Meydanlara inmeye var mısınız?
Bir ülkenin büyükelçisi, görev yaptığı ülkenin başbakanı ile ilgili dedikodu yapar mı?
Bilmiyorum!
Normal şartlarda, doğru ve dürüst ilişkileri olan ülkeler arasında bu tür olaylar yaşanmaz!
Ama “anormal şartlarda”, bu gibi durumlar için “yok yahu mümkün değildir, bir büyükelçi asla bunu yapmaz” demek, pek inandırıcı olmaz!
Ve üzücüdür, bizde şartlar için “normal” demek, sağlıklı bir saptama değildir…
-*-*-
Bu noktaya nasıl gelinir?
Yani yabancı bir ülkenin büyükelçisi, görev yaptığı ülkede köy köy, kasaba kasaba gezip de, o ülkenin başbakanı ya da her hangi bir yetkilisi ile alakalı “kahvehane dedikodusu” yapma noktasına nasıl ulaşır?
-*-*-
Çok da sosyolojik derinliğe inmenin bir anlamı yok!
Bahsettiğim ülke, bizimkisidir…
Yani KKTC!
Ve bahsettiğim “Büyükelçi” de, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi’dir….
-*-*-
Eğer “Büyükelçi”, şu veya bu şekilde, görev yaptığı ülkedeki “Cumhurbaşkanı ve hükümet yani yürütme; ayrıca yasama ve hatta yargıdan” daha “üst” bir konuma getirilmişse; dedikodu da yapar, isterse tokat da atar!
-*-*-
Geldiğimiz nokta, gerçekten acıdır ve çok iğrenç bir noktadır.
Siyaset tamamen çökmüştür.
Dış siyaset, gariban ve komik bir adamın dalga geçilen söylemlerine terk edilmiştir.
İç siyaset ise “hırsızlık, rüşvet, kara para, ihale yolsuzluğu” ile anılmaktadır.
-*-*-
Ve geçtim “büyükelçi” sıfatlı kişiyi; hiçbir sıfatı olmayan ama Türkiye’den görevlendirilen bazı kişi ya da kişiler, ne acıdır ki özellikle ihale ve rüşvet trafiğinde yer alabilmektedir.
-*-*-
Ve siyasetsizlik o kadar çürümüştür ki; “bazı bakanlar değişecek” iddiaları, artık yerini “Faiz Sucuoğlu kesin geri gelecek” söylemlerine bırakmıştır…
Bu söylemler, günlük yaşamın kahvehane konuşmalarında başı çekmektedir. Normal karşılanmaktadır.
-*-*-
Bu salya – sabun ortamda, mevcut yöneticilerin; toplumun pahalılıkla, dövizle ilgili dertlerine; ilaçsızlık, eğitim sıkıntıları gibi sorunlarına çare üretmesini hele hele Kıbrıs sorununa çözüm bulmasını hayal etmek; gerçekten “hayalcilik”tir!
Sadece hayalcilik!
-*-*-
Peki ne yapmak lazım?
Abi – abla – kardeş; sokağa ineceğiz!
Herkes sokağa dökülecek!
Tüccarı da, sanayicisi de, esnafı da, işçisi de, öğrencisi de, öğretmeni de, doktoru da, sağlık çalışanı da ve hatta ve hatta polisi de, askeri de!
-*-*-
Dert aynı derttir…
Maddiyata dayalıdır ama tükenmekle alakalıdır…
Kazanılan paranın birimi TL’dir; günlük yaşamda her harcama Dolara, Euro’ya, Sterlin’e bağlanmıştır…
Ve TL’nin inanılmaz zayıflığı, toplumu tükenmeye, göçe zorlar haldedir…
-*-*-
Günlük yaşam kalitesi tamamen dibe vurmuştur…
Kıbrıslı kültürü, Kıbrıslı yaşam tarzı katledilmiştir…
-*-*-
Siyaseti toplumsallaştırmak zorundayız…
Bu ülkede yaşayan ve bu ülkenin çok kötü yönetilmesinden hatta hiç yönetilememesinden dolayı zarar gören herkesi sokağa çekmeliyiz…
En başta da kadınları ve gençleri…
Hatta çocukları…
-*-*-
Nasıl mı?
Kişisel egoları, partisel ya da grupsal çıkarları terk edeceğiz…
Mümkün değil mi?
Mümkündür…
Mesela, ne bileyim, sosyal medya örgütlenmeleri ile ani, beklenmedik, ses getirici eylemler başlatacağız…
-*-*-
İlk eylem mi?
Yönetenlerin partilerine oy vermeyeceğiz…
Oradan bir mesaj alacaklar…
Baktık olmadı; düşüneceğiz…
Ve yapacağız!
Evet yapacağız!
Gerekirse yakıp, yıkacağız!
Çünkü başka şansımız kalmadı!
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Nostalji olsun diye söylemiyorum; “tek yol devrim”dir!
Ve o devrim, sokakta başlayacaktır…
Sokaklara döküleceğiz, meydanlara ineceğiz…
Var mısınız?
Yoksa et alabilirsek mangalları yakalım, gonyağı çekip, işeyip yatalım mı?
Evinden 7744 kilometre uzakta bir ölüm!
Haber sitelerinde bir haber:
Alsancak’ta motosiklet kazası…
Bir kişi öldü…
Ölen kişinin adı Nguyen Hong Nhi…
İsminden Vietnamlı olduğu anlaşılıyor…
45 yaşında…
Kadın…
-*-*-
Kaza, Çarşamba günü saat 19.30 sularında olmuş…
Nguyen Hong Nhi, motosikletiyle ara yoldan ana yola çıkmış ve oradan geçen bir araçla çarpışmış…
Oracıkta ölmüş…
-*-*-
Ailesi?
Çoluğu, çocuğu, annesi, babası?
Arkadaşları?
Kimi, kimsesi?
-*-*-
Ekmek parasıydı herhalde tek derdi…
Belki yorgundu…
Belki uykusuzdu…
Özlemişti yurdunu, kim bilir çok dalgındı…
-*-*-
45 yaşında…
Bir kadın…
Motosikletini ölüme sürdü…
Alsancak, Kıbrıs’ta!
Google’a sordum, Vietnam – Kıbrıs arası kaç kilometre?
“7 bin 744 kilometre” dedi Google…
Ersin bey Tayyip beye söver mi?
Pek umuru olmadı Ersin abinin…
Dövizmiş, TL’ymiş…
Tın!
Torosların fotoğrafını çekti, paylaştı, günlük görevini tamamladı!
-*-*-
Bu arada belirtmekte fayda var…
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin rotasını yine AB’ye doğru çevirmiş!
İster misiniz, bugüne kadar Erdoğan’a yağcılık ve yalakalık sıralamasında başa güreşen Ersin abi, yeniden eski rotaya sokulan Türkiye gemisinden atılsın?
-*-*-
Ersin abi ve ahbaplarınınki da amma talih ha!
Türkiye rotayı Avrupa’ya doğru kırarsa, çok merak ederim, Tayyip Erdoğan’a yine Annan Planı dönemindeki gibi sövüp sayabilecekler mi yoksa “tısss” mı?
Sıkmaaaaaz!
Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra, geçtiğimiz Mart ayının 23’ünde Yeni Girne Hastanesi inşaatının hızla devam ettiğini, 160 yatak kapasiteli hastanenin bu yıl içinde tamamlamasını öngördüklerini söylemişti… İnşaat durdu… Ve bu yıl bitmeyecek. Üstelik, müteahhit firmaya bugüne kadar ödenen yaklaşık 75 milyon TL’ye, bir de 80 milyon civarında fiyat farkı ödemesi yapılacak… Merak ediyorum, İnşaat Müteahhitleri Odası Başkanı, Sağlık Bakanı, Başbakan veya ilgili müteahhit ne diyecek?