Artık Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandık.
Her seferinde olduğu gibi…
Bütün seçimlerde olduğu gibi…
Başka meselelerimiz yokmuş gibi önümüzde bulduğumuz bir ‘oyalantı’ için yapılması gerekenleri erteleme yolunu seçeriz.
Hoş, ekonomik ve de siyasal gerçekliğimiz problemlerimizin tamamen çözülmesini sağlayacak olanaklar vermiyor bize…
Ancak yine de yapılması gerekenler var;
Trafikteki kazaların önlenmesi gibi, üretimin artırılması gibi, esnafın korunması gibi, çiftçinin-hayvancının (ama gerçekten çiftçi-hayvancı) güçlendirilmesi gibi…
Kamu-özel çalışanlarının eşitlenmesi gibi bizim için biraz hayal olan bir durumu belirtmiyorum bile…
Bunun neredeyse imkânsız olduğunu biliyorum.
Bu eşitlenmenin olması için esnafın, küçük sanayicinin güçlendirilmesi gerekir ki aksine bu sektörler günden güne daha da kötüye gidiyorlar.
TL’nin erimesi zaten var olan üretimi her gün zorlarken, bu zorluk içinde üretilenin de hak ettiği kazanımı almasının haksız rekabet koşullarında elde etmesi çok zor.
Haksız rekabet derken tabii ki Türkiye’den gelen ürünler kastediliyor…
Elbette ki bu ürünleri de ülkemize bizim ithalatçılarımız getiriyor, belki herkesten fazla ithalatçılarımız kazanıyor ama bu da burada bir şeyler üretmek ve satmak için uğraşanların önünü tıkıyor.
***
Trafikte insanımız ölmeye devam ediyor…
Yolların yetersizliği, aşırı hız, dikkatsiz sürüş kazaların önde gelen nedenlerinden… Gerçi polis bültenlerine baktığınızda ‘yolların yetersizliği’ gibi bir ibare göremezsiniz…
Sebep, yolun bozukluğu veya yokluğu olsa da ‘dikkatsizlik, aşırı hız’ daima kazaların nedeni olarak gösterilir.
Son zamanlarda İskele-Karpaz tarafında kazalar yoğunlaşmış gibi görünüyor… Ora halkı ‘yollarımız yetersiz’ deseler de aslında batı taraftaki yollardan daha düzgün asfaltlara sahip oldukları görülebiliyor. Sorun mühendislik hatalarından kaynaklanıyor gibi… Belki de yollar yapılırken olmayan mühendislikten dolayı da olmuş olabilir. Merkezkaç kuvveti hesaplanmamışsa, tali yollardan ana yollara çıkışlar güvenli hale getirilmemişse, kazayı önleyecek önlemler alınmamışsa istenmeyen olaylar meydana gelebiliyor ne yazık ki!
***
Başta neden Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden girdim?
Elbette ki bizim, dünya tarafından tanınan tek bir kurumumuz var, o da toplum liderliği… Yani bizim “cumhurbaşkanlığı” dediğimiz… Elbette ki önemli.
Ancak bu seçim, önümüzde duran, yapılması, en azından sorunları asgariye indirilebilecek çözümlemeleri yapacak çalışmaları engellememeli…
Siyasi partiler, ne yapacaklarını, kimi aday çıkaracaklarını veya kimi destekleyeceklerini elbette ki düşünecekler… 
Stratejiler yapacaklar, kendilerine en yararlı olacak yolu seçecekler ama bu uğraşlar bir yola bariyer yapmayı engellememeli, bu uğraş düzenlenen muhaceret tüzüğünde sorun yaratmamalı, esnafı koruyacak önlemlerin alınmasına engel olmamalı, üretimin unutulmasına neden olmamalı.
Merdiven inerken sakız çiğneyememek gibi bir beceriksizliğe mahkûm olmamalıyız.