Tanju KONURALP

Minareliköy Bölgesinde bulunan ve harabe halinde duran, tarihi yağ ve un değirmenine, Minareliköy Kooperatif Kredi Şirketi’nin kendi öz kaynakları ile yeniden hayat verildi. 2011 yılında restore edilen mekan, bu gün hem turistlerin, hem de yerli halkın, Kıbrıs kültürünü tanıması adına bir adres halini aldı. 1974 öncesi Türk ve Rum hissedarların ortaklığında çalıştırılan değirmen, bugün ise müze halini aldı. Gönüllü olarak müzeye bakan Keziban Dağcılar, burada hem rehberlik, hem de kendi ürettiği Kıbrıs işi ürünleri satarak, kültürün olabildiğince yayılmasına destek olma amacında olduğunu belirtti.

“DEĞİRMEN ÇALIŞIR DURUMDA”

Değirmen’in istenildiği zaman çalıştığını dile getiren Dağcılar, bunun yalnızca gelen turistlerin görmesi amacı ile yapıldığını, bunun dışında değirmenin yağ ve un üretmek amacı ile kullanılmadığını belirtti. Müze’nin açılması ile birlikte, müzeye yoğun ilgi olduğunu da dile getiren Dağcılar, bu ilginin daha da artacağından hiç şüphesi olmadığını ve ülkenin her yerinde bu tür müzelerin açılması gerektiğinin altını çizdi.

“KIBRIS’A AİT ÜRÜNLER”

Müze’de gönüllü olarak rehberlik yapan Dağcılar, rehberliğin yanı sıra, kendi ürettiği ürünleri de burada sattığını dile getirdi. Lefkara işi, koza işi, sesta ve hediyelik eşyalar üreterek satan Dağcılar, ayrıca ülke kültürünü yansıtan yiyecekleri de burada satıyor. Zeytinyağı, çakistes, macun, tarhana, pastelli, üzüm sucuğu, baf sakızı, gabbar turşusu, asma yaprağı gibi yiyecekleri de burada satan Dağcılar, özellikle Galatya’da üretilen zivaniya’ya büyük talep olduğunun altını çizdi.