1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. 'Mevcut düzen gençleri korumuyor'
'Mevcut düzen gençleri korumuyor'

'Mevcut düzen gençleri korumuyor'

Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen Gençlik Hakları Çalıştayı’nda gençler arasında taciz olaylarının yaşandığı, aile içi şiddet gibi konularda mevcut düzenin gençleri koruyamadığı ortaya çıktı.  

A+A-

Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen Gençlik Hakları Çalıştayı’nda gençler arasında taciz olaylarının yaşandığı, aile içi şiddet gibi konularda mevcut düzenin gençleri koruyamadığı ortaya çıktı.  

Çalıştaya katılan gençler, uyuşturucu, şiddet, zorbalık, taciz vb. konulardaki uygulama ve önlemlerin yeterli olmadığını, bundan dolayı kendilerini toplum içerisinde güvende hissetmediklerini belirterek, özellikle gençlerin dilinden ve kaygılarından anlayan bilinçli kurumlara ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.  

Öte yandan Çocuk Hakları Çalışyatayı’na katılan öğrenciler ise özellikle temel ihtiyaçların ihmali, sevgi ihmali ve yalnız bırakılma, özel alanların istismarı, fiziksel istismar, görmezden gelinme ve değersizlik konularında vurgular yaptı.

Katılımcı öğrenciler, bebeklerin beslenmelerine önem verilmediği takdirde bebeklerin ihmal edilmiş olacağı farkındalığına sahip.

Ayrıca öğrenciler, fiziksel ihmalin yanında çocukların duygusal ve sosyal olarak ihmal edilebileceğini düşünüyor.

Çalıştaya katılan öğrenciler, bazen ailelerinin, çevrelerinin ve öğretmenlerinin kendilerini umursamadığı, önemsemediği ve dinlemediği görüşünde. Görüş bildiren çocuklar, zaman zaman kendileriyle değil başka şeylerle ilgilenen yetişkinlerden bahsederek, sevgi ihmaline ve yalnız bırakılma korkusuna vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanlığı’nda 26 Nisan ve 18 Mayıs tarihlerinde düzenlenen Gençlik Hakları ve Çocuk Hakları çalıştaylarının sonuçları bugün açıklandı.

Çocuklar ve gençlerle yapılan iki ayrı çalışma toplantısında, çocuklar ve gençlerin aile ilişkileri, okul yaşamı ve öğretmen ilişkisiyle ilgili görüşleri, sanal zorbalık, gündelik hayata ilişkin kaygıları hakkındaki düşüncelerinin yer aldığı sonuç raporu, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu tarafından basınla paylaşıldı.

Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Müsteşarı Asım İdris yanında, ilgili bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yetkilileri de hazır bulundu.

HÜDAOĞLU: “GENÇLER SÖZ HAKLARINA SAYGI DUYULMASINI İSTİYOR”

Basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu, iki çalıştayın yaygın ve ciddi sorunları, kaygıları ortaya çıkardığına dikkat çekerek, çalıştayların en çarpıcı sonucunun; çocukların ve gençlerin söz haklarına saygı duyulması talebi olduğunu vurguladı.

Hüdaoğlu, “Çocuklarımız ve gençlerimiz, kendilerine yeterince kulak verdiğimiz, görüşlerini önemsediğimiz, kendilerini birey olarak kabul ettiğimiz kanaatinde değil” dedi.

Çalıştay raporlarının 1 Haziran Dünya Çocuk Günü’nden açıklanmasının önemine değinen Hüdaoğlu, 1 Haziran’ın; Birleşmiş Milletler’in 1925’te toplanan “Çocukların Refahı İçin Dünya Kongresi”ne dayandığını, bu günde çocuk haklarının güçlü bir şekilde anlatılması, çocuk sorunlarının ele alınması ve çocukların yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yapılması gerekenlerin gündeme taşınmasının amaçlandığına işaret etti.

Cumhurbaşkanlığı’nın bugünün ruhuna uygun olarak çocukların ve gençlerin kendi görüşlerinin ilgili kurumların ve kamuoyunun dikkatine getirilmesi için iki önemli raporu gündeme getirdiğini belirten Hüdaoğlu, şöyle konuştu:

“Çocuk ve Gençlik Bayramlarının sadece eğlenceye dönük etkinliklerle kutlanmasının yeterli olmayacağına, çocukların ve gençlerin koşullarının daha iyi hale getirilmesi için neler yapılması gerektiğine yoğunlaşmak gerektiğine inanan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın talimatlarıyla iki çalıştay düzenlendi. Çalıştaylarda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nı eşi, ülkemizde alana ilişkin en deneyimli uzmanlar arasında yer alan Meral Akıncı yol gösterici oldu.”

Çalıştaylar hakkında bilgi veren Hüdaoğlu, çalıştay sonuçlarının özet olarak medya ve kamuoyu ile iki kapsamlı raporla ilgili kurumlarla paylaşıldığını, raporların Cumhuriyet Meclisi, Başbakanlık, Yüksek Mahkeme, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ombudsman ve Polis Genel Müdürlüğü’ne ulaştırıldığını bildirdi.    

ÇALIŞTAYLARA TOPLAM 160 ÖĞRENCİ KATILDI 

Çalıştaylara 80’i ilkokul; 80’i lise çağında olmak üzere toplam 160 öğrencinin katıldığını anımsatan Hüdaoğlu, 40 öğretmen ve müdürle eşzamanlı görüşüldüğünü, 40’ın üzerinde moderatör ve raportör görev aldığını aktardı.  

Ülkede geçtiğimiz hafta sonunda yaşanan büyük trajediye dikkat çeken Hüdaoğlu, “Gönyeli’de meydana gelen ve hepimizi derinden sarsan olayda hayatını kaybeden sevgili Ercan’ı bir kez daha rahmetle anıyoruz” dedi.  

Bu elim olay her ne kadar sıra dışı bir kişisel hezeyan sonucunda meydan gelmişse de,  olaydan hareketle çocuklara ilişkin sosyolojik sorgulamaların da beraberinde geldiğini söyleyen Hüdaoğlu, şöyle devam etti:

“Bu trajedi, bir bakıma devlet, toplum ve medya olarak algılarımızı, iş yapma biçimlerimizi ve yerleşik değer yargılarımızı gözden geçirmemiz gerektiğini ortaya koydu. Zaten o günden bu yana herkes bu konuda kafa yoruyor, görüş beyan ediyor. Kimi yaklaşımlar ciddi sorunlar içerse de toplumun bu konudaki arayışından olumlu sonuçlar üretmeye çalışmak gerekiyor. Fakat tam da bu noktada, hepimiz çocuklar ve gençler için konuşurken, bir şeyi ihmal etmemeye mecburuz: Çocuklar ve gençlerle ilgili konuşuyoruz; peki ama onları yeterince dinliyor muyuz?”

RAPORLARDA İFADE EDİLENLER ÇOCUK VE GENÇLERİN GÖRÜŞLERİ

Cumhurbaşkanlığı’nın Çocuk ve Gençlik Hakları Çalıştaylarının, seslerinin duyulmasını, sözlerine kulak verilmesini bekleyen çocukların ve gençlerin görüşlerini almak için yapıldığını vurgulayan Gürdal Hüdaoğlu, her iki raporda ifade edilenlerin tamamıyla çocukların ve gençlerin görüşlerini yansıttığına işaret etti.  

Çocuklara kendilerini ifade etme şansı verilmesi halinde belki de diğer tüm sorunlarını kavrama ve çözmenin mümkün hale gelebileceğine dikkat çeken Gürdal Hüdaoğlu, şöyle devam etti:

“Çalıştaylara katılan çocuklar ve özellikle gençler, bayramlarının eğlence boyutu dışında kendilerine ilişkin konuların ele alındığı bu türden bir etkinlikle değerlendirilmesinin kendilerini mutlu ettiğini ve biraz da şaşırttığını ifade ettiler. Onlara kulak vermeyi ‘şaşırtıcı’ olmaktan çıkarıp ‘olağan’ hale getirmeyi başardığımızda sorunların pek çoğu çözüm yoluna girecektir.”

Çalıştay raporlarında çocuk ve gençlerin eğitimden istihdama, güvenlikten sağlığa çeşitli alanlara ilişkin gözlem ve görüşlerinin yanı sıra; aile ve toplum baskısından, köken, sınıf ve cinsiyet ayrımından, şiddet ve zorbalıktan kaynaklanan şikayetlerinin sıralandığını belirten Hüdaoğlu, bunların tümünün çocukların ve gençlerin görüşlerini yansıttığını, bu bakımdan büyük bir öneme sahip olduğunu kaydetti.  

“Çocuklarımızın yaşamlarının daha iyi bir noktaya taşınabilmesi, hem devletin özeleştiri yapmasını hem de toplumun gerçeklerle yüzleşmesini gerektirir” diyen Hüdaoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“EPEY YANLIŞLARIMIZ VAR…”

“Öyle anlaşılıyor ki doğru yaptığımız şeylerin yanında epey de yanlışlarımız var. Bunları halı altına süpürmeden gün yüzüne çıkarmak ve her biri ile cesaretle mücadele etmek gerekir. İlgili tüm devlet kurumlarının bu raporlardan yararlanarak daha sağlıklı politikalar üreteceğine inanıyoruz. Cumhurbaşkanlığı olarak bu konunun takipçisi olmayı sürdüreceğimizi belirtiyorum.”

“CUMHURBAŞKANLIĞI HER TÜRLÜ TOPLUMSAL SORUNU İLGİLİ KURUMLARLA EŞ GÜDÜM İÇİNDE ÇÖZÜMLEME GAYRETİNDE”

Bir gazetecinin yaşanan cinayet olayı sonrasında Başbakanlık’ın bir takım çalışma başlattığını, Cumhurbaşkanlığı’nın bu çalışmaların neresinde olduğu konusundaki sorusuna yanıt olarak ise Güral Hüdaoğlu, Cumhurbaşkanlığı’nın her türlü toplumsal sorunu ilgili kurumlarla eş güdüm içinde çözümleme gayretinde olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanlığı’nın kendisini toplum sorunlarından izole etmeksizin çalıştığına işaret eden Hüdaoğlu, bu çerçevede Başbakanlık’ın son yaşanan olaydan sonra bir dizi politika üzerinde çalışmasını son derece olumlu bulduklarını kaydetti.

Hüdaoğlu, “Cumhurbaşkanlığı her türlü devlet politikasının yürütülmesi esnasında yardımcı, yol gösterici ve etkin, fiili çalışan pozisyonunda olmaya devam edecektir” dedi.

Yayımlanan çalıştay raporlarının çalışmalara da yol gösterici olacağına inanç belirten Hüdaoğlu, devletin bu çalışmaları bir bütün olarak kotarması gerektiğini vurguladı.

Çıkan sonuçların, hiçbir kurumun kendisini herhangi bir sorundan izole etme şansına sahip olmadığına dikkat çeken Hüdaoğlu, sorunların sosyal, siyasi, ekonomik gibi birçok yönü bulunduğuna işaret etti.

Devletin bir bütün içinde bu konularda çalışması gerektiğine vurgu yapan Hüdaoğlu, Cumhurbaşkanlığı’nın da bu genel anlayışı çerçevesinde bu konudaki hassasiyetini sürdüreceğini sözlerine ekledi.         

İDRİS: “SADECE EĞİTİMDE DEĞİL YÖNETİM ANLAYIŞI VE SİYASETTE DE MERKEZE GENÇLER VE ÇOCUKLAR OTURTULMALI”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Müsteşarı Asım İdris de, Cumhurbaşkanlığı ve çalıştaya katkı koyan herkese teşekkür ederek, böyle bir konunun parçası olmanın ve katkı koymanın önemine işaret etti.

Çalıştayda önemli verilerin ortaya çıktığına dikkat çeken İdris, çalıştay sonucunda sadece eğitimin merkezine değil, yönetim anlayışı ve siyasette de merkeze gençliğin ve çocuğun oturtulmasının öneminin farkına varıldığını kaydetti.

Bakanlığın da bu konularda bir takım çalışmaları olduğuna değinen İdris, bundan sonra bakanlıkların değerlendirmelerini çalışmalarda ortaya çıkan veriler çerçevesinde yapacağını vurguladı.

İdris, bakanlıklarının bu tür çalışmaları devam ettireceğini sözlerine ekledi.

GENÇLİK HAKLARI ÇALIŞTAYI SONUÇLARI

“Cumhurbaşkanlığı’nda 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle gerçekleştirilen Gençlik Hakları Çalıştayı’nın genel sonuçları şöyle:

“Gençlerin gençlik hakları konusunda bilinç seviyelerinin yüksek olduğu gözlemledi.

Gençlerin, var olma hakkı, iletişim hakkı, ülkesel ve yerel karar alma ve uygulama mekanizmalarında söz hakkı, birey olarak kabul görebilme, kendini koruma hakkı ve devlet ve ilgili kurumlar tarafından korunma hakkı, altyapısı yeterli imkanlarda eğitim alma hakkı, üniforma seçme konusunda söz hakkı başlıkları; gençlik haklarını oluşturan unsurlar olarak çalıştay sonucunda göze çarptı.

Eğitim ve kariyer konuları; gençlerin önem addettiği ve kaygılı oldukları konular olarak ortaya çıktı.

Sosyal hayat ve iş olanaklarının yanı sıra; eğitim kalitesindeki düşüklük de gençlerin şikâyetçi olduğu konular arasında.

Gençler, kendilerini geliştirme anlamında devlet ve eğitim sisteminden yönlendirme / teşvik/ imkan/ danışmanlık/ mentor rolü bekliyor.  

Gençlerin birçoğu özellikle söz hakkı olmaması /ciddiye alınmama ve kendi hayatlarını belirleyememe konularında sorun yaşadıklarını, köken ayırımcılığı, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, zengin/fakir, köy/şehir, torpilli/torpilsiz gibi ayrımcılıklardan şikayetçi olduklarını dile getirdi.  

Bazı erkeklerin kadınlara kıyasla daha ‘az baskı’ altında olduğu ifade edildi. Gençler arasında taciz olaylarının yaşandığı da bu çalıştay sırasında ortaya çıktı.   

Çalıştaya katılan öğrenciler, okullardaki çok kültürlü ortamla ve/veya sorunlarla baş edebilmekte mevcut sistemin yetersiz kaldığı da dile getirdi.  

Gençler, çalıştayda kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olmakla yükümlü kurumların aslında yetersiz olduğunu ve bu tarz kurumlara güvenemediklerini belirtti. Özellikle rehber öğretmen kurumunun yetersizliği ön plana çıktı.

AİLE İÇİ ŞİDDET KONULARINDA MEVCUT DÜZEN GENÇLERİ KORUYAMIYOR

Çevrelerinde özgüven eksikliği yaşayıp intihara teşebbüs eden ve/veya çeşitli sebeplerle psikolojik sorunlar yaşamakta olan öğrencilerin varlığı da çalıştayda dile getirildi. Aile içi şiddet gibi konularda mevcut düzenin gençleri koruyamadığı da bu çalıştayda ortaya çıktı. . 

Çalıştaya katılan gençler genel olarak birey olarak kabul edilmeme, ciddiye alınmama ve söz haklarının olmamasından şikâyetçi. Gençlerle ilgili politikalar veya eğitim sistemi belirlenirken gençlerin de görüşlerinin alınmasına büyük önem veriyor.  

Uyuşturucu, şiddet, zorbalık, taciz vb. konulardaki uygulama ve önlemlerin yeterli olmadığını, bundan dolayı kendilerini toplum içerisinde güvende hissetmediklerini belirten gençler, özellikle gençlerin dilinden ve kaygılarından anlayan bilinçli kurumlara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.  

ÜLKE İÇİN ÖNERİLER…

Gelecekte daha mutlu gençlere sahip bir ülke için gençler önerilerini de sıraladı.

Gençlere göre; daha iyi bir toplum için iyi yetiştirilmiş ve yeterli eğitim almış gençler çok önemli. Mesleki eğitim konusunda sistemli ve planlı yatırımlar yapılarak gençler için iş çeşitliliği ve olanakları arttırılmalı. İşsizlik ve gelecek kaygısının ortadan kaldırılması için devletin gereken önlemleri alması gerekiyor.

Gençlere göre; gençlik politikalarının hayata geçirilmesi ile ilgili kurumlarla yapılara daha fazla bütçe ayrılması yoluyla gençlerin kaygılarının azaltılacağı daha fazla etkinlikler yapılmasının mümkün olabilecek.

GENÇLER EN ÇOK AİLELERİNDEN, EN AZ EĞİTİM SİSTEMİNDEN MUTLU

Gençlerin yeteneklerini göz önünde bulunduran bir eğitim sistemi oluşturulması ve devlette kayırmacılık ve torpilin ortadan kaldırılması, istihdamlarda adil olunması oldukça önemli.

Gençlerin en önem verdikleri başlıklar ise aile, kariyer, eğitim, sosyal aktiviteler, arkadaşlar ve ilişkiler.

Çalıştay sonucunda; gençler en çok ailelerinden, en az ise eğitim sisteminden mutlu olduklarını ifade etti.

ÇOCUK HAKLARI ÇALIŞTAYI

Cumhurbaşkanlığı’nda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle 26 Nisan’da yapılan çalıştaya ise 80 öğrenci katıldı.

Çalışmanın sonucuna bakıldığında, çocuk hakları ve sorumlulukları ile ilgili olarak eğitim öğretim hakkı, oyun oynama hakkı, özel gereksinimli çocuk hakları, aile ve devletin sorumlulukları, sağlık hakkı ve maddi destek konularında görüşler belirten katılımcı öğrenciler, okula gitme ve okul haklarını sıklıkla vurguladı.

Ders yüklerinin ağır olmasına dikkat çeken çocuklar, yeteri kadar oyun oynayamadıklarını, sokak ve parkların kendileri için güvenli olmadığını düşünüyor.

SEVGİ İHMALİ VE YALNIZ BIRAKMA

İhmal ve istismarla ilgili olarak, özellikle temel ihtiyaçların ihmali, sevgi ihmali ve yalnız bırakılma, özel alanların istismarı, fiziksel istismar, görmezden gelinme ve değersizlik konularında vurgular yapan katılımcı öğrenciler, bebeklerin beslenmelerine önem verilmediği takdirde bebeklerin ihmal edilmiş olacağı farkındalığına sahip.  

Ayrıca öğrenciler, fiziksel ihmalin yanında çocukların duygusal ve sosyal olarak ihmal edilebileceğini düşünüyor.

Katılımcı öğrenciler, bazen ailelerinin, çevrelerinin ve öğretmenlerinin kendilerini umursamadığı, önemsemediği ve dinlemediği görüşünde. Görüş bildiren çocuklar, zaman zaman kendileriyle değil başka şeylerle ilgilenen yetişkinlerden bahsederek, sevgi ihmaline ve yalnız bırakılma korkusuna vurgu yaptı.

Katılımcı öğrencilerin bazıları arkadaşlarının kitap, çanta gibi kırtasiye malzemelerine bile sahip olamadıklarından yakınmakta, bu durum çocuklar için eğitim öğretim hakkının nasıl algılandığını gözler önüne seriyor.

Katılımcı öğrenciler, bazı zamanlar sadece sınıfta ders işlemelerinden ve sınıftaki öğretimin düz anlatım olmasından sıkıldıklarını, özellikle teneffüse çıkmalarının bir hak olduğunu, oyun oynamanın kendilerinin doğal hakları olduğunu söyledi.

Bunların engelli çocukların da hakkı olduğunu ama engelli çocukları dışarıda pek göremediklerini belirten çocuklar, engelli çocukların yardım ve destek bulmaları halinde her şeyi başarabileceklerini ifade etti.

ÇOCUKLARIN GÖZÜYLE AİLENİN VE DEVLETİN SORUMLULUKLARI

Ailelerin ve devletin sorumlulukları olduğunu söyleyen çocuklar, ailenin sorumluluklarına örnek olarak, çocukların güvenliğini sağlama, bakım, okula götürüp getirme, çocuklara her konuda yardım etme davranışlarını, devletin sorumluluklarına örnek olarak ise fakir çocuklara yardım, yemek ve konut yardımını verdi.

Sağlığın önemine de vurgu yaparak, sağlıklı büyümenin bir mutluluk kaynağı olduğu, öğrencilerin hastalıklara karşı aşılanmasının önemli olduğu yönünde görüşler bildiren katılımcı öğrenciler, fakir çocukların sadece evde oturup sosyalleşemeyeceğini ve beslenemeyeceğini, çocukların sağlıklı sosyal, mental ve bedensel için ailelere sürekli ve kurumsal destek verilmesinin gerekli olabileceği görüşlerini de paylaştı.

DOLAPLARININ KARIŞTIRILMASINDAN RAHATSIZ

Katılımcı çocuklar, özel eşyalarının ve dolaplarının karıştırılmasından rahatsızlık duyduklarını belirterek, özel alanlarının gizli kalması gerektiği ve aşırı kontrolcü ebeveynlerin olduğunu vurguladı.

Bu görüşü bildiren öğrencilerin özel alanlarının istismarı ve helikopter anne-babalık konularında oldukça şikâyetçi oldukları gözlendi.

Görüş bildiren öğrenciler, zaman zaman çevrelerinde şiddet içeren olaylar gördüklerini söyleyerek, fiziksel istismara ve şiddet olaylarına vurgu yaptı.  

Çocuklar şiddet, ihmal, istismar ve her türlü tehlikeye karşı korunmalarının hakları olduğunu ifade etti.

Öğretmenlerin kendilerine cevap vermemesinden ve öğretmenlerin kendilerini görmezden gelmesinden dolayı kendilerini değersiz hisseden katılımcı öğrenciler de mevcut.

İNTERNETTE KÖTÜ FOTOĞRAF VE ŞİDDET İÇERİKLERİYLE KARŞILAŞIYORLAR

Okul, internet ve çevre güvenliğiyle ilgili olarak okul ortamında güvenlik, internet ortamında güvenlik ve çevre güvenliği konularında görüşler bildiren katılımcı çocuklar, okullarında ve sınıflarda güvenli hissettiklerini belirtti.

Buna karşın bazı durumlarda internet ortamlarının güvenli olmadığını, kötü fotoğraflar gördüklerini, şiddet içeren içeriklerle karşılaştıklarını da belirttiler.  

Görüş bildiren çocuklar, anne-babalarının ve tanıdıkları kişilerin yanında oldukça güvende hissettiklerini ifade etti.

ÇOCUKLAR DÜZGÜN DAVRANIŞLAR İÇİN YAŞANAN DENEYİMLERİNİ ÖRNEK ALIYOR

Katılımcı çocuklar adalet konusundaki görüşlerini genel olarak iyi insan olmak, dürüst olmak, adil davranmak ve saygılı olmak gibi kavramlarla ifade etti.

Örnek alınan güzel davranışlar konusunda, çocuklar, özellikle annelerinin ve öğretmenlerinin davranışlarını örnek aldıklarını belirtti.

Görüş bildiren çocuklar, aile içi yardımlaşma döngüsü hakkında çokça örnek verdi. Aile içinde herkese ve tüm arkadaşlara yardım etmenin ne kadar erdemli bir davranış olarak algılandığı katılımcı ifadelerinden anlaşıldı. Katılımcı çocukların çok büyük bir kısmı yardımlaşmanın değerinin farkında.  

Görüş bildiren çocuklar, derslere çalışmadıkları takdirde düşük not aldıklarını ama bu durumu çalışarak, sorumluluklarının bilincinde olarak düzeltebileceklerini ifade etti.

Ayrıca katılımcı öğrenciler, çocukların ev ödevi sorumluluğu olduğunu, yetişkinlerin ise iş hayatında sorumlulukları olduğunu belirtti. Özetle, sorumluluklar konusunda çocuklar okuldaki davranışlarını ve anne babaların uyarılarıyla ilgili sorumluluklarını ön plana çıkardı.

ÖZÜR DİLEME KONUSUNDA HASSASLAR

Görüş bildiren çocuklar, spor etkinliklerinde veya kantin sıralarında yaşanan olaylar sonucunda ya da bir arkadaşlarını üzdüklerini anladıkları durumlarda hatalarının farkına varıp özür dileyebildiklerini sıklıkla ifade etti.  

Kısacası, özür dileme konusunda çocukların çok hassas oldukları görüldü. Çocuklar, yanlış yapıldığında özür diliyorlar veya özür dilenmesini bekliyorlar.

Farklılıklar konusunda alınan görüşlerde karakter farklılıkları, fiziksel farklılıklar ve bireysel zevkler vurgulandı. Katılımcı çocuklar duygusal, psikolojik, bireysel zevk, sosyal statü, damak tadı, hobi, zekâ, saygı, değer, ahlak ve fiziksel özellik açısından kendi farklılıklarını ifade ettiler.

Ayrıca çocuklar, akranlarının kendilerinden farklı olmasını yargılamadıklarını ifadeleriyle yansıttı.

Çalışmaya katılan çocuklar, nasihat, öğüt ve şartlı ödüllendirme vaatlerinden ziyade aile ve yakın çevrelerindeki büyüklerin davranışlarını çok daha fazla önemseyip dikkate almakta.

Temiz çevrede yaşama hakları olduğunun bilincinde olan çocuklar, savaş ve her türlü çatışmadan uzak yaşama taleplerini de ifade etti.

Bu haber toplam 2114 defa okunmuştur