Mesarya Kadınlar İnisiyatifi: Sonuç olarak “Erkekliğe” geçmiş ola!
Mesarya Kadınlar İnisiyatifi: Sonuç olarak “Erkekliğe” geçmiş ola!
Kıbrıs’ın kuzeyinde son 7 yılın yükselen hareketlerinin başında şüphesiz ki Kadın Hareketi geliyor. Kadınların kendi yaşamlarına, toplum içerisindeki sosyal ve ekonomik konumlarına dair sorduğu sorular arttıkça, şehirlerde ve kırsal bölgelerdeki kadın örgütlülüğü de artıyor. Bağımsız kadın örgütlenmelerindeki bu yükseliş, karma örgütlenmelerdeki kız kardeşlerimizle kurulan dayanışma ağlarını geliştirirken, toplumsal alana müdahale imkânlarını da artırıyor. Artık sadece farkındalık yaratmaya çalışan değil, politik süreçlere bilfiil müdahil olarak hayatı dönüştürmeye çalışan kadın örgütlenmeleri köylerde ve kasabalarda da varlığını hissettiriyor. Bu örgütlenmelerden bir tanesi de Mesarya Kadınlar İnisiyatifi… FEMA aktivistleri olarak bu sayımızda Mesarya’daki kız kardeşlerimize ses vermek, onları daha yakından tanımanıza aracı olmak istedik. Söz Mesarya Kadınlar İnisiyatifi’nden Hare Yakula’nın…
Kadın gözüyle hayatı yeniden kurgulamak…
Merhaba… Sorularınızı cevaplamaya başlamadan önce bizleri önemli olarak betimlemenizin ve röportaj yapmanızın motivasyonumuzu artırdığını söylemek isteriz. Bizlerin ilk bir araya gelişi, 2014 yılının Aralık ayına denk gelir. Bu dönemde bir grup gönüllü ile haftanın bir günü toplanıp koro çalışmaları yapmaya başladık. Koromuzun adını Mesarya Bölge Korosu koyduk. Amacımız Akdoğan ve civarı köylerde yaşayan insanların sosyalleşebileceği bir ortam yaratmaktı. Bu noktada başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Koromuz adından her geçen gün daha fazla bahsettiriyor ve özellikle kadınlar tarafından büyük ilgi ile karşılanıyor. Koroya katılan kadın arkadaşların arasında benim kadın çalışmaları içinde olduğumu gören, bu çalışmalara ilgi ve merak duyanlar vardı. Ve bu arkadaşlardan farkındalık çalışması talebi geldi. Bir şeyleri değiştirme isteklerini ve bunun için gerekli dönüştürücü enerjiye, güce, inanca sahip olduklarını gözlemleyebiliyordum. Bu istek üzerine birlikte hayal etmeye; sorunlarımızı, sorularımızı ve taleplerimizi konuşmaya başladık. Teoride (kâğıt üzerinde) netleştirdiklerimizle pratikte yaşadıklarımız arasında köprüler kurmaya çalıştık.
Adımızı netleştirdikten sonra küçük bir grupla (yaklaşık 15 kişi) haftada bir buluşup farkındalık çalışmaları yapmaya başladık. Kendi kadınlık deneyimlerimizin de konuşulduğu söyleşiler gerçekleştiriyorduk. Bu çalışmalar yaklaşık beş ay kesintisiz devam etti. Süreç içinde bu farkındalığa sahip, kız kardeşlik ve dayanışma ihtiyacı gelişen kadın arkadaşlarımızla İnisiyatifimizin olmazsa olmazlarını kararlaştırdık. Bizler; kadın gözüyle hayatı yeniden kurgulamaya çalışan, anti-hiyerarşik, eşitlikçi, insanları ırk, dil, din, cinsiyet, etnik köken, engellilik ve cinsel yönelimlerinden dolayı ayrıştırmayan, çevre ve hayvan dostu, tabandan gelen ve yatay örgütlenen bir kadın inisiyatifiyiz.
Kadın hakları, vicdani ret, lgbti bireyler ve barış sohbetleri
Kadın hakları ağırlıkta olmak üzerde insan hakları ekseninde on beş günde bir halka açık söyleşiler organize ediyoruz. Bunun Mesarya Bölgesi için bulunmaz bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Çok kısa zamanda birçok güzel geceye imza attık. Kadının İnsan Hakları Eğitimi çalışmalarını Feminist Atölye desteğiyle yürüttük. Bunun yanında Mülteci Hakları Derneği ile mülteci sorununu, Kuir Kıbrıs Derneği ile LGBTi bireyleri ve homofobiyi, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı’yla kadın sığınma evini ve alo şiddet hattını konuştuk. Alan bilgisine sahip birçok aktivistle vicdani reddi, Aile Yasası’nı, barış ve olası bir çözümde kadınların yerini, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve eğitimdeki önemini konuştuk. Kadın filmleri izleyip, tartıştık.
Patronsuz kadın emeği standı…
Yaptığımız en yaratıcı işlerden biri, kadınların ekonomik alanda güçlenmesini destekleyecek “Patronsuz Kadın Emeği Standı’nı” oluşturmaktı. Eylem ve yürüyüşlerde kullandığımız pankart ve dövizlerin de sergilendiği stantlarda, kadınlar birçok etkinlik ve festivalde ürünlerini sergileyip satış yaptılar. ”Patronsuz Kadın Emeği Standı” kadın üretimini teşvik etti ve Mesarya Kadın İnisiyatifi’nin adını duyurmasına yardımcı oldu. Şu sıralar ise İnisiyatifi tanıtıcı broşür çalışmasına başlamış bulunuyoruz. Broşürlerimiz de en kısa zamanda standımızda yerini alacak.
Kadın dayanışma kampı…
İlkini Ocak ayında gerçekleştirdiğimiz Kadın Dayanışma Kampı’nın ikincisini Nisan sonu planlamaktayız. Bu bağlamda Gençlik Dairesi’nin katkısını unutmamak gerek. Kadınlar kamp boyunca eğitim çalışmalarına; kadın sağlığından tutun da öz-savunma tekniklerine kadar bir dizi oturuma katıldı. Kamp sonrası aramızdaki dayanışma ruhunun geliştiğini ve empati yapma yetisinin geliştiğini bizzat gözlemledim.
Hayatımızı değiştirmek ve yaşamı dönüştürmek için bir aradayız…
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri arsında 6 Mart Pazar sabahı Akdoğan’da barış temalı “Kadın Grafiti ve Duvar Boyama Eylemcesi” gerçekleştireceğiz. Birbirimizi bulmamıza sebep olan Mesarya Bölge Korosu ile çalışmalarımız eşgüdümlü devam ediyor ve Koro, kadın mücadele takviminin dayanışma ve mücadele günleri olan “25 Kasım” ve “8 Mart Sokak Yürüyüşleri” sonrası sahne alıp günün anlamına uygun parçalar seslendiriyor. Tecrübelerim şunu ortaya koyuyor ki; kadın örgütlenme süreçlerinde örgütlülüğün gücünü artırmak amaçlı müzikten yardım alınabilir. Bu arada yaşadığımız sıkıntılar da var tabii. Örneğin, dernek değil de İnisiyatif oluşumuz nedeniyle maddi bir bütçeye sahip değiliz. Pankart-döviz hazırlamak, kırtasiye giderleri ve ulaşımı sağlamak bazen sorun olabiliyor. Bu tür ihtiyaçlarımızda Akdoğan Belediyesi’nden destek talep ediyoruz. Konu bu noktaya gelmişken söylemeden geçemeyeceğim; yereldeki kadın örgütlerinin artması için belediyelerin “Kadın Dostu Belediyeciliği” mutlak surette uygulamaya koyması gerekiyor.
Yaşadığımız diğer bir sorun ise “politika yapıyorsunuz” yönündeki söylemlerdir. Eril zihniyet bize “Siyaset yapıyorsunuz”, “Önceleri şarkı söylemekle başladınız ne güzeldi...”, “Size ne su konusundan?” gibi cümlelerle yaklaşabiliyor. Bu zihniyet kadınlar sanki toplumumuzda yaşanan sorunlardan etkilenmiyor gibi yaklaşıyor; kadın örgütlenmelerini seçim zamanı oy toplamak, bilet satmak, çay partisi düzenlemekle mükellef görüyor. Hayatımızı değiştirmek ve yaşamı dönüştürmek için bir arada olduğumuzu görmek istemiyor. Biz, etken olmak ve eşitliği yakalamak için örgütlenip, mücadele etmeye devam edeceğiz. Sonuç olarak “Erkekliğe” geçmiş ola!
Fotoğraf: Murat Obenler