Mevlut Çavuşoğlu Buralara Daha Çoook Gelip Gidecek…
Yakın geçmişte Brüksel’de görüştüğü BM Genel Sekreteri (BMGS) Guterres’ in Kıbrıs sorunu konusunda özel temsilci atama düşüncesine sıcak baktığını söyleyen CB Tatar’a ilk tepki Dış İşleri Bakanı Ertuğruloğlu’ndan gelmişti; ona göre BMGS’nin bu düşüncesi sadece zamana oynamak ile ilgili idi.
Belli ki Guterres’in sorusu Tatar’ın çalışmadığı yerden gelmişti, ‘Müfettiş’ de BM’ne hitaben açıklama yaparak Türk tarafının bu niyete aykırı olduğunu ifade etti ama aslında “sana söylerim kızım, sen anla gelinim” tarzı ile mesajı CB Tatar’a idi… Ardından da Türkiye Dış İşleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu Kuzey Kıbrıs’a bir çalışma ziyareti yaptı; ziyaret sonunda CB Tatar’a söylediğini çiğnettiler ve BM’nin özel temsilci atamasını reddettiler. Demek ki CB Tatar Çavuşoğlu’nun bilgisi ve yönergesi dışında, kendince bir yanıt vermiş Guterres’e ve duvara toslamış… Çavuşoğlu da “Kaleden kaleye şahin uçurmak” yerine, önce ve anında KKTC’deki şahinini konuşturmuş, ilk fırsatında da KKTC’ye gelerek CB Tatar’a konu ile ilgili ‘Anlatımlar’ yapmıştır.
Ancak, ne nasıl olmuşsa olmuş; olacak olan da çok uzak olmayan bir gelecekte BMGS’nin özel temsilci atama arzusunda Türk tarafının onay vereceğidir çünkü Ertuğruloğlu’nun “Zamana oynamaya çalışıyor” gerekçesi ile eleştirdiği BMGS gibi Türkiye de zamana oynama ihtiyacında olacaktır. Ve eğer bir temsilci atamak zamana oynamayı kolaylaştıracaksa Çavuşoğlu da atamayı kabul edecektir. O zaman da Ertuğruloğlu ‘gandil’ gibi ortada kalacak ama zaman aşımı nedeniyle de Tatar itibarını geri alamayacaktır.
Çavuşoğlu ne yapmaya çalışıyor?! Türkiye’nin dış politikasında sessiz ve derinden bir değişim çabası var… Mevcut dış siyaset ile Türkiye’nin bölgede yalnızlaştığı bir yana, düşük performanslı ekonomisi de ciddi tehditler altındadır. Bunu önlemenin yolu komşularla ve müttefiklerle iyi geçinmek, Davutoğlu’nun “Komşularla sıfır sorun” doktrinine geri dönmek ve savunma harcamalarından önemli tasarruf sağlayıp ekonomiye kaynak yaratmaktır. Dolayısıyla, Doğu Akdeniz’in hidrokarbon konusunda yaşanan gerginlikleri askeri girişimlerle değil diplomasi ile çözmeye, tehditle değil iş birliği ile yol almaya çalışacaklar… Sınır ötesi askeri harekatları, bölgenin etkili güçleri ile müzakere süreçlerine terk edecekler… Mısır ve İsrail ile yürütülen iki-taraflı ve alt-düzey teknik çalışmalara yoğunlaşıp, talep ve iddialarında mütevaziliğe kayıp sorunlarının çözümünü masada arayacaklar…
AB ile ilişkileri zaten toparlama sürecindeler, Alman Başbakanı Merkel görevden ayrılmadan da bu süreci başarı ile tamamlama gayretindeler… ABD ve NATO ile ilişkilerde de taraflar gerginlik azaltıcı, durumları yeniden değerlendirme stratejili tavırlara girmiş durumda… Bütün bunlar sürerken Türkiye’nin Kıbrıs konusunda “Salla bozuk treni de yolcular gidiyor sansın” stratejisine ihtiyacı olacak. Dolayısıyla, “Biz söylemeden olmaz” edası ile şimdi BMGS’nin özel temsilci atamasını reddettiler ama ileride Türkiye’nin yararına olacak aşamada onay vermeleri de gerçekleşecek. “Türkiye’nin yararına olacak aşama” derken, sakın yanlış anlaşılmasın; Türkiye’nin CB Tatar’a söylettirdiği 2-Devletli Çözüm önerisinin üçüncü taraflarca kabulü olacak da Türkiye’nin yararına bir durum gelişecek gibi bir konu kastedilmemiştir. Aksine, Türkiye’nin Kıbrıs sorunu dışındaki konularında taleplerinde kendince olumlu gelişmeler olunca Türkiye’nin yararları ön plana çıkacak ve bir manevra yaparak Kıbrıs sorununda yaptığı öneriden de geri çekilecektir. O zaman da hem Tatar hem de Ertuğruloğlu ‘gandil’ gibi ortada kalacaktır.
Bu süreçler öyle Ankara’da oturup Lefkoşa’ya söyletmekle de sürdürülecek süreçler olmayacaktır. Hele ki dili aklından hızlı olan CB Tatar ve Kıbrıs’ta mevcut statükonun herhangi bir şekilde değişmesinden nefret eden Ertuğruloğlu varsa… Dolayısıyla, Çavuşoğlu daha çoook gelip gidecek buralara, Türkiye’nin değişen stratejilerine göre KKTC’deki atanmışlarına ayar çekmek için…
Bu arada, Çavuşoğlu’nun son ziyaretinin bir amacı da 20 Temmuz’da AKP heyeti başında gelecek olan T.C. CB Erdoğan’nın dünyaya yapacağı önemli açıklamalarla ilgili de olmuştur mutlaka… Erdoğan açıklamalarını dünyaya yapacak dedi ama aslında Türkiye kamuoyuna 2023 seçimlerine yönelik milliyetçi propaganda yapacaktır. Ola ki KKTC CB Tatar ve benzerleri kendilerini bu söylemlere kaptırır da Erdoğan’dan da fazlasını söylemeye çalışırlarsa diye şimdiden önlem almayı da ihmal etmemiştir zahir…
Çavuşoğlu 20 Temmuz’dan önce yeniden gelirse, durumlarda ve atanmışlarda arıza var demektir…