Eralp Adanır

Eralp Adanır

MEKTUP 29

A+A-

 

 

“Kullanılmak”...
Mektubunu açar açmaz böyle bir başlıkla karşılaştım.
Bu kez neler yazdığına geçmeden düşünme ihtiyacı duydum bir anda, nedir “kullanılmak” diye.
Genelde bir yardımın ardından hissettirir insana.
Hani sen canı gönülden birşeyler yaparsın karşındakine de, sonra bunun semeresini “kazık” yiyerek, ya da senin iyiliğinin suistimal edildiğini görürsün ya, işte o anda hissettiğin şey; kullanıldığındır.

“İnsanın ağrına gidenlerin başında gelir kullanılmak.
Düşmanın düşman gibi davranışı korkutmaz insanı, ne olduğunu gösterdiği için de, kendini belli etmeyenlerin en sonunda size yaptıkları pek ağır gelir yüreğinize.
Bundandır ki ‘kullanıldığınızı’ hisseder ve kullanılmış olmaktan dolayı kırılırsınız.
Yoksa beklentilerinizin karşılığını vermişse karşınızdaki zaten kırılacak, bozulacak bir durum kalmıyor ortada.
Bundandır ki insan çemberini daralttıkça daraltır, kalabalık içerisinde yoksunlaşır,yalnızlaşır.
Bundadır ki görüştüğü insan sayısını azaltır, başkalarıyla birlikte çokca şey paylaşmaktan kaçar.
Bundandır ki çevresine, yakınına ‘az insan-öz insanlarını’ seçer, yaşamını elinden geldiğince huzurlu; kırılmadan, kullanılmadan, mutsuzluklar yaşamadan sürdürmeye çalışır...”

Bir an kendimi düşündüm de; pencere önü küçük sehbamla, tek bir sandalyemle ne kadar bütünleşmişim meğer.
Ya da ne kadar yalnızlaşmışım...
Yoldan geçenlere bakarken kış günü, cam üzerindeki nefesimin buğusudur sanki yalnızlığımı gideren.
Kendi nefesimden çıkan, benimle bir başkası olan bir buğu işte.
Hiç kendi dışıma çıkıp da bakmamıştım durumuma.
Yazdıklarından bir anda gerilere döndüm.
Kimdi ya da neden bu apartman dairesinde yalnız yaşıyor, senden gelen mektupların yolunu gözlüyorum diye.
Pek karıştırmak istemedi kalbim, geçmişi.
Belli ki kullanılmışım ben de bir kez ya da birkaç kez.
Ve belki de bundandır seçimim; bir sehpa, bir sandalye ve bir de pencerenin oluşu hayatımda.

Bu yazı toplam 2407 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar