“Mesarya Ovası’ndaki fay hattı ciddiye alınmalı”
Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili, Mesarya Ovası’nın doğu batı doğrusundaki fay hatlarının ciddiye alınması gerektiğini vurguladı, tarihsel dönemlerde meydana getirdiği deprem kayıtlarının bulunduğuna dikkat çekti.
Serap ŞAHİN
Almanya merkezli “Volcano Discovery” isimli deprem araştırma portalına göre 2024 yılının ilk 8 gününde Kıbrıs adasında küçük ölçekli 20 farklı deprem meydana geldi. Söz konusu depremlerden en büyüğü, geçtiğimiz Pazartesi sabaha karşı 00.30 sıralarında İskele’de yaşanan 2,8 şiddetindeki deprem oldu. Öte yandan söz konusu tarihler arasında olmasa da 2023 yılının son günü olan 31 Aralık’ta, Baf’ta, yerin 10 kilometre altında 3,6 şiddetinde bir deprem meydana gelmişti.
YENİDÜZEN’e konuşan uzmanlar, söz konusu gelişmeler ışığında depremler ve devam eden araştırmalarla ilgili bilgiler verdi.
Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili, Mesarya Ovası’nın doğu batı doğrusundaki fay hatlarının ciddiye alınması gerektiğini vurguladı, tarihsel dönemlerde meydana getirdiği deprem kayıtlarının bulunduğuna dikkat çekti.
Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Ayşen Albayrak ise deprem gözlem istasyonlarının kurulduğunu ve laboratuar aşamasına gelindiğini söyledi, “fay sistemlerini bir bütün halinde inceleme imkânımız olacak” dedi.
Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Ayşen Albayrak
“AFAD ile laboratuar kurumu aşamasındayız”
Jeoloji ve Maden Dairesinin, Maden Tetkik Arama (MTA) ve Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) ile protokoller imzaladığını kaydeden Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Ayşen Albayrak, MTA ile paleosismoloji, tarihsel depremler, tarihsel depremlerin tekrarlanış sıklığı çalışmaları kapsamında 13 adet hendek açılarak çalışmaların sonlandığını söyledi. Tsunami çökellerine ve bulgularına rastlandığını ancak sonuçlanmadığına işaret eden Albayrak, projenin ikinci etabında tsunami çalışmalarının başlanması ve tamamlanması yönünde girişimler olduğunu vurguladı.
AFAD ile protokol kapsamında çalışmalar olduğuna dikkat çeken Ayşen Albayrak, deprem gözlem istasyonlarının kurulduğunu ve laboratuar aşamasına gelindiğini söyledi. Albayrak sözlerine şöyel devam etti:
“Tüm bunlar bittiği zaman merkezi bir sistemde bütün sarsıntılar ölçülerek toplanmış olacak. Şu an 4,0 şiddetinin üstündekileri görebiliyoruz. 4 şiddetinin altındakileri laboratuarın tamamlanmasının ardından gözlemleyebilecek olup fayın hareketlerini izleme olanağı bulacağız.”
“Tüm aktivitelerin saptanabilmesi için 2 projenin de tamamlanması gerekiyor”
İkinci proje olarak, maden tetkik aramayla yapılan sismoloji çalışmaları olduğunu belirten Albayrak,
“Depremlerin tarihsel geçmişi, ne kadar sıklıkla tekrarlanabileceği, tarihsel döngüleri hakkında bir de aktif faylar üzerinde çalışıyoruz. O çalışmamız da tamamen sonlandırılmış değildir inci etap ayağının da gerçekleşmesini umuyoruz ki bir fay sistemlerini bir bütün halinde inceleme imkânımız olacaktır.
Levha tektoniği kapsamında, levhaların sürekli bir hareket halinde olduğunu ve yer sarsıntılarının oluştuğuna işaret eden Ayşen Albayrak, ülkede aktif fayların olduğunu belirterek tüm aktivitelerin saptanabilmesi için 2 projenin de tamamlanması gerektiğini kaydetti. Albayrak, “Projeler tamamlandıktan sonra veriler ilgili paydaşlarla paylaşılıp deprem dayanıklı yapıların inşası için gerekli düzenlemeler yapılacaktır” dedi.
Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili
“Son yüzyılda 6 ve üzeri büyüklüğe sahip 7 tane deprem meydana geldi”
Adanın etrafında Kıbrıs yayı olarak da bilinen levha teknotiğine bağlı olarak gelişen ve Kıbrıs’ı direk etkileyen fay hattının olduğuna dikkat çeken Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili, son yüzyılda bizi etkileyen 6 ve üzeri büyüklüğe sahip 7 tane deprem meydana gelerek fay hattının kendini sürekli olarak hissettirdiği belirtti. Kıbrıs yayının tarihsel dönemlerde yıkıcı boyutlara ulaşan büyüklüklerle ortada durduğuna işaret eden Vadilili, “Bunun dışında bizim karasal alanımızda da özellikle adanın kuzeyinde Mesarya Ovası’nı doğu batı doğrusunda kesen fay hatlarımız var. Bunu ovgos fay hattı olarak adlandırıyoruz. Bu hat bu büyüklükte depremleri çok yakın zaman içerisinde meydana getirmediler ama tarihsel dönemlerde meydana getirdiklerinin kayıtları var. Ciddiye almamız gerekiyor” dedi.
“Yeni deprem istasyonu noktaları hazırlanmalı”
Ülkede yeni deprem istasyonu noktalarının hazırlanması gerektiğine dikkat çeken Vadilili, bununla ilgili Jeoloji ve Maden Dairesi ile Maden Tetkik Arama’nın yaptığı bir çalışma olduğunu belirtti, yakın zamanda sonuç raporunun da ortaya çıkacağını söyledi. Son dönemde kayıt altına alınan küçük şiddetteki depremlerin ovgos fay hattı üzerinde gerçekleşen depremler olduğuna işaret eden Mühendis Vadilili şunları kaydetti:
“Jeoloji ve Maden Dairesi ile AFAD’ın yapmış olduğu protokol çerçevesinde yeni deprem istasyonu noktaları hazırlanacak. Bunlar küçük ölçekli depremlerin izini sürmekte büyük fayda sağlayacaklar. Bunlara bakarak da bizler hissetmesek bile küçük büyüklüğe sahip özellikle 2 ve altında ki depremlerin kaydı alınacak, bu küçük depremler bize muhtemelen ovgos fay hattı ile bilgiler verecektir. Bu kayıtlar alınmaya başlandıktan sonra bunun üzerine yeni çalışmalar ve projeksiyonlar elde etme fırsatları yaratılacaktır.”
“Depremlerin hangi fay hatlarından oluştuğu daha iyi anlaşılacak”
Vadilili açıklamasına şöyle devam etti:
“Kara üzerindeki küçük depremler 15-20 kilometre derinliğini aşmayacak şekilde sığ depremlerse bunlar karasal alandaki fay hatlarının meydana getirdiği depremlerdir. Anadolu plakası üzerindeki fay hatlarını temsil ediyor. Ovgos fay hattı böyle bir fay hattıdır. Kıbrıs yayındaki gerçekleşen depremlerin kara üzerinde işaretlenecek episantırları buna bağlı olarak da odak noktaları muhtemelen 70-80 kilometre derinlikte olan depremler olarak kayıt altına alınması gerekir. Bu iki deprem derinliklerinden bile karasal alandaki deprem fay hatları mı yoksa adanın güneyindeki fay hattı mı bu depremleri yaratıyor, kaynağı derinliklerine bakaraktan da bir varsayım yapılabilir. Bunlar için de özellikle 2 ve altındaki büyüklüğe sahip depremler için hassas ölçüm aletlerinin, hassas ölçüm istasyonlarının kara üzerinde konumlanması gerekir. Bu da AFAD ve Jeoloji Maden Dairesi’nin son birkaç aydır yapmaya çalıştığı protokol çerçevesindeki çalışma ile ortaya çıkacak gibi görünüyor. Beklenti bu yönde.”