Mithat Tuncel Bey’in Kıbrıs’a Uçuşu: 1916
Prof.Dr.Ulvi Keser hocamızın özellikle Kıbrıs tarihimizle ilgili belgelerden oluşturduğu yayınlarını takip etmekte neredeyse zorlandığımı söylesem yanlış ifade etmiş olmam.
Bir maraton koşucusu gibi bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, motivasyonu ve araştırmacılık ruhuyla (hiç bitmesin) özelde Kıbrıs Türk ve genelde Türk tarih belleğine kattığı 49 kitabıyla önünde şapka çıkarılması gereken bir eğitimci-yazar.
“Versay’dan Kıbrıs’a, Akdeniz’den Filistin’e ve Milli Mücadele’ye Türk Havacılığında Bir Savaş Pilotu MİTHAT TUNCEL BEY” isimli yeni kitaplarından biri olan bu çalışmasında; “... Kara Kuvvetleri Komutanlığı adına hizmet eden bir istihkâm subayı olmasına rağmen bir anda kendisini Paris semalarında bulan Kıbrıs adasından Akdeniz’e, Kıbrıs adasındaki İngiletere’nin Çanakkale Türk Savaş Esirleri Kampı’ndan Fransızların Ermeni Doğu Lejyonu (Legion D’Orient) Kampı’na, Sina ve Filistin cephesinden millî mücadeleye kadar çok geniş bir alanda mücadele eden, İstanbul’un ittifak güçleri tarafından işgâl edilmesi ve bütün silah depolarına el konulması sürecinde tamamen kendi inisiyatifiyle işgâli geciktiren ve depolardaki silahların kaçırılmasını ve Kuvayı Milliye’ye teslim edilmesini sağlayan, cumhuriyetin kurulmasının ardından Türkiye’ye ilk sivil havacılığı getiren, daha Osmanlı döneminde bu ülkenin ilk havacılık kitabını kaleme alan ve hemen ardından cumhuriyetle beraber genç Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilk havacılık kitabını yazan Mithat Tuncel Bey...”in (önsöz’den alıntı) yaşamsal tarihi içerisindeki yol alışta, özellikle Kıbrıs semalarında dolaşarak Mağusa’da 1916 yılında yer alan ve Çanakkale Osmanlı esirlerinin konulduğu kampları, aynı bölgede kurulan Ermeni Leyjon kamplarını görüntülemeyi başarmış ilk kişi olması hasebiyle, kendi tarihimizle de ilişkilendirilmektedir.
Mağusa Karaulos Esir Kampı olarak tarihimize geçen, üstüne kitaplar yazılıp bildiriler yayınlanan, zaman zaman köşe yazılarına konu olan bu “trajik” olayın detayları araştırıldıkça, gerek siyasi ve askeri gerekse insani boyutu açısından, tarihimiz ile ilgili birçok veriye ulaşmaktayız.
Bu kampların havadan fotoğraflarını çeken ilk kişi olarak Mithat Tuncel Bey; söz konusu fotoğrafları tarihimize kazandırarak, Mağusa’da Çanakkale Şehitliği olarak bu topraklarda yatan Osmanlı askerlerinin yaşadıkları yerler hakkında önemli bir kaynak ulaştırıyordu günümüze.
O dönemlerde kullanılan uçaklar, imkânsızlıklar, görev esnasında yaşanılan olaylar bir hikâye gibi okunabilmektedir.
Elbette Kıbrıs’la ilgili sadece Karaulos (Karakol) esir kampıyla ilgili fotoğraflar yoktu Mithat bey’in bizlere ulaşan kaynaklarında.
Örneğin; Fransa’nın, Mağusa’nın Monarga (Boğaztepe) köyünde Ermenileri eğitmek için açtığı kampta yer alan bir Ermeni Kilisesi’ni de fotoğraflamayı başarmıştı(1916).
“Köyün 150 yıllık geçmişinde üç ayrı dönemde askeri kamplar kurulduğu” yönündeki bilgilerle dağarcığımızı zenginleştirebiliyoruz.
Çok önemli bir kaynak kitap olduğunu belirterek, Ulvi hocamızı yürekten kutladığımı belirtmek isterim.