1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Medya patronuyla yemek sırası
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Medya patronuyla yemek sırası

A+A-

MEDYA ve siyaset üzerine yazıyorum, bir süredir.
Çünkü çok daha demokratik, özgürlükçü, adil bir ülkede yaşamak istiyorum.
25 yılı aşkın bir zamandır gazetecilikten hayatımı kazanıyorum ve basın özgürlüğüne yürekten inanıyorum.
Bu özgürlüğü kendimizden çok daha fazla hayatın, toplumların, geleceğin özgürlüğü görüyorum!

*  *  *

"Büyük bir medya patronu" tanımıyla yola çıkmıştım.
“Türkiye'ye gitti, Başkan Yardımcısı ile görüştü.”
Bu görüşmenin içeriğine dair bir yorum yapmamıştım doğrusu, çünkü bilmiyordum.
Halen de bilmiyorum, çünkü orada değildim.
İki kişi dışında, neler konuşulduğunu kimse bilmiyor, sanırım.
Ayrıca biz gündeme getirene dek kimse böyle bir görüşmeyi anmamıştı dahi.
Diyorlar ki, "seçimle ilgili değildi..."
Tamam.
O zaman neydi?
Bu ülkenin iş insanları ya da siyasetçileri, Türkiye'de başkanla da görüşebilir yardımcısıyla da...
Ama eğer bu görüşmeyi yapan kişi, kitleleri doğrudan etkileyebilecek, kanaatleri yönlendirebilecek bir konuma sahipse, o zaman, toplumsal bir meseleye dönüşüyor görüşme…

 

*  *  *

O medya patronunun anket pazarlıklarını yaptığını yazmıştım yine.
Kimle?
Hükümetle...
Masadaki paranın kaynağını da işaret etmiştim: Sanal bahis işleri!
 

*  *  *

Şimdi yeni bir bilgi daha var.
Dikkatinizi çekerim, duyum ya da söylenti demiyorum.
O medya patronu, bu kez, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile birlikte öğle yemeğinde buluştu.
Yine bilmiyoruz görüşmenin içeriğini...
“Seçime dair” olduğunu öğreniyorum, o kadar…
Onca toplumsal mücadelenin ardından, yine 90'lı senelere dönüyorsak eğer, midem kaldırmıyor.
 

*  *  *

Bu köşenin sürekli okurları bilirler, bilgilerimi teyit etmeden yazmam.
Eğer teyit edememişsem de belirtirim, “doğrulanmamış” derim, “iddia” derim…
Bir de yazdıklarımdan sorumluyum, yoksa sözcüklere yüklenen anlamlardan değil...

*  *  *

Toplumsal bir gailem var, özgürlüklere dair.
Oysa görüyorum ki "kendine" yontanların kurdukları bir "oyun" var ortada...
Hem "konuşmaların" hesabı böyle, hem de "susmaların..."

*  *  *

Demokrasi diyorum.
Anlıyor musunuz?
Demokrasi, özgürlük, eşitlik diyorum.
Hepsi bu!

Bu yazı toplam 3200 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar