Men dakka dukka
Yemek sıradandı.
Masayı görmedik.
Bir fotoğraf dahi paylaşılmadı.
Öyle anlaşılıyor ki, masanın üzerine bir kez daha “ön yargılarını” koydu taraflar, “pozisyonlarını” koydu, “korkularını” koydu.
Kendi “hesaplarını” koydu.
“Statüko”yu koydu.
Şairin sözüyle, “Masa da masaymış ha,
Bana mısın demedi bu kadar yüke...”
* * *
“Tavırlarında herhangi bir belirgin farklılaşma görmedim” dedi, bizimkisi...
* * *
“Evrenin basit bir kuralı vardır” diye yazdı, Uğur (Meleke) dostum.
Çok seviyorum onun maç yorumlarını.
Sportif bir yorumun çok daha ötesi...
“Negatif enerji yayarsanız, er ya da geç dönüp sizi buluyor. İster karma deyin, ister Ying-Yang... İster ‘Eden bulur’, ister ‘Men dakka dukka’, ister ‘What goes around, comes around’ olsun mottonuz. Hz. Muhammed de, Hz. İsa da, Dalai Lama da aynı şeyi söylüyorlar. Dünyada neyi değiştirmek istiyorsanız, önce kendinizi o konuda değiştirin.”
* * *
Şimdi bu sözü al, dünyanın belki en yaşlı sorunu ile yüzleştir.
“Zihniyet değişimi”ni sorgula!
Tam da bu!
“Dünyada neyi değiştirmek istiyorsanız, önce kendinizi o konuda değiştirin.”
* * *
“Ne varsa aynen kalsın, adı da çözüm olsun”u oynuyoruz.
“KKTC”nin adı “çözüm” olmaz.!
“Kıbrıs Cumhuriyeti”nin de!
İkisi de olmaz.
Bu haliyle...
* * *
Her neyimiz varsa “gasp edilmiş” geri istiyoruz... Eşitliğimizi... Dünyalı devletimizi... Ortaklığımızı...
Tamam da…
Buna karşılık “gasp ettiklerimizin” yarısını dahi vermeye razı değiliz...
* * *
İster “Eden bulur” deyiniz...
İster “Men dakka dukka...”
Hele bir kendi zihniyetinize bakınız önce.
Önce kendinizi değiştiriniz!