Fehime ALASYA

Resmi verilerdeki işsizlerin çoğunluğunda ‘kadın’ olması gözleri çalışma hayatındaki kadınlara çevirdi. Bazı iş kadınları, dernek ve temsilcileri YENİDÜZEN’e değerlendirmelerde bulundu. Resmi verilerle ortaya konulan kayıtlı işsiz sayısı arasında kadınların çoğunlukta oluşunu değerlendirerek, konuya ilişkin çözüm önerileri sundu.

Ülkedeki bin 216 kayıtlı işsizin yüzde 63’ünü kadınlar, yüzde 37’sini ise erkeklerin oluşturmasını değerlendiren kadınlar, başta devlet olmak üzere, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve derneklere de çok fazla iş düştüğünü belirtti.

Yıllardır çalışma hayatında yer alan iş kadınları, ülkedeki ‘İşsizler’ ve ‘özel sektör yöneticilerinin’ neden bir araya gelemediğinin araştırılması gerektiğini vurguladı.

Ülkede artan işsiz sayısına karşın, çalıştıracak ‘yerli işgücü’ bulamamaktan yakınan işletme sahipleri, “İşsizlik çok yüksek deniliyor fakat işveren hiçbir şekilde yerli işgücüne ulaşamıyor. Münhallerde çalışan bulmakta zorlanıyoruz. Bence buradaki dengesizliğin nedeni araştırılmalı.” diyerek bu duruma çözüm bulunmasını istedi.

“Kadın anne olunca şartlar veya bazı görüşler onu ve hapsediyor”

Devletin özel sektördeki çalışma alanlarını cazip hale getirmesi gerektiğini savunan iş kadınları, “Ülkemizde özel sektörün cazibesi yok, kadın anne olunca şartlar veya bazı görüşler onu ve hapsediyor” diyerek, özellikle anne olduğu zaman kadınların çalışma yaşamından istemeden de olsa koptuğuna değindi.

Kendi yaşamından örnekler vererek çalışma yaşamındaki sıkıntılara değinen iş kadınları, devletin çeşitli imkânlarla bunu dengede tutması gerektiğini savundu. 

Bireysel olarak kadınlardaki çalışma isteği ve motivasyonunun uyandırılması gerektiğine de inan iş kadınları, uygun şartların sağlanması gerektiğini düşünüyor. 

Son yıllarda kadınların bazı iş alanlarında öne çıkmasına karşın kariyerinde çok fazla yükselemediğini belirten bazı iş kadınları, “Görüntüde her yerde her şeyde faaliz ama bir noktada tıkanıp kalıyoruz. Bu bence kadının mantalitesinden de kaynaklanıyor, çünkü kadın hem anne, hem eş hem de ev yaşamı sorumlusu…” dedi.

KADINLAR NE DEDİ?

İş Kadınları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tanem Ertanın:
“Kadınlardaki çalışma isteği ve motivasyonunu uyandırmamız gerekiyor”

“Bir kişi veya kadın, bankaya kredi almaya gittiğinde bile devlet memuru olması önceliği aranıyor, bu ve bunun gibi küçük ama önemli etkenler bile toplumun bilinçaltına memuriyeti işlemesi için nedendir diye düşünüyorum. Bazı ufak dokunuşlarla devlet tarafından el atılsa özel sektöre de girişim artar.

Memuriyet, toplumda bazı etkilerle bilinçaltına işledi, bunu ortadan kaldırmalıyız. Devlete de sivil toplum örgütlerine de çok iş düşüyor diye düşünüyorum.

Kadınların iş yaşamına katılımı için sivil toplum örgütleri olarak, teşvik amaçlı, motivasyon amaçlı küçük eğitimler yapılabilinir. Bireysel olarak kadınlardaki çalışma isteği ve motivasyonunu uyandırmamız gerekiyor.

Kendi iş yaşamımdan örnek vermem gerekirse; münhal çıktık, müracaat eden genç girişimci birilerini arıyoruz, en az dört aydır münhal veriyoruz, fakat hiç Kıbrıslı genç gelip başvuruda bulunmadı diyebiliriz, birkaç orta yaş ve üzeri kadın, sigortasını tamamlamak için geldi. Bence ülke genelinde kişilerin önceliği maalesef maaş ve çalışma saatidir, tabi ki şahsi menfaatler önemlidir ama aynı zamanda şirkete nasıl katkı koyabilirim düşüncesi de olmalı, bu bağlamda gerisi gelir diye düşünüyorum.

Kalkınma Bankası Eski Genel Müdürü Fatma Coşar Kınış:
“Ülkemizde özel sektörün cazibesi yok”

“Diğer ülkelere göre işsizlik oranında da çalışma alanında da çok kötü bir durumda değiliz diye düşünüyorum. Kadınlarımız, çalışma alanında da yerini alıyor fakat yükselemiyor. Özellikle aile şirketlerinde, İtici güç kadın olmasına rağmen görünen yüz her zaman erkekler oluyor. Görünen yüz her zaman erkekler oluyor, son yıllarda kadınların biraz ön plana çıktığını görüyoruz.

Gerek siyaset, gerek bürokrasi gerekse özel sektörde istisnai durumlar var ama bu bence yeterli değil. Toplum olarak dile getirmediğimiz bir eksiklik…

Görüntüde her yerde her şeyde faaliz ama bir noktada tıkanıp kalıyoruz. Bu bence kadının mantalitesinden de kaynaklanıyor, çünkü kadın hem anne, hem eş hem de ev yaşamı sorumlusu… Daha fazla çaba harcıyoruz daha çok sorumluluklarımız var.

İşsizlikte de kadınların sayısının yüksek olması normal… Ülkemizde özel sektörün cazibesi yok, kadın anne olunca şartlar veya bazı görüşler onu ve hapsediyor.

Kendi yaşamımdan örnek verecek olursam, bana, aile yaşantımızda eşim, çocuklarıma bakım konusunda annem yardımcı olmasaydı ben de iş sektöründe bulunamazdım… Kendimden verdiğim örnekte dahi görüyoruz ki çekirdek aileden başlayarak kadının iş yaşamına girmesi için genel olarak mantalitesinin ona yardım etmesi lazım.

CAN-SER Ltd Direktörü Sercan Görgüner Bahçeci:
“İşveren ve işsizler neden bir araya gelemiyor araştırılmalı”

İşsizlik şu anda genel olarak ciddi bir sorun olarak görülüyor ama işveren olarak da bakıldığında, açtığımız münhallerde gerekli talebi alamadığımızı söyleyebilirim. Bence bu rakamların detaylı bir şekilde incelenmesi gerek. Gerek kalifiye gerekse diğer eğitim alanlarıyla, iş sahalarına göre de değerlendirilmeli. İşsizlik çok yüksek deniliyor fakat işveren hiçbir şekilde yerli işgücüne ulaşamıyor. Gerek gazete, gerekse resmi siteler ile hiçbir şekilde münhallere yanıt alamıyoruz. Çeşitli münhallerde çalışan bulmakta zorlanıyoruz. Bence buradaki dengesizliğin nedeni araştırılmalı. İşveren ve işsizler neden bir araya gelemiyor araştırılmalı ve buna bağlı çözüm önerileri ortaya konulmalı.

İş Kadınları Derneği Başkanı Şenay Ekingen:
“Özel sektör ve işsizlerin buluşmasını sağlayacak kurumların olmalı”

“Ülkedeki işsizlerin büyük çoğunluğunu kadınlarımızın oluşturması uzun yıllardır değişmeyen bir orandır. Ülkemizin ekonomisi için de kendi insanımızı iş sektörüne katmamız gerek.

Özel sektörde çalışanlar kendilerini işsiz addediyor, bu durumda özel sektörü istihdam konusunda teşvik edici tedbirler de alınmalı.

Özel sektör, çalışan ve güvenilir iş bilir iş gücü ararken, diğer taraftan işsizler var.

Özel sektör ve işsizlerin doğru noktada buluşması çok zor, bunların sağlıklı koşullarda buluşmasını sağlayacak kurumların da olması gerekir.

Altını çizmek isterim ki ekonominin büyümesi için kendi insanımızı ve kadınlarımızı çalışma alanımıza çekebilmeliyiz.

Devletin de çeşitli çalışmalarla kadınlarımıza karşı sorumluluğu olmalı. Sendikalar ve sivil toplum örgütleriyle de istişare içerisinde tüm kesimler sorumluluk üstlenmelidir.

Devletin de bunu arttırması ve cezp etmesi için çeşitli çalışmalar yapması gerekir. Okuldan çıkan bir çocuk güvenilir bir yerde kalabilirse kadınlar daha rahat olur.

Kadınların üzerine yüklenen temel görevlerde de yeni yapılanmalar gerekiyor, özellikle de güvenliğin sorun olduğu dönemde devletin güvenlikli imkânlar yaratması gerekir.

İş kadınlarımızın daha çok iş sektörüne girebilmesi için uyguladığımız sürekli sabit programlarımız vardır. Yılın belli tarihlerinde bunu yapıyoruz.