Mimarlıktan aşçılığa
Mimarlık bölümünü kazanmasına rağmen, bazı sıkıntılardan dolayı bir yıl sınıfta kalan genç aşçı İlker Serttaş, birçok kişinin “Sen bunu yapamazsın, başaramazsın” dediğini başardı.
Hizmet sektörü modası geçmeyecek, önü kapanmayacak ve mezuniyet sonrası beklemeden sınırsız sayıda iş seçeneği tanıyacak tek sektördür.
Küçük yaşlardan itibaren mutfak ve yemek yapmaya hep ilgisi olsa da hayalindeki meslek mimarlığı yapmak isteyen 22 yaşındaki İlker Serttaş’ın yolu aşçılıkla kesişti.
İlker Serttaş, birçok kişinin “Sen bunu yapamazsın, başaramazsın” dediğini başardı.
Hayalindeki meslekten gözlerindeki sıkıntıdan dolayı vazgeçse de son yıllarda gençlerin tercihi olan aşçılık mesleğinde parlayan Serttaş, uzun ve yorucu gittiği yolu YENİDÜZEN’le paylaştı.
Serttaş: “İnsan hak ettiğini elbet bir gün alır”
Mutfağa da annesinden dolayı hiç yabancı olmayan 22 yaşındaki İlker Serttaş, sınıfta kaldıktan sonra çevresindeki insanların bir takım eleştirilerine maruz kaldığını anlattı.
Eleştirilerden gururunun çok incindiğini pes etmeden yeniden okula devam ettiğini ifade eden Serttaş, “Küçüklükten beri annemi yemek yaparken izlemeyi ve yardım etmeyi çok severdim. Öncelikle en büyük hayalim mimar olmaktı. Sedat Simavi Endüstri meslek lisesinde yapı ressamlığı bölümünü kazandım ve hedeflerime doğru yürümeye başlamıştım ancak elde olmadan bazı sebeplerden dolayı 1 sene sınıfta kaldım. Herkes İlker okuyamaz boşuna uğraşmayın dediler aileme, gururum incindi ama pes etmedim. Okuyamaz dedikleri İlker Okulu sınıf ikinciliği ile bitirdi. İnsan hak ettiğini elbet bir gün alır diye bir söz var bu çok doğru.”
“Gözlerindeki sıkıntı mimarlıktan vazgeçirdi”
Gözlerinde yaşadığı problem nedeniyle hayalindeki meslek olan mimarlıktan vazgeçmek zorunda olan Serttaş, meraklı olduğu dal olan aşçılık mesleğini ikinci tercih olarak seçerek yüzde 75 bursla kazandığını kaydetti.
Onur belgeli öğrenci olarak Yakın Doğu Üniversitesinde yeni mesleğini öğrenmek için yola çıktığını ve bu yıl dördüncü sınıf olarak devam ettiğini anlatan Serttaş,”Ne mutlu bana herkesin gözünde okuyamaz dedikleri İlker Yakındoğu Üniversitesinde onur belgeli öğrencisi oldu. Yemek yapmak benim en büyük hobilerimden biriydi okula ilk başladığımda çok bilgim yoktu annemden gördüklerim bildiklerim kadarıylaydım. Okulda öğrendiklerim var tabi ki ancak şunu biliyorum ki sadece okuyarak olmuyor kendimi geliştirmek için birçok restoranda çalıştım” sözlerini kullandı.
“Soğan patates soydum ama gocunmadım”
“Şef sadece yemek pişiren kişi değildir” ifadelerini kullanan Serttaş, kendini geliştirmek için dört yıla yakın zamandır birçok mutfağa girdiğini kendini geliştirmek için soğan, patates soyduğunu söyledi. Önce kahvaltı bölümünde, daha sora sulu yemekler üzerine şeflik yaptığını anlatan Serttaş, “Kendimi geliştirmek için uyguladığım bir teknik tüm mutfakları tanımak. Meyhanede şeflik yaptım, kebap ve meze bölümünde çalıştım. Şimdi en çok merak ettiğim dalın içinde balık restoranında kendimi geliştirmeye başladım” şeklinde konuştu.
Serttaş: “Çalışmak gurur verici, hedeflerinizden vazgeçmeyin”
Yaptığı yemeklerle herkesin takdirini kazandığını, hem müşterilerin hem de şeflerinden aldığı takdirle mesleğine sımsıkı bağlandığını ifade eden Serttaş, çalışmanın gurur verici olduğunu söyledi.
Ailesinden de aldığı destekle son senesini hayal ettiği başarı ile tamamlamayı hedeflediğini söyleyen Serttaş, “ Bu sene son senem ama benim okul hayatım şimdi başlıyor. Masterimi yapıp akademisyen öğretmen olarak okuluma devam Edeceğim. Hedeflerinizden asla vazgeçmeyin, sizin yerinizde olup okumak isteyen ancak maddi gücü yetmeyen arkadaşlarımız var. Ne kendinize ne de ailelerinize yazık etmeyin. Sevdiğiniz işi yapın. Hem onur hem de gurur verici.”