1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. MEKAN & SİYASET
Onur Olguner

Onur Olguner

MEKAN & SİYASET

A+A-

  “Mekan & Siyaset” konusunu ele almak için seçilecek en iyi yöntemlerden biri belki de siyasetin nedenini sorgulamaktır. Siyasetin, ülkede kısa, orta ve uzun vadede planlar yaparak halkın yaşam kalitesini geliştirmek için varolduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Bu noktada halkın yaşam kalitesini geliştirmenin en etkili yollarından birinin ise halkın yaşamını sürdürdüğü mekanları geliştirmek olduğu gözardı edilemeyecek bir gerçektir.

Lakin ülkemiz siyasetinde 'Mekan ve Siyaset' odaklı politikalara karşı ciddi bir önem eksikliği vardır. Taşıt ulaşımından meydanlara, toplu taşımadan konut politikasına, ülkesel fizik plandan çevre planlarına kadar olan konularda, sanki yönetim ve siyaset insan hayatına etki eden öncelikli konular değilmiş gibi, mekan politikaları belirlemekten geri durulmaktadır.

Halbuki bize tarihin gösterdiği tek bir şey var ise: o da istikrarlı gelişen toplumlarda sağlam, çalışan, düşünülmüş, çok-paydaşlı ve toplum hayatına dokunuşlarla zaman, ekonomik ferahlık ve yaşanılabilirliği artıran mekan politikalarının merkezde olduğudur.

Peki nedir bu mekan politikaları? Nedir bizim siyaset anlayışımızda eksik olan? Nedir yurtdışında bizleri hayran bırakıp da, ülkeye dönünce siyasetimizden talep etmek konusunda ısrarcı olmadığımız mekan politikaları? Sanırım bu sorunun birçok cevabı varken, öncelikle bize en fazla etki edenler üzerine odaklanmak en sağlıklısı olacaktır:

- İlk olarak bahsetmemiz gereken konu ülkemizin ulaşım politikası olmalıdır. Hiçbir uluslararası standarta uygun olmayan ve uzmanların şaşkınlıktan ağzını açık bırakan hatalı uygulamalarımız, her ölçekte göze çarpmaktadır. Bu uygulamaların her gün can, mal ve zaman kaybına sebep olduğu ise hepimizi kabul ettiği, sindirdiği ve isyan etmediği gerçekliğimizdir.
Bir örnek verecek olursak, tali yol bağlantılarıyla delik deşik edilmiş otobanlarımız kentler arası ulaşımı hem en az iki katı uzatmakta, araç ölçeğinden başlayarak gereksiz yakıt tüketimine sebep vermekte ve ülkesel ölçekte yurt dışından daha fazla yakıt ithalatıyla fakirleşmeye sebep olmaktadır.
Örnek verdiğimiz bu hayati konuda Lefkoşa-Mağusa yolunu ele alacak olursak, yapılacak bir seri altgeçit ile her gün bu yolu kullanan binlerce insan için ulaşım süresini yarıya indirmek ve harcanan yakıt maliyetini ciddi oranda azaltmak mümkündür.

- Ulaşımdan bahsetmişken ülkemizin en büyük eksikliklerinden bir diğeri olan toplu taşımadan bahsetmemek olmaz. Özellikle bizim gibi eğitim adası olma yolunda ciddi adımlar atan bir ülkede, bütünlüklü bir toplu taşım sistemi olmamasının nedeni anlaşılabilir değildir.Hiçbir mazeret kabul edilemez.
Kaldı ki toplu taşıma sadece öğrencilere hizmet eden bir sistem değildir. Ortalama bir arabanın yakıt gideriyle, seyrü sefer vergisiyle, sigortasıyla, servisiyle ve taksitleriyle bir bireye aylık gideri 1.5-2 asgari ücret arasında değişmektedir.
Toplu taşıma alternatifi olmayan ülkemizde artık araba sahibi olmak lüks değildir, ihtiyaçtır. Bu sebepten ötürü 4 kişilik bir aileye aylık ortalama 6 bin TLye yakın araba gideri ödetilmesinin, devletin politika eksikliğinden başka hiçbir sebebi yoktur.
Kaldı ki adamızın tam 113 yıl önce tren rayları ile örülü olması, bugün kentler içi toplu taşıma sistemlerini bile oluşturamamamızı daha da ironik hale getirmektedir.

- Geçmişe bakacak olursak ülkemizde yapılmış en doğru adımlardan birinin toplu konut projeleri olduğunu söylemek mümkündür. Devletin en büyük iki zenginliği olan arazi ve imar potansiyelini, hayatını kurmaya çalışan genç çiftlere ev sağlamak için kullanan bir anlayış, doğru bir siyaset yaklaşımıdır.
İnşaat sektörünün önemli bir lokomotif sektör olduğunu unutmadan,devlet tarafından kentsel dönüşüm projeleri ve sosyal konut vizyonu tekrar çalışılmaldır. Çok sayıda orta büyüklükte inşaat şirketiyle birlikte çalışarak inşaat sektörünü tekrar canlandıracak, her etapta mimari proje yarışmalarıyla birlikte kentsel zenginliğini artıracak, Lefkoşa Organize Sanayi bölgesi gibi kentin içine sıkışmış sanayi alanlarını düzenli şekilde tekrar yapılandırma potansiyeli oluşturacak, ve halka düşük maliyetli konut sağlayacak projeler üzerine çalışılması siyaset için artık elzemdir.
Özellikle de ekonomik sıkıntılar nedeniyle yeni neslin hayatını kurmakta zorlandığı, yuvasını kurup da evini almakta sıkıntı çektiği bu dönemde, siyasetin bu soruna çözüm bulması birincil ödevlerinden biri haline gelmiştir.

Kentsel soluk alanları, yeşillendirme politikaları, meydanlar, bisiklet yolları, parklar ve bunun gibi daha sayabileceğimiz pek vizyon siyaseten terkedilmiş mekan politikaları kategorisine girmektedir. Ve ülkemizde halka hizmet eden bu politik vizyonlar siyaset ile alakasız olarak nitelendirilmekte ve siyaset tarafından kendi kadarine terkedilmektedir.
  ‘Mekan ve Siyaset’ vizyon eksikiğinin faturasını ise gün ve gün halk ödemektedir. Ve bizler yurt dışındaki çağdaş ülkelerde gördüğümüz bu doğru uygulamaları, siyasetten ciddi bir şekilde talep etmeye başlamadıkça da halk bu faturayı ödemeye devam edecektir.

 

 

Bu yazı toplam 12909 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar