1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Militarist bir karardı”
“Militarist bir karardı”

“Militarist bir karardı”

Vicdani retçi Murat Kanatlı, cezaevinde YENİDÜZEN’e konuştu, Askeri Mahkeme’nin kararını yorumladı

A+A-

 

• “Karar mahkemenin refleksi mi, yoksa askeri kurumun refleksi mi, tartışılmalıdır”

• “İSTİNAF sürecini bekliyorum, süreç teknik olarak henüz bitmedi.”
• “Parayı ödemedim, ödenmesini istemedim, böylesi ‘suçu kabullenmek’ olurdu.”

• “Arkadan gelen arkadaşlarımız var. Bu yola birlikte çıktık.”

• “Bu süreçte ‘Vicdani Ret’ yoğunlukla gündemdeyse, önemlidir.”

• “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesinin ihlal edildi…”

• “Bunun suç olmaktan çıkacağı bir süreç var.”

• “Karar anti- demokratik olsa da bu süreç demokrasiye katkı sağlayacak”

• “Alternatif kamu hizmetinin tartışılması gerekir, ‘beyin göçü’ böyle önlenir”

• “Ellerimiz kelepçede götürülürken ‘gülmek devrimciliktir’ diyebildik…”


Didem MENTEŞ

Askeri Mahkeme tarafından hapis cezasına çarptırılan Murat Kanatlı, mahkemenin verdiği kararın  “militarist” bir karar olduğunu belirterek, “askeri bir kurumun refleksi’ olarak yorumladı.

Vicdani ret hakkına dayanarak 2009 yılında “seferberlik görevini yerine getirmeyen” ve Askeri Mahkeme tarafından verilen 500 TL para cezasını ödemeyerek, 10 gün hapis yatmayı tercih eden Murat Kanatlı, cezaevinde YENİDÜZEN’e konuştu.

Kanatlı, “Askeri Mahkeme’nin, barışı tartışıldığı, güvenlik sorunun çok da olmadığı bir dönemde içerisinde çok fazla savaş koşulları ve güvenlik sorunu geçen bir karar okunduğunu vurgulayarak, “bu onun mahkeme gibi değil, askeri bir kurum kaygısıyla cevap vermesiydi” dedi.
Askeri Mahkeme’nin kendisi için değil “ibreti alem için böyle bir karar verdiğini” aktaran Kanatlı, askeri kurumların halen daha o eski statüyü korumak için dimdik ayakta durduğunu hissettirmek için bu davayı kullandıklarını söyledi. Murat Kanatlı, “Ellerimiz kelepçede götürülürken benim de yapabileceğim ‘gülmek devrimciliktir’ diyerek yürümekti. Onlar bizi küçük düşürmeyi düşünseler de onlara inat gözlerinin içine bakıp gülebilmekti yapabileceğimiz. Çünkü bütün sonuçlara katlanmayı göze alarak yaptık” dedi.

Her kararın bir sonucu olduğunu, bir kısım insanın cesaret alacağını bir kısım insanın da korkarak geri çekileceğini söyleyen Kanatlı, “Bir kısım insanın hareketlenmesi bize yeter aslında çünkü birinci söylemimiz savaşın insan kaynaklarını kurutmaktı. Buna yönelik olarak cesurca bir hamle olduğunu sıkıştırırsak ve bunun barış sürecine bir katkısı olur. Yalnızca bu coğrafya için düşünmüyorum. Biz hem güneyin hem kuzeyin çalışacağı bir mekanizma sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

“Cezayı ödemek suçu kabullenmektir”

Cezaevi kıyafetiyle karşımıza çıkan Murat Kanatlı, ilk olarak bu kıyafetlere karşı çıkmayı düşündüğünü ancak karşı çıkacak daha çok şey olduğu gerekçesiyle vazgeçtiğini anlattı.

Kanatlı, cezaevinde şu anda revirde kaldığını söyleyerek, “Bir nevi ilk istasyon gibi oradan herhalde bizi dağıtacaklar” dedi. Şu anda istinaf kararını beklediğini dile getiren Kanatlı, teknik olarak 6 Şubat’tan önce istinaf duruşmasının görülmesi gerektiğini ancak istinaf duruşmasının ne gün görüleceğinin belli olmadığını söyledi.

Bazı kişilerin mahkemeden çıkan cezayı ödemek istediğini ancak bu hareketin doğru olmadığını söyleyen Kanatlı, bunun ‘suçunu kabullenmek’ anlamına geldiğine dikkat çekti.

Kanatlı, “ Benim pozisyonumu düşündüğünüzde ben burada rahatım. Ama arkadan gelen insanlar var. Onlar ayni rahatlığı yaşamayabilir. Bu yola beraber çıktı. Onları terk etmiş olurum” dedi.

Kanatlı, şu anda ‘vicdani retçi’ Haluk Selam Tufanlı’nın davasının görüldüğünü, Ahmet Karakaşlı ve Halil Karapaşaoğlu’nun ise davasının bu ay içerisinde açılabileceğini söyledi.

Askeri bir kurumun refleksi’

Kamuoyunda ‘vicdani rettin’ tartışılmasının 2011 yılından beridir katlanarak devam ettiğini kaydeden Kanatlı, “bugün Bakanlar Kurulu öncesinde bu konu konuşulması önemlidir. Ancak usul yanlıştır” dedi.

Kanatlı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesinin ihlal edildiğini vurguladı.

Kanatlı, “Askeri Mahkeme, barışı tartıştığımız, güvenlik sorunun çok da olmadığını konuştuğumuz dönemde içerisinde çok fazla savaş koşulları geçen, güvenlik sorunu geçen bir karar okudu. Bu onun mahkeme gibi değil, askeri bir kurum kaygısıyla cevap vermesiydi” şeklinde konuştu.
“Alınan kararın mahkemenin refleksi mi, yoksa askeri kurumun refleksi mi olduğu tartışılmalıdır” diyen Kanatlı, çıkan kararın ‘askeri bir kurumun refleksi’ olduğunu vurguladı.

“Yasa koyucunun düzenlenmesi gerekiyor”

Kanatlı, şöyle devam etti: “Şu ya da bu şekilde ortada bir suç var ama ne diyor yasa koyucunun düzenlemesi gerekiyor. Yasa koyucunun bu şekilde tavır alması gerekirdi. Bu bir hafta sonra suç olmaktan çıkacak, sen beni acele yargılayıp mahkum ediyorsan, bir şekilde en kötü ihtimal referanduma gidilecek içeri alacaklar ya da almayacaklar gibi. Bunun suç olmaktan çıkacağı bir süreç var. Buna da bir müdahale, bir sesleniş var. Yine askeri bir kurum olarak bir seslenme var. Bu da yanlış bir şey”

“Yargılama süreci adildi ama…”

Yargılama sürecinin son aşamaya kadar adil olduğunu belirten Murat Kanatlı, son kısımda bazı noktaların atlandığını söyledi. Kanatlı, “Anayasa Mahkemesi’nin ilk aşamasında ‘vicdani ret’ dini bir hak mıdır diye çok konuştuk. AİHM’in bununla ilgili iki kararı var hem Mehmet Tahran hem Halil Savda vicdani retçi. Mahkemede, benim şahitliğim sırasında bunları konuşuyorduk. Savcı beni Ahmet Savda ile ilgili sıkıştırdı. Halil Savda’nın siyasi olduğu belliydi, Mahkeme kararında bunu da atladı. Mahkeme kararında dini olacak şeyler konuşmaya başladı. Anayasa Mahkeme kararını çiğnendi. Onun okunması gerekirdi. Benim inancım eğer Askeri Mahkeme gibi değil kendi kararı olsaydı ve bunları yazsaydı, günün sonunda ‘ama’ deyip bana bunu verseydi, şunu derdim: ‘Tamam vicdani retci gibi geldik, Mahkeme bunu aldı ve benimle ilgili bir sorunu var’ derdik. Anayasa Mahkemesi kararının gerisine düşen bir vicdani ret kararı değil.

“Anayasal bir düzenleme yok”

Bizde olduğu gibi Türkiye’de de Anayasal bir düzenleme olmadığını belirten Murat Kanatlı, “ Türkiye’de bir tanesi açıklanmayan iki tane askeri mahkeme davası var. Bu mahkemeler uluslar arası hukukun ve AİHM sözleşmeleri bizi bağlar ama bir düzenleme yapılmadığı için ben karar vereceğim dedi. O davadaki kişinin vicdani retçi olup olmadığına askeri mahkeme karar verdi. Orada da yok ama geçici bir süre için böyle bir usul yaratıldı. Biz bu davayı Mahkeme’ye verdik ama bizim mahkeme kararında onu da atladı.

“Militarist bir karardı”

Murat Kantlı, Askeri Mahkeme’nin ilerisi için bir basamak oluşturacak, cesur bir karar beklediğini ancak çok geri ve çok militarist bir karar verildiğini vurguladı. “Kuşku uyandırayım, en azından önümüzü açacak bir şeydir diye bir de para cezası verdi de aklımda, ‘ödeyeyim mi’ diye bir soru işareti oluşturmaya çalışıldı. Böyle bir karar çıktıktan sonra hiç ödenmez” diyen Kanatlı, bunun resmen savaş ilanı olup, ödenmemesi açısından kendisine bırakılan bir tercih olduğunu aktardı.

Bu sürecin henüz tamamlanmadığını 2010 ila 2011 yıllarındaki yargılama sürecinin daha devam ettiğini belirten Kanatlı, karardan sonra internet ortamında durumla ilgili tartışmalar yapıldığını ve seferberliğe gitmeyeceğini deklere eden bayağı kişinin olduğunu söyledi.

--------------------------------------


“Onlara inat ‘gülmek devrimciliktir’ diyerek güldüm”

Mahkemeye gitmeden 48 saat önce arkadaşlarına kararla ilgili düşüncelerini yazdığını belirten Murat Kanatlı, bunu internet ortamında paylaştıktan sonra bir moral bozukluğu olduğunu söyledi. “Son dönemdeki tartışmalara baktığım zaman bana verilecek ceza, bana değil ibreti alem olsun diye verileceğini düşündüm” diyen Kanatlı, son 24 saat içinde konuyla ilgili ciddi bir tartışma ve dayanışma olduğunu gördüğünü aktardı. Bu ülkenin demokrasisi, özgürlüğü açısından bakıldığı zaman bu desteklerin kendisini sevindirdiğini söyleyen Murat Kanatlı, askeri kurumlarında çivi gibi dimdik halen daha o eski statüyü korumak için ayakta durduğunu ve bunu hissettirmek için bu davayı kullandıklarını söyledi. “Ellerimiz kelepçede götürülürken benim de yapabileceğim ‘gülmek devrimciliktir’ diyerek yürümekti. Onlar bizi küçük düşürmeyi düşünseler de onlara inat gözlerinin içine bakıp gülebilmekti yapabileceğimiz. Çünkü bütün sonuçlara katlanmayı göze alarak yaptık ve kişisel değil yaptığımız.

“Barış sürecine bir katkısı olur”

“Meclis karar alsın ve mahkeme kararı iptal edilsin” şeklindeki yorumları da değerlendiren Kanatlı, bunun doğru olamadığını söyledi. Her kararın bir sonucu olduğunu, bir kısım insanın cesaret alacağını bir kısım insanın da korkarak geri çekileceğini söyleyen Kanatlı, “Bir kısım insanın hareketlenmesi bize yeter aslında çünkü birinci söylemimiz savaşın insan kaynaklarını kurutmaktı. Buna yönelik olarak cesurca bir hamle olduğunu sıkıştırırsak ve bunun barış sürecine bir katkısı olur. Yalnızca bu coğrafya için düşünmüyorum. Biz hem Güney’in hem Kuzey’in çalışacağı bir mekanizma sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

“Ülke demokrasi için sağlıklı bir süreç”

Bunların kamuoyunda tartışılır olmasının önemli olduğunu aktaran Kanatlı, ciddi bir dayanışma olduğunu söyledi. Bu süreçte bu tartışmayı derinleştirdiklerini söyleyen Kanatlı, ülke demokrasisi açısından sağlıklı bir durum olduğunu aktardı. Bununla beraber insanların Vicdani Ret hakkının ne olduğunu, bu sürecin nasıl aşılacağını konuşmasının da iyi olarak yorumladı.

Karar anti- demokratik olsa da bu sürecin demokrasiye katkı sağlayacağını vurgulayan Murat Kanatlı, bazı konuların tartışılmasının sağlanacağını söyledi. Kanatlı, “Örneğin Mecliste Askerlik Yasası tartışılıyor, Cuma günü görüşülecek. Bizim katılmamız halinde güvenlik sorunu oluşacak. Birinci geçen Askerlik Yasası taslağında 6 bin sterlin ödeyerek bedelli olanın hiçbir şekilde askere gitmemesi de kimsenin itirazı olmadan komiteden geçti. BU şu demek oluyor:  Vicdanen ret ettim, güvenliği tehdit ediyorum Anayasa’ya uymuyor Ama 6 bin sterlinim varsa hiç gitmeyeyim bu Anayasa’ya aykırı olmaz. O zaman ‘düşüncede’ bir problem var. Bu ülkede bunu tartışmamız gerekir” dedi.

-----------------------------------

“Alternatif kamu hizmeti tartışılmalı”

Alternatif kamu hizmetinin tartışılması gerektiğini vurgulayan Murat Kanatlı, “Bir mühendisin 1 yıl için askere alınması o sürede çıkan yeniliklerden uzak kalmasına neden olduğunu anlattı. Askerlik karşılığında sivil hizmet görevi verilebileceğini belirten Kanatlı, bu kişinin hem bu coğrafyaya kazandırılacağını hem emeğinden yararlanılabileceğini hem de toplumun kazanabileceğini aktardı. Alternatif kamu hizmetiyle ‘beyin göçünün’ önüne bir miktar geçilebileceğini vurgulayan Kanatlı, bedelli askerlik için yurt dışına çıkan kişiler içinde yararlı olacağının altını çizdi. “Üç beş bin kişinin askere gitmemesiyle güvenlik sorunu ortaya çıkacak ama biz 3- 5 genci bu coğrafyaya kazandıracağız”  diyen Kanatlı, bunun önemli olduğunu anlamak ve opsiyon olarak önümüzde durması gerektiğini aktardı.

“Bir utanç…”

Vicdani Ret’i 48 Avrupa Konseyi ülkeden Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ın tanımadığını ve bunun utanç olduğunu belirten Kanatlı, hala daha bu coğrafyada gerekçesinin arandığını söyledi. Toplumsal olarak bir tartışma olabileceğini ancak bunun değişmesi ve hamle yapması için ortada bir kurum olduğunu söyleyen Kanatlı, Taşınmaz Mal Komisyonu’nda olduğu gibi Anayasa’nın belli şeklerde by-pass edilip yorumlanabileceğini bunun bir usulü olduğunu aktardı.

 

--------------------------------

Murat Kanatlı ile cezaevinde görüşen Cenk Mutluyakalı'nın bugünkü yazısını okumak için TIKLAYINIZ

Bu haber toplam 4253 defa okunmuştur