, seçim süreci ikinci tur oylamayla devam mı edecek?
Gözler, Başsavcılık’tan gelecek karara çevrilirken, Meclis Başkanlığı, bünyesindeki 4 hukukçusundan da hem iç tüzüğün hem de Anayasa’nın bu konudaki ilgili maddelerini yorumlamasını istedi.
Meclis çalışmalarını düzenleyen, 183 maddelik iç tüzükte ‘26 oyla reddedilen’ bir adayın, yeniden aday olup olmayacağına dair yasaklayıcı bir kural veya madde bulunmuyor.
YENİDÜZEN, hukuk çevreleri ve Meclis eski başkanlarıyla görüştü, yaşanan süreci yorumlattı.
Yüksek Mahkeme Eski Başkanlarından Şafak Öneri, Anayasa’ya göre yeni yasama yılının başlangıcından 10 gün içerisinde Meclis başkan ve yardımcısının seçilmesi gerektiğine işaret etti, “Divanı seçmek gerekiyordu, bu yapılmadı. Bundan sonraki gecikmeler buna uygun olmayacak. Kanunu esnettiler, yasaları sağından solundan çekiştirdiler. Bu da onlardan biri...” şeklinde konuştu.
Eski Başsavcı Behiç Öztürk ise Meclis Başkanlığı seçimine yönelik hem Anayasa hem de içtüzükte bir takım kurallar olduğuna işaret ederek, Pazartesi günkü oturumda kapatılsa da 5. tura kadar oylamanın devam ettirilerek, seçimin tamamlanması gerektiğini açıkladı.
Öztürk, “Anayasa ve iç tüzükte turlamaların bir defa değil
Meclis Eski hukukçularından Mehmet Öner Ekinci ise UBP’nin Meclis çoğunluğunun oyunu alabilecek bir adayla uzlaşı araması gerektiğini dile getirdi.
Ekinci, Meclis’te grubu olan tüm siyasi partilerin başkan ve yardımcılığına aday gösterme hakkına sahip olduğunu belirterek, UBP’nin Meclis çoğunluğunun oyunu alabilecek bir adayla uzlaşı araması gerektiğini dile getirdi.
Meclis eski başkanları tüzükteki eksikleri işaret etti
Öte yandan Meclis Eski Başkanı Sibel Siber, iç tüzükte hatalar olduğunu bunların düzeltilmesi gerektiğini belirterek, 26 ret oyu alan bir kişinin yeniden aday olup olmayacağına ilişkin kural olmadığını dile getirdi.
Eski Meclis Başkanlarından Fatma Ekenoğlu da Meclis iç tüzüğünde bir adayın salt çoğunluğu almaması, 26 ret oyu alması halinde hangi yolun izleneceğine dair boşluk olduğunu belirtti, “Aslında mantıken bakıldığında üye salt çoğunluğu alamadı” dedi.
Yüksek Mahkeme Eski Başkanlarından Şafak Öneri:
“Kanunu esnettiler, yasaları sağından solundan çekiştirdiler”
Yüksek Mahkeme Eski Başkanlarından Şafak Öneri, Anayasa’ya göre yeni yasama yılının başlangıcından 10 gün içerisinde Meclis başkan ve yardımcısının seçilmesi gerektiğine işaret etti, “Divanı seçmek gerekiyordu, bu yapılmadı. Bundan sonraki gecikmeler buna uygun olmayacak. Kanunu esnettiler, yasaları sağından solundan çekiştirdiler. Bu da onlardan biri...” şeklinde konuştu.
Öneri, gayrı yasallığın bu noktadan başladığına değinerek, “ Vaktinde gereken yapılmadı… Yapılacak olanlar da ne derece yasal olacak” şeklinde konuştu.
Öneri’nin açıklaması özetle şöyle: “Ciddi bir ihmal var. Anayasa’ya göre yeni yasama yılının başlangıcından 10 gün içerisinde başkan ve yardımcı seçmeliydi. Bu, yasada ciddi şekilde amir hükümdür. Divanı seçmek gerekiyordu, bu yapılmadı. Bundan sonraki gecikmeler buna uygun olmayacak. Kanunu esnettiler, yasaları sağından solundan çekiştirdiler. Bu da onlardan biri...
İç tüzükte, 5. turda en fazla oy alan adayın seçildiği yazıyor. Bu, tek aday için de geçerli.
Aslında bu madde yanlış, ciddi problem var. Tüzükle ilgili de sorunu var. Söz konusu maddenin amacını anlayamadım. Tek başına ve bir yarış olmayacaksa bunlar düşünülmedi.
Ortaya bir garabet(tuhaflık) ortaya çıktı. Meclis Başkanlığı seçiminin ertelenmesine gelene kadar, yasama yılının başlangıcından 10 gün içerisinde yapılamamasına bakılması lazım. Gayrı yasallık oradan başladı. Vaktinde gereken yapılmadı… Yapılacak olanlar da ne derece yasal olacak. Bu durum, ciddi hukuki problemleri ortaya çıkarıyor. Bu şekilde attığınız her adım aykırı olur.”
Eski Başsavcı Behiç Öztürk:
“Oylama devam ettirilmeli, seçim tamamlanmalıydı”
Eski Başsavcı Behiç Öztürk, Meclis Başkanlığı seçimine yönelik hem Anayasa hem de içtüzükte bir takım kurallar olduğuna işaret ederek, Pazartesi günkü oturumda kapatılsa da 5. tura kadar oylamanın devam ettirilerek, seçimin tamamlanması gerektiğini açıkladı.
YENİDÜZEN’e konuşan Öztürk, “Anayasa ve iç tüzükte turlamaların bir defa değil
5 defa yapılması gerektiği yazıyor. İç tüzükte de ona değindi. İlk turda salt çoğunluk alınamazsa oylama devam edilir. 4. turun sonunda sonuca varılmazsa en çok ay alan aday seçimi kazanacağı ifade ediliyor. Tek adaysa da bu uygulanır” dedi.
Öztürk, Canaltay’ın yeniden aday olabileceğini, bu konuda yasaklayıcı kural olmadığını kaydetti,
Açıklamasına özetle şöyle devam etti: “İç tüzükte kurallar, Meclis Başkanı seçilmesin diye konmaz. Anayasa ve iç tüzükte turlamaların bir defa değil de 5 defa yapılması gerektiği yazar. İç tüzük buna değiniyor. İlk turda salt çoğunluk alınmazsa, oylama devam eder. 4. tur sonunda sonuca varılmazsa en çok ay alan aday seçim kazanır der. Tek adayda da aynı şey uygulanır. Yorumlayıcı anayasa mahkemesidir ama iç tüzüğün uygulanacağı yazar.”
Öztürk, seçimin yazılı kurallar çerçevesinde uygulanabileceğini belirterek, şöyle devam etti: Olmayan yazılı kuralı varmış gibi düşünüp, hareket edemeyiz. Yeniden aday olabilir, yasaklayıcı kural yok.
26 ret çıkarsa kapatılması yönünde bir madde yok. En başından seçim yürütülse sonuçlanacaktı gibi geliyor. Peki şu anda UBP aday çıkarmazsa ne olacak. Meclis Başkanı nasıl seçilecek? Büyük sıkıntı var. Mantıklı şekilde hareket edilmesi lazım….
Meclis Eski Hukukçularından Mehmet Öner Ekinci:
“UBP, Meclis çoğunluğunun oyunu alabilecek bir adayla uzlaşı aranmalı”
Meclis Eski hukukçularından Mehmet Öner Ekinci, UBP’nin Meclis çoğunluğunun oyunu alabilecek bir adayla uzlaşı araması gerektiğini dile getirdi.
Ekinci, Meclis’te grubu olan tüm siyasi partilerin başkan ve yardımcılığına aday gösterme hakkına sahip olduğunu da belirterek, hukuki sürece yönelik bilgi verdi.
Şu anda Meclis’te siyasi grubu bulunan CTP, UBP ve HP’nin aday göstermesi durumunda ilk dört turda bu adaylardan meclis üye tamsayısının salt çoğunluğunu alan bir adayın seçileceğini kaydeden Ekinci, şöyle devam etti: “Hiçbir aday yeterli çoğunluğu sağlayamazsa son turda en çok oy alan iki grup adayı arasında beşinci tur oylama yapılır, bu turda daha fazla oy alan aday seçilmiş olur.”
Bununla birlikte gruplardan yalnızca birinin aday göstermesi ve 26 oyu alamaması halinde turlara aynı adayla devam edilemeyeceğini kaydeden Ekinci, “Aynı adayla beşinci tura kadar seçim işlemine devam edilmesi ve beşinci turda aldığı oyla yetinilerek Başkan olması, Anayasa Koyucu tarafından düşünülmüş ve olasılıklar arsında buna da yer verilmiş değildir” dedi.
Ekinci’nin sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama şöyle: UBP, Cumhurbaşkanlığı seçiminden başlayarak, dış müdahalelere davetiye çıkarmasıyla, parti içi seçimlerdeki hukuk dışılıklarıyla ve yine dış müdahaleleri sineye çekmekle, son olarak da Meclis Başkanlığı seçiminde uzlaşı aramayıp, adayını yalnızlaştırması ve hüsrana uğratmasıyla, bizlere bilimsel anlamda ve/veya hukuksal anlamda bir siyasal parti olamayıp çıkar birlikteliğine dayalı bir garip oluşum olduğunu göstermiştir.
Anayasanın 83'üncü maddesinin (1)'inci fıkrasına göre, "Meclis Başkanlık Divanı, bir kurul olarak çalışır ve Meclisteki grupların sayılarıyla orantılı olarak oluşturulur". Bunun anlamı, Siyasal parti gruplarının güçleri oranında Başkanlık Divanında yer almasıdır.
Aynı maddenin 4'üncü fıkrasında seçim işlemlerinin hangi esaslar çerçevesinde yapılacağı düzenlenmiştir. Fıkra şöyledir:
"Meclis Başkanı ve Meclis Başkan Yardımcısı seçimi gizli oyla yapılır. İlk dört oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. Dördüncü oylamada da salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için beşinci oylama yapılır. Beşinci oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur."
Bu düzenleme ile Anayasa Koyucu, Meclisi yönetme sorumluluğunu taşıyacak olan Meclis Başkan ve Yardımcısının, Meclisin üye tamsayısının salt çoğunluğu ile, yani 26 oyla seçilmesini temel bir yaklaşım olarak görmekte, dört turda da yeterli çoğunluk sağlanamadığı takdirde ise, Meclisin Başkansız ve Yardımcısız kalmasını önlemek adına, dördüncü oylamada en çok oy alan iki aday arasında beşinci turun yapılmasına olanak yaratmakta ve bu turda en çok oy alan adayın seçilmesini öngörmekte; böylelikle de soruna bu yolla çözüm bulunmasını sağlamaktadır.
Öte yandan Anayasa koyucunun, çok turlu seçim yapılmasına gerek duymasının temelinde yatan bir başka amaca değinmekte yarar vardır. Yukarıda alıntılanan (1)'inci fıkradan da görüleceği gibi, Başkanlık Divanında siyasal parti gruplarının sayılarıyla orantılı olarak, bir başka deyişle güçleri oranında temsilinin sağlanması, Divan oluşumunda esastır. Bu da, Başkanlığa ve Başkan Yardımcılığına şu anda Mecliste temsil edilen üç parti grubunun aday gösterebileceğine işaret etmektedir. Turlu seçim de bu üç partinin gösterebileceği adaylar arasında yapılabilecektir. Parti gruplarınca gösterilen adaylardan hiçbiri ilk dört turda yeterli oyu, yani üye tamsayısının salt çoğunluğu olan 26 oyu alamadığı takdirde, Anayasaya göre, beşinci tur bir oylama yapılacak ve bu tur oylamada, dördüncü turda en çok oy alan iki adaydan hangisi daha fazla oy alırsa o başkan veya başkan yardımcısı olacaktır. Böylelikle de tıkanıklık giderilmiş ve sorun ortadan kaldırılmış olacaktır.
Maddeyi uygularken dikkat edilecek temel öğelerden biri, çok adaylılıktır. Grubu bulunan tüm siyasal partiler, şu andaki durum itibarıyla UBP, CTP ve HP Başkanlığa ve Başkan yardımcılığına aday gösterme hakkına sahiptirler. Üç grubun da aday göstermesi durumunda ilk dört turda bu adaylardan meclis üye tamsayısının salt çoğunluğunu alan bir aday seçilmiş olacaktır. Yok hiçbir aday yeterli çoğunluğu sağlayamazsa, o durumda da son turda en çok oy alan iki grup adayı arasında beşinci tur oylama yapılacak ve bu turda daha fazla oy alan aday seçilmiş olacaktır.
Peki, gruplardan yalnızca biri aday gösteriyorsa, yani bugün olduğu gibi, tek bir aday ile gruplardan biri Başkanlık seçimine katılıyorsa ve ilk turda, bu aday yeterli çoğunluğu, yani üye tamsayısı olan 26 oyu alamamışsa, turlara aynı adayla devam edilecek midir? Kanımca, hayır. Aynı adayla beşinci tura kadar seçim işlemine devam edilmesi ve beşinci turda aldığı oyla yetinilerek Başkan olması, Anayasa Koyucu tarafından düşünülmüş ve olasılıklar arsında buna da yer verilmiş değildir kanısındayım. Bundan sonraki seçim yine tek adaylı olacaksa, yani diğer gruplar yine aday göstermeyip,-ki göstermeyecekleri görünmektedir- bu takdirde UBP, Meclis çoğunluğunun oyunu alabilecek bir adayla uzlaşı aramalı ve seçimde olası sürpriz sonuçları önleme yollarını aramalıdır diye düşünüyorum.
Bu noktada, son söz olarak, Meclis Başkanı ve Başkan Yardımcısı seçimi ile ilgili olarak, Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 10'uncu maddesinin (4)'üncü fıkrasının (B) bendinde, Meclis Başkan Yardımcılığı konusunda, seçimi dahi anlamsız kılacak biçimde yapılan bir değişiklikle, Anayasaya aykırı bir düzenleme yapıldığını da belirtmek isterim
Değişiklik şöyledir:
(B) Meclis Başkan Yardımcısı için hükümette görev almayan ve grubu bulunan Siyasal Partilerden, en fazla Milletvekiline sahip olan aday gösterebilir. Milletvekili sayısı eşit olan Siyasal Partilerin seçimde aldıkları oy oranı dikkate alınır. Hükümette görev almayan ve grubu bulunan bir Siyasal Parti bulunmaması halinde, konu Siyasal Parti gruplarının Başkanlık Divanında temsiline ilişkin kurallar çerçevesinde, Danışma Kurulunca karara bağlanır"
MECLİS ESKİ BAŞKANLARI NE DEDİ?
Meclis Eski Başkanı Sibel Siber:
“Tüzükte hatalar var”
“İlk kez böyle bir olay yaşanıyor. Meclis ile hükümetin bu kadar iç içe geçmemesi gerekiyor.
Meclis başkanlığı hükümetten bağımsız olarak seçilmeliydi. Tüzükte hatalar var. İçtüzükte meclis başkanlığı ve yardımcısının grubu olan önerisi ile belirlendiği yazıyor.
Tüzükte hatalar var. İlk seçimde salt çoğunluk alınmazsa 5. seçimde salt çoğunluk aranmaması tartışılmalı. Tüzükte yazanlar bir yana, teamüller meclis başkanlığı ve yardımcılığında konsensüs olurdu. Genelde kim aday gösterilirse seçilirdi. Hem parti içi adayı olarak çıkardı, diğer partilerde de konuşmalar yapılır, konsensüs sağlanırdı. İlk turda seçilirdi. Benim dönemimde Meclis Başkan yardımcılığında birkaç kez seçim yapıldı, öyle seçildi. Şu andaki süreçte, parti adayını desteklemiyor. Ne parti içerisinde ne de meclis içerisinde istişare sağlanmamış. Bu, meclisin yapısına gölge düşüren bir durumdur. Normalde başkanın 1 Ekim’de seçilmesi gerekiyor.
Tüzükte 26 ret oyu alan bir kişinin yeniden aday olup olmayacağına ilişkin kural yok.
Meclis’in şu anda 50 üyesi var. 2 üye eksik. Aldığım bilgiye göre Başsavcılığa salt çoğunluğu 26 yerine 24 yapabilir miyiz diye sorulmuş. Meclis üye sayısı 50’dir. Bir üyenin herhangi bir nedenle gelmemesi üye sayısını düşürmez. Hukuki görüşün ne olacağını bilmiyorum. Yasal boyutu da var ama yaşananlar genel olarak moral bozucu.”
Eski Meclis Başkanlarından Fatma Ekenoğlu:
“Hangi yolun izleneceğine dair boşluk var”
Eski Meclis Başkanlarından Fatma Ekenoğlu, Meclis iç tüzükte bir adayın salt çoğunluğu almaması, 26 ret oyu alması halinde hangi yolun izleneceğine dair boşluk olduğunu belirtti, “Aslında mantıken bakıldığında üye salt çoğunluğu alamadı” dedi.
Ekenoğlu, tüzük hazırlanırken, böyle bir olayın yaşanabileceğinin düşünülmediğini, bu noktaya değinilmediğini ifade etti.
Böyle bir olayın ilk kez yaşanıldığını da dile getiren Ekenoğlu, “UBP bize hep ilkleri yaşatıyor.
Hükümet, ciddi kaosu yaşayarak kuruldu. Onun getirdiklerinin yansımasıdır. Kendi parti içerisinde de zorlarsanız olacak olan budur. Halkın iradesini, partinin iradesini yok sayarsanız sonuç buraya gider. Meclisin yaşadığı kaos budur” şeklinde konuştu.
MECLİS İÇ TÜZÜĞÜ NE DİYOR?
10. madde: Salt çoğunluk sağlanmazsa beşinci oylamada en fazla oy alan...
Meclis İç Tüzüğü’nün 10. maddesinde Meclis Başkan ve Yardımcısının seçimi ve görev süreciyle ilgili izlenecek yol ayrıntılı şekilde anlatılıyor.
Buna göre; Meclis Başkanı seçimi, aday göstermeye hak kazanan grup veya grupların öngördüğü adaylar arasından yapılır.
Meclis Başkan Yardımcısı için hükümette görev almayan ve grubu bulunan siyasal partilerden, en fazla milletvekiline sahip olan aday gösterebilir.
Milletvekili sayısı eşit olan partilerin seçimde aldıkları oy oranı dikkate alınır. Hükümette görev almayan ve grubu bulunan bir partinin bulunmaması halinde, konu parti gruplarının Başkanlık Divanında temsiline ilişkin kurallar çerçevesinde, Danışma Kurulunca karara bağlanır.
Başkan ve Başkan Yardımcısı seçimi, ayrı ayrı, eş zamanlı seçimle ve gizli oyla yapılır. İlk dört oylamada, üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. Çekimser oylar oylamada dikkate alınmaz.
Dördüncü oylamada da salt çoğunluk sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki Meclis Başkanı adayı için beşinci kez oylama yapılır.
Beşinci oylamada en fazla oy alan Meclis Başkanı olarak seçilmiş olur.
Bu kurallar adayın tek olması halinde de uygulanır.
12. madde Başkanlık Divanı’nı düzenliyor
Tüzüğün 12. maddesi, siyasal partilerin Başkanlık Divanı’nda temsilini düzenliyor.
Buna göre; partilerin Başkanlık Divanında sayıları ile orantılı temsil edildikleri yazıyor.
Öte yandan; Meclis Başkanı’nın, siyasal parti gruplarının Meclis üye tamsayısı içerisindeki oranlarını ve bu oranlara göre her parti grubuna düşen Başkanlık Divanı’ndaki görev yeri ve sayısına ilişkin dağılımını, en az iki olasılıklı şekilde tespit eder ve Danışma Kurulu’na sunduğu tüzükte yer alıyor.
Yine ilgili maddede siyasi parti gruplarının Başkanlık Divanı’ndaki görev yeri ve sayısının, Danışma Kurulu’nun oybirliğiyle alacağı karar ile belirlendiği, Meclis Başkanlığı’nca Siyasal Parti gruplarına bildirildiği belirtiliyor.
Söz konusu madde şöyle devam ediyor: “Siyasal Parti gruplarının temsilcilerinin saptanmasında, Siyasal Parti gruplarının milletvekili sayılarının Cumhuriyet Meclisi milletvekili tamsayısına oranına en yakın oranda temsil edilmelerini sağlayacak mevkilere seçilmeleri sağlanır.
Siyasal Parti gruplarına, Başkanlık Divanında düşen üyelikler yukarıdaki fıkralar gereğince bir önerge ile Genel Kurulun onayına sunulur. Genel Kurul, bu konudaki kararını işaret oyuyla verir. Siyasal Parti gruplarına düşen üyeliklere yalnız Siyasal Parti grupları aday önerir. Aday önermeyi reddeden gruba düşen üyelik için oransal olarak en çok hakkı olan diğer grup öneride bulunur. Siyasal Parti grubuna üye olmayanlar aday olamaz.”
156. madde: Salt çoğunluk yoksa reddedilir
İçtüzüğün 156. maddesi Meclis’te karar yeter sayısına ilişkin resmi bilgileri içeriyor.
Buna göre; Meclis’te oylamaya sunulan bütün hususların, Anayasada, ayrıca kural olmaması halinde toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile kararlaştırıldığı ifade ediliyor.
Aynı maddenin ikinci fıkrası ise; kabul ve ret oylarından fazla olana, çekimser oyların eklendiği, bulunan sayının oylamaya katılanların salt çoğunluğunu oluşturması halinde oylamanın bu doğrultuda karara bağlandığı yazıyor.
Üçüncü ve son fıkrada oylamada eşitlik olması halinde, yani kabul ve ret oyların sayısının aynı olması durumunda izlenecek yol ifade ediliyor. Bu durumda; salt çoğunluk sağlanamazsa oylanan konunun reddedildiği belirtiliyor. Kabul, ret ve çekimser oyların toplamının, toplantı yeter sayısından az olması halinde ise Meclis Başkanı’nın toplantı yeter sayısının olmadığını ilan ederek, gereğini yaptığı da kaydediliyor.