Mezuniyet ve gurur
Türk Maarif Koleji 50. yılını kutladı, 51. dönem mezunlarını verdi.
Biz de oradaydık çünkü büyük kızım Sıla da mezun oldu.
Diğer 150 mezun ile birlikte artık farklı yollara gidiyorlar.
Kendilerine bir meslek seçip ülkemizde, Avrupa’da, Amerika’da geleceklerini arayacaklar.
***
Daha dün gibi sanki doğumu…
Soğuk bir Mart günü, yağmur da hafif çiselerken acil bir doğum sonrası merhaba demişti dünyamıza…
Gözlerini açması, dünyayı anlamaya çalışan gözlerle bakması, emeklemesi, ilk adımı, yaramazlıkları, dertleri, hastalıkları, mutluluğu ve eğitimi…
***
Bir çocuk doğduğunu kavrar mı, yaşamın farkına varır mı, yoksa ne zaman varır bilmiyorum ama çağımızdaki bebeklerin ve çocukların bizim neslimiz ve bizden önceki nesillerden de çok daha önce hayatı kavradıklarını söylemek mümkün.
Eski yıllarda annesi, kendisi bahçeyi çapalarken ağacın altındaki gölgede bırakıyordu onu…
O ağacın gölgesinden hayatı tanımaya çalışıyor, daha sonra o da bahçede yardım ediyor ve okula gidip geliyordu.
Şimdi artık dünyayı tanımak internetle oluyor.
Bir tıkla dünya tanınıyor, istediğine bizden daha hızlı ulaşıyor çocuklar…
Ve kreşlerde başlıyor hayatı öğrenmek artık…
İlk, orta ve lise daha sonra…
Ve işte kızımız TMK’dan mezun oldu.
Herşey bitmedi.
Başka başlangıçlar var şimdi.
Bundan sonraki gelecek… Gelecekle ilgili seçimleri, okuldan sonra ülkeye geri dönüp dönmeyeceği…
***
Seçimi ne olursa olsun, okul sonrası kararı ne olursa olsun hep arkasında olacağız.
Yeter ki o mutlu olsun.
Seçimleri, kararları ‘keşke’lerle dolmasın.
Biz ona güzel bir ülke yaratamadık.
“Gel, geleceğin bu ülkede…” diyebilecek bir ortam hazırlayamadık.
Büyük bir ısrarla ülkesini işaret edebilecek bir gelecek kuramadık.
***
Yapamadık belki ama biz onunla anne ve babası olarak hep gurur duyduk.
Geçen gece daha da katlandı gururumuz…
Diplomasını aldı, kepini havaya attı.
O bizim kızımız oldu.
O güzel bir insan oldu.