1. YAZARLAR

  2. Fayka Kişi

  3. Mezarlık sattı, ortalık karıştı!
Fayka Kişi

Fayka Kişi

Mezarlık sattı, ortalık karıştı!

A+A-


Lefke Belediye Başkanı Mehmet Zafer’in geçtiğimiz hafta yaptığı bir uygulama Gaziveren’deki vatandaşları çileden çıkardı.
Zamanın birinde köylünün biri eski mezarlık dolunca demiş ki  ‘ben kendi arsamı mezarlık kullanımına veriyorum’…
Muhtar da köylü de bu konuda bilgilendirildi.
Köy muhtarı, mezarlığın tüm temizliği, bakımı, onarımı için kaynak buldu yaptı ve artık vefat edenlerin defin işlemlerinin yapılmasını sağladı.
Ancak, bu konuya hiçbir şekilde müdahil olmayan Lefke Belediyesi aniden geçtiğimiz hafta olaya dahil oldu.
Bir yakınını kaybeden köylü, mezarlık için muhtarlığa başvurdu. Muhtar, gerekli yeri hazırlattı ancak defin işlemine sıra gelince bir de ne görülsün, defin için açılan yer belediye işçileri tarafından kapatıldı, bir başka defin yeri açıldı.
Ve yapılan araştırma sonucu, belediyenin o yeri ve yanındaki 4 yeri daha başkasına sattığı ortaya çıktı.
İddia o ki belediye bu satımdan 5 bin TL bedel aldı.
Lefke Belediye Başkanı Zafer’e tepkiler oluşunca, Zafer’in, “Napayım adam ısrar etti, verdik” yanıtını verdiği iddia edildi.
Köylü ise olaya tepkili, “Hiçbir hizmet vermediği üstelik bağış yapılan mezarlıktan ne gerekçe ile hak talep ediyor” tepkisini ortaya koydu.

------------------------------------

Sayın Çakıcı, “basın özgürlüğü”ne herkes kendi evinden başlasa !..

Meclis’te dün Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) ve Bayrak Radyo Televizyon Kurumu (BRTK) konuşuldu ya, tüm milletvekillerinin aklına “basın özgürlüğünü” konuşmak geldi.
Oysa, aynı siyasetçilerin pek çoğu, iş “kendi kontrollerindeki” gazetelere gelince, kendi fotoğrafları ve haberleri dışında kimseye tahammül edemezler.
Örneğin, sayın Çakıcı kürsüde şunları söyledi:
“Benim dışında, beni de eleştiren haberler yapabilirsiniz diyen bir siyasi parti iktidara geldi mi? Gelmedi…”
Sayın Çakıcı, hani meşhur laf var ya, “Herkes önce kendi evinin önünü temizlemeli” diye…
Evet, önce her siyasetçi, kendine en yakın medyadan başlarsa “basın özgürlüğü” için daha hoşgörülü olmaya, hazmetmeye, gazetecilere saygı duymaya…
O durumda iktidara gelince BRT’ye de TAK’a da özgürlük gelir.

----------------------------


“Demokrat Faşist Tatar”


CTP Mağusa Milletvekili Arif Albayrak, dün Meclis’te medyada uygulanan sansürlere değindi ve bir noktaya dikkat çekerek, devlet televizyonu Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’na çok davet edilmezken, “Ben en fazla Kanal T’deki programlarına katıldım” bilgisini aktardı. Albayrak, Maliye Bakanı Ersin Tatar’a ait olan televizyona çıkmasını da, “Bu da Tatar’ın demokrat faşist olduğunu gösterir” diyerek Ersin Tatar’a takıldı.


----------------------


Enformasyon’dan bilgi alınamadı


“KKTC Dışişleri Bakanlığı ve bakanlığa bağlı Enformasyon Dairesi ile Tanıtma Dairesi'nin resmi internet siteleri 5 gündür kapalı tutuluyor” internette yayın yapan ‘kibristime’ adlı internet sitesi haberi böyle duyurdu dün…
İddia o ki sitenin Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün'ün talimatıyla keyfi bir kararla kapatıldığı…
Bu iddia üzerine dün saat 14.00 sıralarında Enformasyon Dairesi Müdürü Beniz Uluer Kaymak’a ulaşmaya çalıştık.
Ancak ne mümkün, telefonu açan sekreteri konu neydi diye sordu, söyledik. Sessiz bir bekleyişin ardından sekreter, “Müdür bey Bakan ile görüşüyor” dedi. “Hangi bakanla Özgürgün ile mi” diye sorunca “Evet” dedi sekreter…
Önümde BRTK 2 Meclis canlı yayın, kürsüde Hüseyin Özgürgün konuşma yapıyordu!
15 dakika sonra yine Müdürü aradım, yine sekreteri çıktı, “Toplantıda biz size dönelim” dedi, dönmedi…
Bilgiye ulaşmak mümkün olmadı…
Bari deseydi ki konuşmak istemiyor, açıklama yapmak istemiyor, ne gerek var ki böylesi bir yalana…

-------------------------------

YORUM

Hormonlu gıdalardan ölen insanlarımız sayesinde dünya bizi tanıyor!
“Tarım Bakanı kulağa hoş gelen şeyler söylüyor...
Laboratuardan, hormon makinasından, zirai ilaçların reçeteyle satılmasından söz ediyor...
Belki birşeyler de yapmak istiyordur, bilemem...
Lakin... İsterseniz teknolojik bakımdan dünya harikası bir hormon makinası alın...
İsterseniz eşi benzeri görülmemiş laboratuarlar kurun bu memlekette...
Rejim insan odaklı mı, onu söyleyin önce...
Rejim insanı yaşatmak için mi var, yoksa derdi imanı para istiflemek olan bir oligarşinin varlığını devam ettirmesi için mi?
Rejim değişmedikçe;
Rejimin mekanizmalarına, çıkar odaklarının insan sağlığı pahasına saltanat sürmeleri için yerleştirilen kadrolar orada durdukça;
Ve de bu ülkedeki parti-devlet yapısı;
Uluslararası hukuk ve camianın gözetim ve denetimi dışında;
Hesap verme gailesi olmadan varlığını sürdürdükçe;
İstediğiniz cihazı getirin bu ülkeye...
Sonuç değişmeyecektir...”

ALİ TEKMAN

Bu yazı toplam 1906 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar