Mint Muse sahibi, genç iş insanı Cemaliye Kasap: “Pandemi nasıl kötü yönetilebilir sorusunun cevabını çok güzel verdik”
[Ülkemizde iş hayatına atılarak yatırım yapan genç girişimciler, YENİDÜZEN’deki ‘Genç Girişimciler’ yazı dizisine yaşadıklarını, düşüncelerini ve hedeflerini anlatıyor]
Gönyeli Yenikent’te Mint Muse isimli işyerinin sahibi genç iş insanı Cemaliye Kasap, 2020 yılının Mart ayından bu yana sürecin kötü yönetildiğini, özel sektöre desteklerin yetersiz kaldığını ve kararların her gün değiştiğini belirtti, ekledi: “Pandemi nasıl kötü yönetilebilir sorusunun cevabını çok güzel verdik”
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Gönyeli’de 5 yıl önce ‘Mint Muse’ isimli markayı kurarak konfeksiyon üzerine üretim yapan, geçtiğimiz aylarda da butiğini açan genç iş insanı Cemaliye Kasap ile hem ekonomiyi hem de iş yaşamını konuştuk.
Ülkemizde gençleri girişimciliğe yönlendirecek bir yapının olmadığını savunan Kasap, kendisinin markasını kurduğu dönemde çok zorluklar yaşadığını anlattı.
Ülkemizde sistemsizlik olduğuna inandığını söyleyen Cemaliye Kasap, “Bence sistem kurulabilmesi için ilk önce toplum olarak birlik olunması lazım. Ama bizde bu birlik-beraberlik maalesef yok. Kendi çıkarımıza olabilecek herhangi bir şeyi elde etmeyi o kadar alıştık ki, ülkede sistemsizlik olması çok normal…” ifadelerini kullandı.
İşte genç iş insanı Cemaliye Kasap ile yaptığımız söyleşi:
- Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
- İsmim Cemaliye Kasap, 1991 doğumluyum. Matematik ve Bilgisayar bölümü mezunuyum. Bundan 6 yıl önce ‘Mint Muse’ diye bir marka kurdum. Bunun üzerine İstanbul Moda Akademisi’nde çanta tasarımı eğitimi aldım. Onun dışında başka yerlerde de moda eğitimleri aldım. 5 buçuk yıl sonra dükkanımı, son 6 aydır da butiğimi açtım. Burada hem kendi ürünlerimi hem de Türkiye’den aldığım konfeksiyon ürünlerini satıyorum.
- Giyim sektöründe hizmet veriyorsunuz. Bu sektörü tercih etmenizin sebebi nedir?
- Bence seçeceğiniz işiniz bir karakterinize bağlı bir şey. Benim karakterim de gerçekten buydu. Bir şeyler üretip, onları bir yede gösterime sunmak ve paylaşmak… Kıbrıs’ta butik sektöründe de şöyle bir sıkıntı var ki, hazır giyimde ne bulursak onu alırız. Ancak onu kombinlemek, kendi stiline uygun hale getirebilmek adına ben biraz daha farklı bir yön daha vermek istedim. Görüyorum ki, ilgi de var…
- Genç yaşta atılım yaptınız ve iş kurdunuz. İşinizi kurarken zorlandığınız noktalar oldu mu?
- Eğer ki bir şeyleri doğru düzgün yaparsanız ve işinizi kurarken bilgi sahibi edinirseniz bence zorluk yaşamazsınız. Ben daha önceden de özel bir şirkette dijital pazarlama müdürlüğü yapıyordum o yüzden pek zorluk yaşamadım. Tabii herkes bunu bilecek diye bir şey yok ama bilgili olmak ve yaptığın işi bilmek bence önemli.
“Kendi fabrikamı kurmak isterim”
- İş yaşamında geleceğe dair ne gibi hedefleriniz var?
- Hedeflerim çok var açıkçası… Ben önce kendi fabrikamı kurmak isterim. Butik devam edecek ama daha çok üretim tarafında devam etmek istiyorum. İnsanlara stilistik eğitim vermek ve bu konuda daha önemli çalışmalara imza atmak hedeflerim arasında…
- Ülkemizde gençleri girişimciliğe teşvik edecek bir yapı var mı?
- Öyle bir şey yok. Ben 5 buçuk yıl önce markamı kurduktan ve çanta üretmeye başladıktan sonra bunları satma konusunda çok zorlandım. Kime ve nerede satacağım konusunda en ufak bir yer bile yoktu. Maalesef ülkemizde internet altyapısı da yok. Bunlar olmadığı için ben ‘Coffee And Design’ diye bir etkinlik yapmaya başladım. Ben orada birçok genç girişimcilere bir yer sunup, imkan yaratıp kendilerini tanıtmalarını sağlamaya çalıştım. Çünkü ülkemizde maalesef bu şekilde çalışmalar yok.
- Pandeminin sektörünüze ne gibi bir etkisi oldu?
- Vakalar vardı kapandık ama kapandığımız süre içerisinde ancak bundan çabuk kurtulabilmek için çalışma yapılmadı. Dükkânımıza ürün getirdik, kararlar bir günde alındığı için aniden kapandık ve ürünler elimizde kaldı. Bu süreç beni ve birçok esnafı olumsuz yönde etkiledi. Şu anda deneme yok. Biz ürünü satıyoruz ama kime, ne şekilde gittiğini hiç bilmeden veriyoruz. Evde denediği zaman üstüne uygun değilse o ürün bize tekrar geri geliyor. Deneme işlemi kontrollü bir şekilde mağaza da yapılabilir. Vakalara göre bir durgunluk veya hareketlilik olabiliyor.
- Özellikle son 1 yıl içerisinde birçok kişi işsiz kaldı, birçok iş yeri de kapandı. Genç bir girişimci olarak bu durum sizi korkutuyor mu?
- Açıkçası korkuyorum. Her gün bir karar alınıyor ve bu kararlar birçok esnafı mağdur ediyor. Bizim kiramız, vergimiz, ödeme yapmamız birçok yer var. Bunlar düşünülmeden hareket ediliyor ve bizim için çok büyük etkileri oluyor. Ne yazık ki ayakta duramayan birçok işletme de bu yüzden kepenklerini kapattı, ayakta durabilenler de çalışanlarını işten çıkardı.
“Pandemi nasıl kötü yönetilebilir sorusunun cevabını çok güzel verdik”
- Bu süreçte hükümetin aldığı önlemler yeterli midir? Ne yapılmalıydı?
- Bence hükümetin aldığı önlemler yeterli değildi. Herkes kişisel olarak önlem almaya çalıştı ama kapatmalar sadece günübirlik vakaları azaltabildi. O da açıldığımız dönemde yine çoğaldı. Verilen destekler yetersiz kaldı ve bu durum insanların mağduriyet yaşamasına sebep oldu. İşin özeti pandemi nasıl kötü yönetilebilir sorusunun cevabını çok güzel verdik diye düşünüyorum.
- Ülkemizde bir sistemsizlik söz konusu… Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- ‘Körler sağırlar birbirini ağırlar’ atasözü sanki bizim ülkemiz için söylenildi. Kendi kendimize ne yapabilirsek sadece onun ışığında ilerleyebiliriz. Ben ilk günden beri böyleyim o yüzden buna alıştım. Bu doğru değil ama buna mecbur kaldık. Sistemsizlik zaten içimizde o yüzden nasıl düzelir onu bile bilemiyoruz…
“Bence sistem kurulabilmesi için ilk önce birlik olunması lazım”
- Özel sektör hakkında ne söylemek istersiniz?
- Ben beş yıl özel sektörde çalıştım. Benim gibi üreten birinin orada barınması imkânsız… Ben işimi çok severdim ama yine hep kendim fedakârlık yapardım. Zaten günün sonunda neden yaptığım fedakârlıkları niye kendim için vermeyim düşüncesiyle çıktım ve kendi markamı kurdum. Ben bir dönem İngiltere’de de yaşadım. Orada da çok zor bir hayat var. Bir Kıbrıslı ne uzakta olabilir ne de burada yapabilir… O yüzden kendimize bir dünya kurduk ve o dünyanın içinde uğraşıyoruz. Bence sistem kurulabilmesi için ilk önce birlik olunması lazım ama ne yazık ki bizde bu birlik-beraberlik maalesef yok. Devlet yönetimi evet çok kötü ama bu insanları da o makamlara sonuçta halk getiriyor. Kendi çıkarımıza olabilecek herhangi bir şeyi elde etmeyi o kadar alıştık ki, ülkede sistemsizlik olması çok normal…
- Sizin gibi genç yaşta girişimci olmak isteyen arkadaşlarınıza ne gibi tavsiyelerde bulunabilir siniz?
- İnsan gerçekten bir şeyi istiyorsa karşısına hangi zorluklar çıkarsa çıksın o zorlukların üstesinden gelebilir. Size hiçbir yerden garanti para gelmez, sonuçta hep siz uğraşırsınız. Kendi kendimize değer vermeliyiz. Zaten üretmek kendi kendine değer vermek demektir. Biraz da korkusuz olmak lazım açıkçası...
“Keşke çok farklı bir sistemin içerisinde olsaydık”
- Son olarak ne söylemek istersiniz?
- Keşke çok farklı bir sistemin içerisinde olsaydık da sadece biz bu kadar emek veren olmasaydık. Çünkü ben, bizim için emek veren birileri olduğuna inanmıyorum. Bir şeylere itiraz edip, her şeye boyun eğdiğimiz için her şey başımıza geliyor. Biraz daha gerçekten istekli olursak ve gözümüzü açarsak her şey çok daha güzel olacaktır. Emek verince verdiğiniz emekler iyi anlamda sizi bulabiliyor…