Mevlüt Çavuşoğlu’na ‘Aşağılama’ Soruları
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şikayet etmiş: “Avrupa Türkiye’yi aşağılıyor” demiş. Ve ‘mazlum’ rolünde şu dokunaklı soruyu da sormuş: "Kendime soruyorum: Biz hangi suçu işledik? Bu Türkiye düşmanlığı niçin var?"
Alman Bild gazetesine konuşan Çavuşoğlu’nun buram buram arabesk kokan bu sözleri, kendi gerçekleriyle yüzleşmek yerine kabahati karşıya yükleyip ak ve de pak gibi görünmeye çalışmaktan başka bir şey değil.
Bu söylemin Avrupa’da bir karşılık bulması imkansız. Her ne kadar Alman gazetesine konuşmuşsa da, bana göre TC Dışişleri Bakanı’nın esas hedef kitlesi Türkiye kamuoyu…
Ama konumuz bu değil.
***
Konumuz ‘aşağılanma’ ile ilgili…
Veryansın ediyor ya Mevlüt Çavuşoğlu AB ülkelerine, “Türkiye’yi aşağılıyorsunuz” diye…
Demek ki bu konuda hassasiyeti var.
Eh, madem öyle, Türkiye’nin Kıbrıslı Türklere dönük aşağılamalarına da söyleyecek bir sözü vardır herhalde…
Mesela kaç gündür sorup duruyoruz, “Şu Fetöcü avına geldiğini söyleyen zat-ı muhteremi siz mi yolladınız Kıbrıs’a?” diye…
Hani gazeteciler hakkında ‘vatan haini’, ‘Fetöcü’ falan diye tweetler atan, “Burada birçok Fetöcü var, hepsini biliyoruz” diye TV’lerde demeç veren şahıs…
Sizin temsilciniz mi Sayın Çavuşoğlu bu bay?
‘Aşağılanma’ arıyorsanız Mevlüt Bey, işte buyurun!
***
Madem konu açıldı, biraz defter karıştıralım.
Hatırlıyor musunuz dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Kıbrıslılar için ne demişti Mevlüt Bey?
Hatırlamadınız mı?
Ben hatırlatayım: “Besleme” demişti.
Yaa…
Aşağılama örneği mi arıyordunuz?
İşte!..
Yine Tayyip Bey bizim Başbakan İrsen Küçük’e elalemin içinde ‘maaş’ını sormuştu.
Günler, haftalar, aylar boyunca sağcısı-solcusu, muhalifi-münafığı, bütün Kıbrıslı Türkler “Yedibuçuk-sekiz” sözlerinin ezikliğini yaşamıştı.
Aşağılama dediniz, değil mi?
Tabii…
***
Liste çok uzun Sayın Çavuşoğlu…
Eskiden bol rütbeli komutanlar aşağılardı burada Kıbrıslı Türkleri…
Şimdi başı sarıklılar yapıyor!
Ama sonuç değişmiyor ne yazık ki…
Su konusunda da söyleyecek sözü yoktur Kıbrıslıların, polisine emir verecek yeteneği de…
Ne üretmeyi becerir bizim ahali, ne kendi kendini, hatta itfaiyeyi…
Ankara’dan yollanacak bir ‘vali’, bir ‘kaymakam’, hatta bir ‘muhtar’ bu topluma bedeldir!
“Öyle değil” demeyin, “KKTC bağımsız bir devlettir” konusunda hiç girmeyin.
Boş verin, karnımız tok bunlara…
Siz şu zat-ı muhteremden ne haber var, onu söyleyin.
Biz aşağılanmaya, hor görülmeye devam edeceğimizi biliyoruz.
Avrupalılar da size yaşattı ya…
Belki empati yaparsınız diye sordum bunları…
Cevap vermeye tenezzül etmeyeceğinizi bile bile…