1. YAZARLAR

  2. Erdinç Gündüz

  3. Mersi-Basadembo-Asfalya v.s.
Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

Mersi-Basadembo-Asfalya v.s.

A+A-

Bir arkadaş Karadeniz turu sırasında bir kuru yemişçiye girmiş. Basadembo’ların iriliği dikkatini çekmiş.  Ama Türkiye’de basadembo’ya ne derler diye düşünmüş, hatırlayamamış “Bana bundan da ver” demiş.  Dükkan sahibi “Pasatempo mu istiyosunuz ?” deyince afallayıp kalkmış. “Buna siz de mi basadembo diyorsunuz ?” diye sormuş ve “Evet” cevabını almış.
Arkadaşın basadembo anısı, Cenk Mutluyakalı’nın geçen günlerdeki bir yazısını okuyunca geldi aklıma. Cenk yazısında “Biz Kıbrıslılar ‘Mersi’ deriz. Halbuki ‘Mersi’ Fransızca (...)” demişti.
Ve, Türkiye gazetelerinde bir haber.... Malum, Karadenizde ‘Yeşil Yol Projesi’ne karşı eylemler yapılmaktaydı. Eylemlerden birinin kahramanı da bir köylü kadın, Rabia Ana’ydı. İşte o Rabia Ana, Bakanlardan birinin onlar için söylediklerine öyle içerlemiş öyle içerlemiş ki bir ara “Benim asfalyamı attırmasınlar (...)” demiş.  Dikkat ‘asfalya’.....
Gençler bilmez belki ama Kıbrıs’ta da çok kullanılırdı ‘asfalya’ sözcüğü. Rumlarda da Türklerde de.  Rumca asıllı olduğunu sandığım ‘asfalya’, şimdilerdeki ‘sigorta’ anlamına kullanılıyordu.  ‘Sabrımı taşırma’, ‘sinirlerimi bozuyorsun ha..’ anlamında bir tepki konacağında da ‘Asfalyamı attırma’ sıkça kullanılırdı.
İşte size Karadeniz’le bir ortaklık daha... “Kardeniz nire Kıbrıs nire ?” demeyin sakın. Uzak gibi görünen yerler bazen o kadar yakın ki birbirine.

**

Müzik dünyasından birşeyler  de takıldı aklıma. Uzun uzun yazılabilir ama kısaca değineyim.
Karadeniz’in ‘Tulum’u ile ‘ İskoçların ‘Gayda’sı arasındaki büyük benzerliğin farkında mısınız ?  Nereden nereye ? Karadeniz nerede, İskoçya nerede ? Nasıl gitmiş oralara ? Kim götürmüş ? Araştırmaya değmez mi ?  Anadolu’nun milli çalgısı Saz ile Yunanlıların milli çalgısı Buzuki arasındaki  yakın akrabalığı da biliyoruz ?  Hatta ve hatta Azerilerin ünlü ‘Tar’ı ile İspanyolların ünlü çalgısı ‘Gitar’ arasındaki ilişki için iddiaları da ? Daha çoook örnekler var böyle. Ama aslında, tarihin akışı içinde,  insanlarla beraber, müzik aletleri gibi, örf ve adetlerin ve de  sözcüklerin de seyahat etmiş olması çok doğal değil mi ?
Herşey ama herşey hareket halinde dünyada. Özellikle de insanlar. Asırlardır sürekli bir yerden bir yere göç ediyorlar yerleşiyorlar. Bir süre sonra da o ‘geçici’ olarak yerleştikleri yer, ‘vatan’ları  oluveriyor.   Adamın büyük dedesinin adı (örneğin) Hüseyin iken çocuğunun veya torununun ismi John  veya Helmut  olabiliyor ve olmuştur da.
Dinler, milletler,  bayraklar v.s. mi ? Onlar da insanların dahiyane (!) icadı.

Bu yazı toplam 2801 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar