1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. ‘MHP’nin derdi’ benim borcu gerdi!
Mert Özdağ

Mert Özdağ

‘MHP’nin derdi’ benim borcu gerdi!

A+A-

Bir süredir güneyin doğalgaz arama çalışmalarıyla ilgili Kıbrıs’ın kuzeyinden ve Kuzey Kıbrıs’ın kuzeyinden açıklama yarışı var.
Önce Türk Dışişleri, sonra bizim Dışişleri, sonra TC Savunma Bakanlığı ve son olarak KKTC Cumhurbaşkanlığı…
Aba altından sopa gösterenler de var, “Biz de doğalgaz ararız” diyenler de…
Bazen “bizimkiler” öylesine atıp tutuyor ki, kendi kendime “iyi ki borsamız yok” diye espri yapıp gülüyorum.
Hem ‘dışlanma’ sendromu hem de pek de kaale alınmama durumları nedeniyle sözün boyu uzayabiliyor.
Kimileri zaman zaman festivallerde coşarak gizli ajandasını açığa çıkarıyor “yolumuza devam ederiz” diye haykırarak…
Bahsettiği o yola girmemesi için kendisine oy verenleri unutarak.

                                                               ***

Bu siyasetlerini gizli yürütenlerin, zamanından kendinden geçen şoven UBP'li dışişleri bakanından ne farkı var diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Kimisi açık aleni söylüyor “yabancı gemileri vururuz”, kimileri de takvim sarmalında arıyor barışmak gibi büyük bir olayın gerçekliğini…
Kimse kusura bakmasın ama ertelenen her diyalog geleceğimizden çalmakla eşdeğer!
Hele hele de bu günlerde!

Lakin 'bizimkilerin' şahinleşme hobisi yeni değil.
Böylesi havalarda ortamı sakinleştirmekten çok gerginliğe dem vuran hallerini yakinen izledik.
Türkiye'nin son tutumu gerginlik siyasetini besleyen cinsten.
ABD ile yaşanan gerginlik bitti mi biter bilinmez.
Suriye bataklığından çıkmak ne mümkün.
ABD'nin başında ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir lider var.
Türkiye’de ise 2019 yerel seçimlerine yoğunlaşan ve ‘milliyetçilik’ ve ‘Pan- İslamizm’ arasında sıkışan, sağ seçmeden oy alabilmek için her türlü gerilime girişmekte tereddüt etmeyen Erdoğan var.
Böyle bir ortamda kaybeden kim?
Pek tabii Kıbrıslı Türkler! Ve Türkiye halkları…
Slogan atmak, tehdit etmek, laf atmak işin kolay tarafıdır.
Savaş gemileri ile bir birini “taciz etmek” hatta savaşa girmek de kolaydır.
“Milli birliğimiz” diye diye memleketinde birlik namına tek bir kırıntı bırakmayanlar için Akdeniz'i bir savaş denizine dönüştürmek pek tabii çok zor olmasa gerek…
Başta Suriye olmak üzere yalnızlaşan, Rusya ve ABD arasında bir top gibi gidip gelen bir dış politikanın nerede ne gibi bir hata yapacağını kestirmek imkansız.
Uzun süredir devreden çıkan Türkiye diplomasisinin ‘tek adam’ çerçevesinde yola devam edeceğini düşündükçe, ABD krizi ve Suriye meselesinde gemi nerede duracak kimse anlayamıyor.
Bu yalpalayan dış politikada bir gün Rusya ile iyi ilişkiler kuran, bir başka gün ABD ile ilişkileri geliştirmekten bahseden Erdoğan siyaseti günlük siyasetlerle durumları geçiştirmeye çalışıyor.
Tüm bunlar yaşanırken, TL de aşağıya doğru inişini sürdürürken, biz izleyici gibi…
Türk televizyonlarını “ne olacağız” diye düşünerek izleyen Kıbrıslı Türkler tam bir izleyici!
MHP ile yerel seçimde ortaklığı bozdu diye dolar-euro fırladı önceki gün!
Döviz borcu olan bu satırların yazarı, “MHP'nin derdi de mi benim borcu gerdi” diye hayıflanmaktan kendini alamıyor!
Türkiye’ye bu kadar entegre olmuş bir yarım adanın mensubu olmak böyle bir şeymiş meğer…
Her şeyiyle dövize bağımlı memleketimin durumu tam da bu dostlar.
MHP'nin yerel seçim gerginliği bile bizi acıtıyor.
Onlar depreşirken biz kaybetmeye devam ediyoruz.
Hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak.

                                                               ***

Sonra iç politikada neler söyleniyor diye bakıyorum aval aval gazete sayfalarına…
Maliye Bakanımız Denktaş'ın “2020 yılı çok çok iyi olacak” sözlerini okuyorum.
Neye dayanarak söylüyor acaba?
2 ay öncesini göremeyen bir Türk ekonomisinde KKTC ekonomisi 1 yıl sonrasını nasıl görebilir? 
Bu mantıkla ve bu entegre edilmiş halimizle bu ülkede ekonomi hiç iyiye gitmedi, gitmeyecek de!
Kimse bizi kandırmasın, ne olur.
Hele hele de ‘gerginlik’ günlerinde daha da fakirleşmeye devam edeceğiz.
Barış, uzlaşı, diyalog en güzel siyasettir.
Bu siyaset hepimize gereklidir.
Ağızları söylemese de gönüllerinde gerginlik yatanlara verilebilecek en güzel siyasettir barış…
Tam da bu günlerde…

 

Bu yazı toplam 1842 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar