1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. “Mimar Abdullah Onar-Bir Modern Geçmiş”
Eralp Adanır

Eralp Adanır

“Mimar Abdullah Onar-Bir Modern Geçmiş”

A+A-

Mesleki alanda yaşadıklarını anlatan kitaplarla da karşılaşmaktayız yazın dünyamızda.

Bu tür kitaplara ilk yaklaşımımız doğal olarak, kişinin, mesleki birikimini özellikle o mesleği seçmiş genç kuşaklara bilgi verici nitelikte olduğu şeklindedir. “Mimar Abdullah Onar-Bir Modern Geçmiş” kitabı, tüm bu ön yargılı bakış açısını ortadan kaldırır niteliktedir.

Saygıyla andığım Mimar Abdullah Onar bey, bizim hayatımıza da dokunmuş bir imza bir kişilik. Bugün Girne-Mete Adanır Caddesi üzerinde bulunan “Mete Adanır Apartmanı”mızın mimarı kendisi. Dolayısıyla bu kitap çalışması benim için ayrı bir özelliğe de sahip.

Kızı Anber Onar tarafından hazırlanan bu kitapta sadece mimari yaşamına, çalışmalarına değil, Abdullah beyin yaşamıyla, hatıralarıyla da yol almaktayız. Bu noktada sevgili Anber Onar’ı yürekten kutlarım. Babası Abdullah beyin hayatını anlatırken, o yılların sosyal yaşamını, kültürel bakış açısını, eğitimden spora, belleğimize katıyoruz.

Her zaman dile getirmişimdir; anılar; subjektif gibi görünse de, anlatılanların satıraralarında, bu toplumun kültüründe, geçmişinde bir izdüşüm niteliği taşımaktadır. Kendi anılarını yazan kişilerin anlattıklarından daha bir sıcak yol alış olabiliyor, bir başkası tarafından o hayatın yazılması. Tıpkı Anber Onar’ın kaleminden çıktığı gibi. Ve bazen geçmişe yolculuğumuzu başlatan, gözden uzak bir yerlerde tozun içerisinde kalmış bir obje de olabilmektedir.     

 

“İmzanın Sahibi Bir Tomar Kâğıt

Günü bitirmek üzereydik, sıcak kasıp kavuruyordu, her taraf toz toprak ve biz yorgun... Ama tam o sırada tenekeden yapılmış, kocaman, hâlâ sağlam duran, ancak çok eski olduğu belli, paslı bir silindir kutu buldum.

İngiliz sömürge döneminden kalma en önemli yapılardan biri olan Sarayönü’ndeki “Mahkeme Binaları”nın, eski adıyla “Hükümet Konağı”nın tam karşısında, 1970’lerin başında, küçük bir dükkân olarak satın alınıp, 5 katlı bir iş hanı olarak tasarlanmıştı içinde bulunduğumuz bu yapı. Yıl 2007 ve binanın tümü elden geçirilerek tamir ediliyordu yeni bir kullanım için. Aslında binanın geneli her ne kadar eşyalardan arındırılmışsaydı da bu kutu pek bir önemi olmayan, işe yaramaz teneke parçası olarak asansör odasında öyle atıl kalmıştı. Paslanmış silindir kutunun kapağını açmakta zorlanıyorduk. Hatta binada çalışan işçiler ‘n’apacaksınız o eski paslı şeyiii? Atın gitsin!’ diye akıl verirken biz de tam tersine kutu neyin nesi diye meraklanıyorduk. Nihayet silindir kutunun kapağını yoğun çabalardan sonra açabildik.

İşte o kutudan koskoca, güzelim kâğıtlardan oluşan bir tomar çıktı. Bu bir tomar kâğıdı temiz bir yüzeye yatırıp da her bir katmana bakmaya başladığım zaman, artık aklıma gelen tek bir şey vardı: Her açtığım o devasa sayfalarda gördüğüm ve çok yakından tanıdığım bu imzanın sahibine, daha fazla gecikmeden bir kez daha başka bir pencereden bakmalıydım.

2007’den bugüne dek araya giren yıllar içerisinde birçok şeyle karşılaşırken, onları kayıt altına almaya başladım. Her buluntuda, bazen hayret, bazen hüzünü, bazen de mutluluğu yaşarken, daha önceleri hiç sormadığım soruların peşine düşerek, ona yaklaşmaya çalışırken, bazen ona dokundum, bazense onu teğet geçmiş oldum...”  

Bir roman gibi okudum “Mimar Abdullah Onar-Bir Modern Geçmiş” kitabını. Her sayfasında bir hikâye, Abdullah beyin yaşamıyla geçmişe yolculuklar, sevgili Anber Onar’ın anılarıyla yoğrularak, her açıdan bilgi dağarcığımı zenginleştirdiğimi söyleyebilirim. Kitap sadece mimari tasarımlar, projelerden oluşmuş olsaydı, sanırım işte o zaman “sadece” mimarlığı meslek seçmiş kişileri ilgilendirecekti. Ama Anber

Onar’ın dokunuşuyla bu kitap, roman-öykü tadında bir yolculuk vaadediyor okura.

Bu çalışmada emeği geçen herkesi kutlarken, kitaptan bir alıntıyla tamamlıyorum bugünkü yazımı.

 

“Bir Film Yıldızı Babama Hayran!

Yıl 1970. Evin tüm panjurları açık ve pencerelerden sıcacık güçlü bir ışık sızıyor; duvarları taa tavana kadar uçurup süzülüşe geçercesine dolanan bir ışık... O günden aklımda kalan fotoğrafta, yatak odası penceresinin önünde duran feminen bir figür ve dolgun saçlardan oluşmuş bir siluet.

Feri Cansel bizim evde. Türkiye’den doğduğu şehre gelen, Kıbrıslı bir film yıldızı, her evin iyi bildiği bir isim. Ve o günlerde, Yılmaz Güney ile aşk hikâyeleri fısıldanıyor.

Feri Cansel’in bizim eve gelme sebebi bir ziyaretten daha fazlasıydı. Beş katlı yeni Temel II Apartmanı’nın en üst katından aldığı modern daire, oldukça prestijli ve özeldi. Burası Köşklüçiftlik’ti ve modernizmin en çağdaş mimari örnekleri, yaşam biçimleri burada kuruluyordu o yıllarda. Buralarda ilk kez yükselen bu yeni göz zaviyesinden bakıldığı zaman da, çağdaş bir estetiğin insani boyutlarında birleşen bir dili içerdiği farkedilebiliyordu. Cansel Hanım buradan gördüğü manzaraya hayran kalmış ve kendi aldığı apartman katı da dahil olmak üzere, bu semtteki birçok tasarımın mimarının Abdullah M. Ali olduğunu öğrenmişti. İşte tam da bu sebepten bizim evi ziyaret etmeyi çok arzuladığını babama birkaç kez iletmiş. Bir mimar olarak babamın tasarımlarına duyduğu hayranlığı o kadar etrafta belirttikten sonra, nihayet babam da onu bizim evde ağırlamak istemişti. O gün misafirimiz olan Feri Cansel, kılık kıyafeti, konuşması ve davranışlarıyla hem çok nezaketli hem de rahat bir hanımdı. Babamın yaptığı binalardan daha satın almak istiyor, eğer kendisine bizim ev gibi harika bir yer sunulmazsa da, gelip evimizi satı alacağının esprisini yapıyordu.

Ne var ki, Feri Cansel’in Lefkoşa’nın Samanbahçe mahallesinde başlayıp Londra’daki Kıbrıslı diasporası arasında devam eden trajik yaşam öyküsü içerisinde, küçük bir yaştayken kendinden çok büyük bir adamla evlendirilmesi, zor hayat şartlarının onu takip etmesi, Türkiye’de film yıldızı olunca karşılaştıkları ve son olarak da 39 yaşında İstanbul’da öldürülmesi gerçekten de trajedisini inanılmaz kılıyordu.”

07-mayis-2023-eralp-mimar-abdullah-onar-bir-modern-gecmis-2.jpg 07-mayis-2023-eralp-mimar-abdullah-onar-bir-modern-gecmis-3.jpg

07-mayis-2023-eralp-mimar-abdullah-onar-bir-modern-gecmis-1.jpg  07-mayis-2023-eralp-mimar-abdullah-onar-bir-modern-gecmis-4-anber-onar-mimar-abdullah-onar-1.jpg

07-mayis-2023-eralp-mimar-abdullah-onar-bir-modern-gecmis-4.jpg

Bu yazı toplam 1547 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar