1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Militarizm: Eril Şiddet, “Büyük Adamlar” ve Barış Üzerine
Militarizm: Eril Şiddet, “Büyük Adamlar” ve Barış Üzerine

Militarizm: Eril Şiddet, “Büyük Adamlar” ve Barış Üzerine

Militarizm: Eril Şiddet, “Büyük Adamlar” ve Barış Üzerine

A+A-

Feminist Atölye (FEMA)
[email protected]


Feminist Atölye olarak bizler adanın bölünmesindeki ilk adım olan 20 Temmuz “Barış” Harekâtını ve beraberinde inşa ettiği çatışma kültürünü meşrulaştıran militarist söylemleri kınayarak,  yerine eşitlikçi ve ataerkil düşünce kalıplarından sıyrılmış bir barış süreci talep ediyoruz. Militarizm ve “birader kardeşi” milliyetçilik kendilerini kan, gen ve etnik kökenler üzerinden tanımlarken, farklılığı her daim tehdit unsuru olarak görür.  Ayrıca vatanı, milli kimliği ve bayrağı korumak adına şiddet kullanmayı savunur ve kahramanlık olarak gösterirken, aslında toplumda varolan erkeklik, güç ve yok etme gibi eril değerleri yeniden üretir. Bu nedenle militarizm cinsiyetçi bir düşünce kuramıdır.
Militarizm “erkek adam” olmayı itaat eden, sorgusuz sualsiz boyun eğen ve farklılıkları yok sayarak ötekileştiren olarak tanımlamarken, kadın olmayı ise toplumun namusunu ve kültürel değerlerini koruyan olarak görür. Kadınların kültürel rollerinin yanında, gelecek nesillerin de devamını getirmek gibi  biyolojik rollerinden de beslenen militarizm, kadının toplumdaki statüsünü özerk varlıklar olarak değil, kendilerine biçilen eş veya anne gibi geleneksel roller üzerinden tanımlar. Böylece militarizm erkekleri aktif, saldırgan ve kamusal yetiştirirken, kadınları ise pasif, evcimen ve itaatkâr olmasını talep eder. Kadını kamusal alandan itip, eril değerleri savunan militarizm, ayni zamanda ulusal güvenlik ve milli menfaat söylemlerinden yola çıkarak farklı olan herkesi “düşman ötekiler” olarak tanımlayarak, şiddeti meşrulaştırır. Feminist Atölye olarak bizler, farklılıklara tahammülü olmayan, güven ve anlayışı yok eden militarist ve milliyetçi kuramlar yerine bizi bölen sınıların ötesinde, eşitlikçi, karşılıklı güven ve anlayışa dayalı, insan hak ve özgürlüklerine değer veren bir barış istiyoruz!

***


İhmalden Felakete

Ülkemizde yaşanan çevre felaketlerine, her geçen gün bir yenisi eklenmektedir.  “Ciğerimiz” diye nitelendirdiğimiz orman yangınları yaşanmakta, yetersiz ekipman ve erken müdahale edilememesi nedeniyle dönümlerce arazi kül olmaktadır. Elektrik santrallerine filtre takılmamasından dolayı masmavi gökyüzümüzü kara dumanlar kaplamaktadır. Şimdi ise Akdeniz’in mavi sularını adeta kara bir leke gibi petrol kaplamıştır.
Geçtiğimiz gün Kalecik’teki AKSA Elektrik Santrali’ne gemiden yakıt aktarımı sırasında, gerekli önlemin alınmaması sebebiyle 50-100 ton fuel oil denize aktı. Bu ekolojik tahribat, kısa vadede o bölgede bulunan canlıları direkt etkileyecektir. Denize sızan petrolün tamamının temizlenemeyeceğinden, uzun vadeli ve gözle görülemeyecek ekolojik hasarlar da oluşacaktır. Yaşanan felaketin yarattığı derin etkileri, yaptığı şaka niteliğindeki açıklamalar ile görünmez kılmaya çalışan AKSA yetkilileri, bu durumun en birinci sorumlularıdır.
Bahsi geçen olay sonrasında meydana gelen zarar bir kez daha hatırlatmıştır ki, ne AKSA’nın ne de Devletin bu gibi durumlarda her hangi bir ‘’kurtarma planı’’ vardır. Bu da, “Petrol Dolum Tesisi’ne Hayır” eylemlerinin ve onu önlemeye çalışan yüzlerce insanın ne derece haklı olduğunu kanıtlamaktadır. Umarız tanık olduğumuz bu acı gerçek, çevre felaketlerinin sonuncusu olur ve yöneticiler bu durumdan ders almayı bilirler. Ekolojik dengenin bozulmasına karşı mücadele eden feminist bir örgüt olarak tek tesellimiz; meydana gelen olaydaki sorumluların tespit edilip, en kısa zamanda adaletin tesis edilmesine yardımcı olacak sürecin başlatılmasıdır.

***

Eyleme Çağrı!

Feminist Atölye olarak insan ve doğa arasında bir hiyerarşinin olmadığına inanıyor, doğanın insana tabi bir şekilde anlamlandırılmasına, tahakküm altına alınmasın ve tüketilmesine karşı çıkıyoruz. Bu yönde yaratılacak mücadelenin ekolojist değerler çerçevesinde şekillenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Doğa üzerinde, insanlar tarafından kurulacak hegemonyanın, ataerkil sistem içerisinde üretilen eşitsiz ve erkek egemenliğine dayalı düzenden hiçbir farkı yoktur. İçinde yaşadığımız kapitalist sistemde karını maksimize etmek için doğayı mahvetmekten çekinmeyen sermayenin egemenliğine karşı çıkarken bu alanda ortaya konan eylemlilikler ile de dayanışma içinde olmamız gerektiğinin bilincindeyiz.
Bu vesile ile sosyal medya aracılığıyla organize edilen bir eylem haberini de sizinle paylaşmak istedik. Söz konusu eylem “AKSA HESAP VER!” başlığı altında düzenleniyor. Bu bağlamda eylemciler, ‘Kalecik Bölgesi’nde yaşanan çevre felaketi kaderimiz değildir! Yaşanan özel bir şirketin ihmalkârlığı ve kar hırsı nedeniyle yaşanmıştır. Yetkililer gerekli yasal girişimleri yapacaklarını söyleseler de, gelin hep beraber 21 TEMMUZ PAZAR sabahı, saat 10:00’da denize gitmeden önce AKSA önünde toplanalım ve tepkimizi koyalım. Doğayı önemsediğimizi, onu özel şirketlerin hırslarına, ihmalkârlığına terk etmek niyetinde olmadığımızı gösterelim. AKSA’ya “HESAP VERECEKSiN!” ‘ diyerek tüm toplumu bu eyleme destek vermeye çağırmaktadır.

Bu haber toplam 1750 defa okunmuştur
Gaile 223. Sayısı

Gaile 223. Sayısı