1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Meclis Komitesi Ciklos Raporu’nu yayınladı
Meclis Komitesi Ciklos Raporu’nu yayınladı

Meclis Komitesi Ciklos Raporu’nu yayınladı

Sel felaketinin oluşum nedenleri ve sonucunda yaşanan can kayıpları ile ilgili yol ve trafik güvenliği konusunda ihmalin olup olmadığı ile ilgili meclis araştırma komitesi raporunu tamamlayarak yayınladı.

A+A-

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Cumhuriyet Meclisi Girne-Lefkoşa anayolunda geçtiğimiz yıl meydana gelen sel felaketinin oluşum nedenleri ve sonucunda yaşanan can kayıpları ile ilgili yol ve trafik güvenliği konusunda ihmalin olup olmadığı ile ilgili meclis araştırma komitesi raporunu tamamlayarak yayınladı.

İşte raporun tam metni:

            Cumhuriyet Meclisinin Dokuzuncu Dönem İkinci Yasama Yılında Ulusal Birlik Partisi Girne Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Sayın Özdemir Berova ve Ulusal Birlik Partisi Mağusa Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Sayın Dursun Oğuz’un birlikte sunmuş oldukları, Girne-Lefkoşa Anayolunda Meydana Gelen Sel Felaketinin Oluşum Nedenleri ve Sonucunda Yaşanan Can Kayıpları İle İlgili Yol ve Trafik Güvenliği Konusunda İhmalin Olup Olmadığı İle İlgili Meclis Araştırma Önergesi, Cumhuriyet Meclisinin 11 Aralık 2018 tarihli, Yirminci Birleşiminde almış olduğu 24/2/2018 Sayılı Kararla kabul edilmiş ve 25/2/2018 Sayılı Kararla Komite kurulmuştur. Komitemiz, 25 Aralık 2018 tarihli ilk toplantısı ile çalışmalarına başlamış ve  3 ve 30 Ocak 2019, 15 ve 20 Şubat 2019 ve 29 Mart 2019  tarihlerinde toplanmıştır.           

            18 Haziran 2019 tarihinde altı aylık çalışma süresi dolan Komitemiz, İçtüzüğün 114’üncü maddesinin (6)’ncı fıkrası uyarınca çalışmalarının sonuçlanamaması gerekçesini bildiren Raporunu, Genel Kurula havale etmiştir. Söz konusu Rapor, Genel Kurulun 24 Haziran 2019 tarihli 70’inci Birleşim gündemine alınarak görüşülmüş ve oybirliği ile yeniden değerlendirilmek üzere Komiteye geri gönderilmiştir. Bu Karar doğrultusunda Komitemiz, geri gönderilen Raporun değerlendirmesini yapmak üzere İçtüzüğün 114’üncü maddesi uyarınca geri gönderilme tarihinden itibaren üç aylık dönem içerisinde çalışmalarına devam etmiştir. Ancak Komitemiz Meclis tatili süresince Genel Kuruldan çalışma yetkisi almadığından toplantılarına 1 Ekim 2019 tarihinden itibaren başlamış ve 21, 24 ve 30 Ekim 2019 ve 28 Kasım 2019 tarihlerindeki toplantılarla devam etmiş ve 2 Aralık 2019 tarihli son toplantısı ile çalışmalarını tamamlamıştır.

            Komitemiz, çalışmalarına yön vermek ve konu hakkında bilgi almak amacıyla, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Sayın Tolga Atakan’ı, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Sayın Hasan Alicik’i, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Sayın Kemal Bağzıbağlı ve Bakanlık yetkililerini, Karayolları Dairesi Müdürünü, Çevre Koruma Dairesi Müdürünü, Su İşleri Dairesi Müdürünü, Meteoroloji Dairesi Müdürü ile bu Dairelerin yetkililerini, Girne Kaymakamı Sayın Sinan Güneş ve Kaymakamlık yetkililerini, Savcı Sayın Ergin Atıcı’yı, Adli Polis Müdürlüğü yetkililerini, İtfaiye Müdürlüğü yetkililerini, Girne Polis Müdürlüğünden, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığından, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığından, Girne Belediyesinden Komiteye davet edilen yetkililer ile Kayıp Şahıslar Komitesi yetkililerini ve Trafikte Güvenli Yaşam Derneği yetkilisini ve İnşaat Mühendisleri Odası yetkililerini toplantılara çağırarak bilgi ve görüşlerine başvurmuştur. Ayrıca ilgili kamu, kurum ve kuruluşlardan da yazılı görüş almıştır.

I. Giriş

            Komitemiz, konu üzerinde yaptığı araştırma ve incelemeler sonucunda varmış olduğu tespit ve değerlendirmelere geçmeden önce, kuruluşuna ilişkin amacını belirtmeyi uygun görmüştür. Komitemiz, 2018 yılının Aralık ayında meydana gelen ve kamuoyunu da uzun süre meşgul eden Girne-Lefkoşa istikameti üzerinde bulunan Ciklos mevkiinde aşırı yağış sonrasında meydana gelen sel felaketi sonucunda yaşanan can kayıpları ile ilgili olarak trafik güvenliğinde ihmalin olup olmadığını araştırarak açıklığa kavuşturmak amacıyla kurulmuştur.

            Komitemiz, araştırmalarını daha sağlıklı yürütebilmek amacıyla yol yapımı, yol tadilat-tamiratının yapılmasına ilişkin mevzuatı da inceleme gereği duymuştur. Yol yapımlarının yeni yol yapımı ile yol tadilat-tamiratı olmak üzere iki farklı şekilde yapıldığını, bazı yol yapım projelerinin Karayolları Dairesi tarafından yapılırken, bazılarının ise 1988 yılında Ülkemiz ile Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayındırlık, Ulaştırma ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Karayolları Genel Müdürlüğü Arasında Yardım ve İşbirliği Sözleşmesi çerçevesinde yapıldığını Komiteye katılan yetkililerden öğrenmiştir. Sözleşme çerçevesinde yapılan yollar ile ilgili olarak Karayolları Dairesinin gerek görüşleri gerekse düzeltilmesi istenen noktaların istişare yoluyla yapıldığı bilgisi yetkililerce Komiteye verilmiştir.

            Yukarıdaki bilgiler ışığında Komitemiz, yolun yeni bir yol yapımı olarak mı yoksa yol tadilatı-tamiratı olarak mı tasarlandığını Komite toplantılarına katılan davetlilere sormuş ve bahse konu yolun iyileştirilmesi ve standartlara uygun hale getirilmesi çerçevesinde yol tadilatı-tamiratı, onarım ve üstyapı takviyesi olduğu, yeni bir yol yapımı olmadığı dolayısıyla da ihalenin bu şekilde olduğu yanıtını almıştır.

II. Lefkoşa-Girne ve Girne-Lefkoşa yolunun mevcut gelişimi

Komitemiz, Girne-Lefkoşa anayolunun bugüne kadar geçirdiği tadilatlara ilişkin bilgi almayı da gerekli görmüştür.

Yolun ilk tadilatlarından biri sayılacak düzenlemenin 1986 yılında tek gidiş ve tek geliş olarak yapıldığı, daha sonra ise 1998 yılında çift şerit olarak, yani iki gidiş iki geliş olarak yeniden düzenlendiği bilgisi Komiteye katılan yetkililer tarafından verilmiştir.

            Bunun yanında, Lefkoşa-Girne anayolunun üst yapı takviyeli bakım onarım projesinde menfez ve drenaj kapsamında herhangi bir projelendirme yapılmadığı, yolun genişletilmediği, sadece yolun ortasındaki refüjün daraltıldığı, bu daraltmanın da yolu genişletilmiş gibi gösterdiği bilgisi verildiği; ayrıca bahse konu yol çalışması üst yapı takviyeli bakım onarım ihalesi olup, yolun bütünlüklü bakım-onarım kapsamında değerlendirilmesinin doğru olduğu bilgisi de verilmiştir.

III. Bulgular ve tespitler

Komitemizin, konu ile ilgili toplantılara katılan davetlilerden ve Komiteye sunulan bilgi ve verilerden yola çıkarak bulguları  ve tespitleri şöyledir:

 

 

-

Yolun, proje yapımı aşamasında hiçbir zaman tam olarak kapatılmadığı; Lefkoşa-Girne, Girne-Lefkoşa istikametinin dönüşümlü olarak trafiğe açık bırakıldığı;

-

Yolun sadece ortadaki refüjün daraltılması ile genişlemiş gibi görünmediği, Girne Ciklos mevkiinde bulunan ve bir etkinlik çerçevesinde çocuklar tarafından geçmiş yıllarda boyanmış olan duvar önündeki kanalın artık görülmediği ve yolun bu duvara kadar dayanmış olduğu dolayısıyla genişlemiş olduğu, bahse konu mevkiinin Girne-Lefkoşa istikametinde yer alan bazı noktalarda da asfaltın dağın eteğine dayandığı nedeniyle gelmesi muhtemel bir su taşkının ancak asfaltın üzerinden akacağı;

-

Meteoroloji Dairesinin 5 Aralık 2018, saat 14:00 ile 7 Aralık 2018, saat 15:00 arasında kuvvetli bir yağış olacağı, bu yağışın 76-100 kilogram metre kareye düşeceği, hatta bunun 100 kilogram olabileceği, derelerin suya doymuş olduğu, toprağın suya doymuş olduğu ve bundan dolayı bir zarar olabileceği, dikkatli olunması gerektiği yönünde raporları olduğu;

-

5 Aralık 2018 gecesi Ülke genelinde yoğun yağışın etkili olduğu; bazı bölgelerde su taşkını ve seller yaşandığı;

-

Saint Hilarion Bölgesine düşen yağışın da Girne-Lefkoşa anayolunun altındaki menfezden geçip karşı taraftaki dereye bağlandığı; menfezde herhangi bir tıkanıklık olmadığı için yol üzerinde herhangi bir taşma yapmadan tam kapasite çalıştığı;

-

Ciklos mevkiinde derenin yolu iki noktasından menfezler aracılığıyla karşıya geçtiği, Boğaz mevkiinden gelen yolun ilk bölünme noktasında menfezin giriş ve çıkışının tıkalı olduğu;

-

Girişi ve çıkışı tıkalı olan menfezin aşırı yağışla meydana gelen suyu tahliye edememesi nedeniyle yolda su taşkını meydana geldiği; ayrıca su taşkınına sebep olduğu saatlerde havzada su akışının 50 m3/sn’ye ulaştığı ancak menfezin tam kapasite görevini yapmış olsa dahi  kapasitesinin 35m3/sn’ de olduğu;

-

Yağışın etkisiyle dere yataklarında bulunan çöp, dal, yol yapımında kullanılan atıklar ve benzeri malzemenin, hatta yağışın şiddeti nedeniyle ağaçların kökleriyle birlikte yerlerinden sökülüp dere içinde sürüklenerek taşındığı ve temizliği önceden yapılmamış olan menfezlerin tamamen tıkanmasına ve oluşan suyun tahliyesine engel olduğu; dolayısıyla menfezin görevini yapamadığı için de suyun hızlı bir şekilde yolun üstüne taştığı;

-

Ani taşkın öncesinde yol üzerinde yolun kapatılmasını gerektirecek bir sorun görülmediğinden dolayı yolun kapatılmadığı; ancak yoğun suyun bir anda geldiği ve yolu bir anda kullanılamaz hale getirdikten sonra yolun Girne-Lefkoşa istikametinin kapatıldığı;

-

Polis Genel Müdürlüğü raporuna göre, Lefkoşa istikametine doğru ilerleyen birden fazla aracın olduğu, bir anda çok şiddetli bir su kütlesinin geldiği, bahse konu aracın bariyer bulunmayan bir yerden dere yatağına sürüklendiği;

-

İnşaat Mühendisleri Odası yetkilileri tarafından bazı noktalarda oto korkuluklarının eksik olduğu, standartlara uygun olmadığı ve yeterli sert zemine çakılmadığı ifade edilirken, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı da, yol yenilenmesi sırasında 447 metre uzunluğunda korkuluk çıkarıldığı ve yerine 477 metre uzunluğunda yeni korkuluk çakıldığı; ayrıca orta refüjde sökülen tüm korkulukların da yeniden eski yerlerine çakıldığı;

-

Bahse konu yolun yükselmesinin ve genişletilmesinin, yolun temelinin ve meyilinin değiştirilmesi demek olduğu ve bunun da bir yol tamiratı-tadilatının ötesinde olduğu;

-

Sözleşme çerçevesinde yapılan yollarda fiili kontrollüğün Türkiye Cumhuriyeti karayolları tarafından yapıldığı, bizim Karayolları Dairesinin teknik anlamda fiili kontrolörlüğü bulunmadığı, idari noktada görevleri olduğu; ancak görüş ve taleplerini gerek proje gerekse yapım aşamasında bilgiye getirmek suretiyle değişiklik talep edebildiği.

 

 

 

 

IV. SONUÇ VE ÖNERİLER

            Komitemiz, yapmış olduğu çalışmalarda almış olduğu bilgiler bulgular ve tespitler neticesinde aşağıdaki sonuçları elde etmiş ve önerilerde bulunmuştur:

 

-

Polis Genel Müdürlüğü raporuna göre, Lefkoşa istikametine doğru ilerleyen birden fazla aracın olduğu, bir anda çok şiddetli bir su kütlesinin geldiği, bahse konu aracın bariyer bulunmayan bir yerden dere yatağına sürüklendiği;

-

Yol tamiratı-tadilatı kapsamında yapılan işlemlerin yolun değişen eğimine, yapılan yükseltme ve genişletme işlemlerine uygun olarak menfezleri genişletmek ve büyütmek suretiyle yenilemenin aslında bir ihtiyaç değil de şart olduğu; menfezlerin sadece girişlerinin temiz olmasının yeterli olmadığı, çıkışlarının da yeterli büyüklükte ve temiz olması gerektiği;

-

Genişletilen yolların kaplama yüzeyinde toplanan suyu boşaltmayı sağlayacak şekilde tasarlanması gerektiği; bu yapılırken drenaj katmanlarının da genişletilmesinin şart olduğu; ve yeni yol yapılırken veya mevcut yollar genişletilirken kullanılan tasarım değerlerine uygun serbest çıkışın bırakılması gerektiği;

-

Herhangi bir yol yapımı tamiratı-tadilatı çalışması başlamadan önce planlanan yolun altındaki tüm menfez boyutlarının Karayolları Dairesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği;

-

Ciklos mevkiinin Girne-Lefkoşa istikametindeki halen yapımı sürmekte olan kanalın yüksekliği ve genişliği göz önüne alındığı zaman, yol yapım aşamasında bazı hususların göz ardı edildiğinin düşünülmesine neden olduğu;

-

Ülke genelindeki su kanallarının, drenajların, dere yataklarının ve menfezlerin düzenli olarak temizlenmesi gerektiği;

-

Çevre Koruma Dairesinin çevre temizliğine ve moloz dökümüne karşı denetimlerini artırması gerektiği;

-

1988 yılında imzalanan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayındırlık, Ulaştırma ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Karayolları Genel Müdürlüğü Arasında Yardım ve İşbirliği Sözleşmesinin o yıllardaki ihtiyaca cevap verebilirken günümüzdeki ihtiyaca cevap veremediği; bu nedenle Sözleşmenin iki ülkenin işbirliği çerçevesinde yeniden ele alınmak suretiyle güncellenmesi gerektiği; güncellenecek sözleşmede Karayolları Dairesinin gerek yeni yol yapımlarında gerekse mevcut yolların tamirat-tadilatında kontrol mercii olarak yer alması gerektiği.

            Ayrıca Komitemiz, Polis Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan dosyanın Başsavcılık’ta olduğunu, bu nedenle meydana gelen olayda herhangi bir şahsın, kurumun kusuru olup olmadığı, eğer kusur varsa kimlere hangi davaların okunması gerektiğine ilişkin sürecin Başsavcılık tarafından sürdürülmesi ve konun da en erken zamanda sonuçlandırılması gerektiğini düşünmektedir.

            Komite üyelerimizden Halkın Partisi Güzelyurt Milletvekili Sayın Hasan Büyükoğlu ile Girne Milletvekili Sayın Erek Çağatay  Rapora kabul oyu kullanmakla birlikte aşağıdaki şerhi düşmüşlerdir:

  1. Bulgular ve Tespitler Kısmının ikinci paragrafını da yer alan ve yolun genişliği ile ilgili iddiaların aslında gerçeği tam olarak yansıtmadığı, yolun ortadaki refüjün daraltılması sonucunda genişletilmiş gibi göründüğü, Girne Ciklos mevkiinde bulunan ve bir etkinlik çerçevesinde geçmiş yıllarda boyanmış olan duvarın önündeki kanalın artık görülmemesinin nedeninin drenaj sisteminin kapalı drenaj olarak düzenlenmesinden dolayı olduğu, menfezlerde uzatma yapılmadığı, yapılanın ise zaman içerisindeki oturmalar nedeni ile meydana gelen bozulmalardan kaynaklı profilin düzeltilmesi ve temelin güçlendirilmesi için zeminin bir yerden mevcut seviyeden yukarı çıktığı ve yukarı çıkma nedeni ile dışa şev olarak açıldığı, Ciklos mevkiin Girne- Lefkoşa istikametinde yer alan noktalarda da dağın eteği ile asfalt arasında bir genişlik olduğu ve sel sularından dolayı o yerde de bir hendek açıldığı gözlemlenmiştir. Ayrıca dağ ile yeni yapılmış asfaltın kenarı ek-2’de bulunan resimlerde de görülmektedir. Bunun yanında oluşan hendek kenarlarında bitki köklerinin mevcudiyeti bahse konu yerin asfalt ile hemzemin olduğunu da göstermektedir.
     
  2. Bulgular ve Tespitler Kısmının altıncı paragrafında yer alan ve “Ciklos mevkiinde derenin yolu iki noktasından menfezler aracılığıyla karşıya geçtiği, Boğaz mevkiinden gelen yolun ilk bölünme noktasında menfezin giriş ve çıkışlarının tıkalı olduğu tespitinin de gerçeği tam olarak yansıtmadığı görüşündeyiz. Bunun nedeni ise, bölgede çok kısa sürede oluşan şiddetli yağışın, dere yataklarında bulunan çöp, dal ve benzeri atılı malzemenin, hatta ağaçların, kökleri ile birlikte sökülüp dere içinde sürüklenerek taşınmasına ve menfez ağzının tıkanmasına sebep olduğunu Komite toplantısına katılan yetkililerin vermiş olduğu bilgiler ışığında düşünmemizdir. Bunun sonucu olarak da, menfez ağzının tıkanması sonucu, menfez görevini yapamamış ve sel suları yol üzerinden taşmıştır.
     
  3. Bulgular ve Tespitler Kısmının on ikinci paragrafında yer alan ve “Bahse konu yolun yükselmesinin ve genişletilmesinin, yolun temelinin ve meyilinin değiştirilmesi demek olduğu ve bunun da bir yol tamirat-tadilatının ötesinde olduğu;” iddiasının gerçekleri yansıtmadığını düşünmekteyiz. İhale edilip uygulamaya konan işlemin kapsamı üst yapı takviyeli bakım–onarım işidir. Bu bağlamda, ihale kapsamında yapılan işlem yıllar içerisinde üstyapıda oluşan oturmalar, çökmeler, yıpranmalar, banketlerin kaybolması ve şu anda mevcut yolun devamında görüldüğü gibi nedenlerden dolayı yolun enine ve boyuna eğimlerinin düzeltilip iyileştirilmesi ve yol yüzeyinin kaplanması olduğunu beyan etmekteyiz. Bu değerlendirmemizi daha da açıklamak için, “Nadir Yayla’nın Karayolu Mühendisliği adlı kitabının 16’ncı sayfasında 2.4 Altyapı – Üstyapı – Yol Tabanı bölümünde anlatılanlara kısaca bakmamız yeterlidir. Şöyle ki;
  • “ Yolun, toprak işi sonunda, daha önceden belirlenmiş kot ve enkesit şekline getirilen kısmına altyapı denir. Köprü, viyadük, tünel, menfez, drenaj tesisleri ve istinat duvarı gibi sanat yapıları’ da altyapı içine girer. Altyapı yolun esas taşıyıcı kısmıdır. Ancak, altyapının taşıyıcılık görevini iyi şekilde yapabilmesi için üzerine başka tabakaların da inşa olunması zorunluluğu vardır.
  • Yolun, trafik yüklerini taşımak ve bu yükü taban zemininin taşıma gücünü aşmayacak şekilde taban yüzeyine dağıtmak üzere altyapı üzerine inşa olunan ve Alttemel (temel altı) ile temel ve kaplama tabakalarından oluşan kısmı üstyapı olarak tanımlanır.
  • Altyapı ve üstyapıdan oluşan yol gövdesinin oturduğu doğal zemin yol tabanıdır.”

III-  Sonuç ve Öneriler Kısmının ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci paragrafların da yer alan ve yol tamirat-tadilatına ve bunlar yapılırken menfezlere ilişkin iddiaların, yeni yol yapılırken veya mevcut yol tamir-tadil edilirken su veya yağmur sularının boşaltılması ile ilgili iddiaların, menfez boyutlarının değerlendirilmesine ilişkin iddiaların ve yol yapım aşamasında bazı hususların göz ardı edildiğine ilişkin iddiaların tam olarak gerçeği yansıtmadığı görüşündeyiz. Şöyle ki;

-

Yol genişlemelerinden dolayı gerekmesi halinde menfezler uzatılabilir ancak hidrolojik hesaplar ve istatistiki bilgiler sonucunca menfezin büyütülmesine karar verilir ki bu hesaplamalarla mühendislikte var olan kabuller doğrultusunda işlemler yapılır.

-

Yolun değişen eğimine göre menfezleri genişletmek, yol genişletmelerinden menfezleri paralel olarak büyütmek ve genişletmek mümkündür. Menfezi genişletmek yolun enine boyuna eğimlerine bağlı değildir. Yağış istatistiklerine ve hidrolojik hesaplarına bağlıdır. Alınacak istatistiklerin sonunda mühendisliklerin kabulleri son nokta olur. Yapılan hesaplamalar sonucunda alınan istatistiki bilgilerin dışında yağış olması halinde yine de sel olabilir.

-

Yapılmış olan ihalenin kapsamı üst yapı takviyeli bakım onarım ihalesidir. Yukarıda bahsi edilen Nadir Yayla’nın kitabından alıntı yapmış olduğumuz şekilde görüleceği gibi üst yapı sistemlerine nelerin gireceği belirlenmiştir. Drenaj sistemleri alt yapı sistemine dahildir. Bununla birlikte kaplama yüzeyinde küçük artışlar olmakla birlikte aslında platform genişliğinde artış olmamıştır.”

 

Komitemiz, konunun değerlendirilmesini sunulan Rapor ışığında oybirliğiyle Genel Kurula salık verir.

Bu haber toplam 7035 defa okunmuştur
Etiketler : , , ,
İlgili Haberler