Mora’da yeni kazılara bugün başlanması bekleniyor…
KAZILARDA SON DURUM…
Kayıplar Komitesi’nin adamızın kuzeyinde ve güneyinde yürütmekte olduğu kazılara, yağışlar nedeniyle arazilerin çamur içerisinde kalması nedeniyle iki gün süreyle ara verilirken, bugün kazıların kaldığı yerden devam etmesi bekleniyor.
BEŞ GÜN YAĞIŞ ÖNGÖRÜLMÜYOR…
Kayıplar Komitesi’nden edindiğimiz bilgilere göre, bugün dahil, önümüzdeki beş gün içerisinde yağış öngörülmediği için kazılara bugün kaldığı yerden başlanması bekleniyordu.
MORA’DA YENİ BİR KAZI BAŞLAYACAK…
Kayıplar Komitesi’nin Mora’da (Meriç) yeni bir kazı başlatması beklenmekteydi… Lapta’da arazinin yağışlar nedeniyle çamurlanması nedeniyle kazı ekipleri Dikmen’e gönderilmiş ve burada bir “kayıp” Kıbrıslırum için olası bir gömü yerinde kazı yürütülmüş ve bu kazı tamamlanmıştı. Dikmen’deki (Digomo) kazının tamamlanmış olmasıyla birlikte, Mora’da (Meriç) bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın olası gömü yerinde yeni bir kazı başlatılacak.
DİĞER KAZILARA KALDIĞI YERDEN DEVAM…
Vuno’da (Taşkent) bir “kayıp” Kıbrıslırum’un olası gömü yerindeki kazının yanısıra, Şillura’da (Yılmazköy) bir gaminide bir Kıbrıslırum “kayıp” askerin gömülü olabileceği bilgisiyle başlatılmış olan kazıya da devam edilecek.
Afanya’da (Gaziköy) bazı Kıbrıslırum “kayıplar”ın bir kuyuda gömülü olduğu bilgisiyle birlikte buradaki kazıya da devam edilecek ve Lapta’da da bazı “kayıp” Kıbrıslırum askerlerin olası gömü yerindeki kazı da sürdürülecek. Aynı şekilde Maratovuno’da (Ulukışla) yüzeyde bazı insan kalıntıları görülmüş olduğu bilgisi üzerine başlatılmış olan kazıya da devam edilecek.
STROVULO’DA “KAYIP” KIBRISLITÜRKLER’İN GÖMÜ YERİ ARANIYOR…
Kıbrıs’ın güneyinde ise Strovulo’da 1963-64 “kaybı” iki Kıbrıslıtürk’ün olası gömü yerinde başlatılmış olan kazıya devam edilecek.
Kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.
ÇALIŞANLARIN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KARTI VAR…
Kayıplar Komitesi’nde çalışanların barikatlardan geçişlerinde herhangi bir sorun yaşanmayacağı öngörülüyor – komite çalışanlarının Birleşmiş Milletler tarafından verilmiş olan çalışan kartları bulunuyor ve barikatlara bunları ibraz ederek geçiş yapıyorlar. Kıbrıs’ın kuzeyinde barikatların güneyde çalışanlara kapatılmış olmasından, Kayıplar Komitesi çalışanlarının etkilenmeyeceği belirtiliyor.
BİR FİLM…
Srebrenika’daki soykırımda hayatta kalan bir annenin öyküsü: “Quo Vadis, Ayda?”
Srebrenika’daki soykırımda hayatta kalan bir annenin öyküsünün anlatıldığı “Quo Vadis Ayda?”, soykırımın bir boşlukta kendiliğinden meydana glemediğini, soykırımın tanıkları ve uygulayıcıları olduğunu, bazılarının da “normal” addedilen insanlar olarak tüm bunları oturup yalnızca izlediklerini aktarıyor.
Balkan ülkelerinden gazetecilerin oluşturmuş olduğu “Balkan Insight” haber sitesinde Miryana Narandzic’in konuyla ilgili yazısını, okurlarımız için derleyip özetle Türkçeleştirdik… Yazı özetle şöyle:
*** “Quo Vadis Ayda?”, gelecek yıl Oscarlar’a en iyi uluslararası film olarak Bosna-Hersek adına yarışacak ve 1995’teki Srebrenika soykırımında kadınların deneyimine odaklanıyor.
*** “Avrupa, Bosna, Temmuz 1995”… Bunlar, Jasmila Zbanik’in “Quo Vadis Ayda?” başlıklı Ayda isimli Boşnak bir kadına ilişkin filminin açılışında duyuluyor. Ayda, Srebrenika’da Birleşmiş Milletler için çevirmen olarak çalışmaktadır ve Temmuz 1995’te general Ratko Mladiç önderliğindeki Boşnak Sırp güçlerin ele geçirdiği kentte, ailesini kurtarmaya çalışmasını anlatıyor.
*** Yönetmenin geçmişteki diğer filmleri, daha çok savaş sonrası perspektifinden savaşa ilişkindi ancak bu hikaye, çatışmaların dördüncü yılında gçeiyor… Boşnak Sırp siyasi lider Radovan Karadziç, “Direktif 7” denen emri imzaladıktan dört ay sonra geçiyor olaylar bu filmde… Bu emre dayanarak Boşnak Sırp Ordusu, Srebrenika’dan 7 bin Boşnak erkek ve oğlan çocuğunu katletmişti “Krivaja 95” adlı ordu operasyonunda…
*** Pek çok film, Bosna-Hersek’teki savaşa odaklandı ancak “Quo Vadis Ayda?” Srenbrenika soykırımına ilişkin ilk sinema filmi oluyor ve aynı zamanda sembolik bir film bu çünkü soykırımın 25nci yıldönümünde yapılmış bir film…
*** Film, özgünlük ile sanatsal olarak güçlü bir mesaj verme ihtiyacı arasında denge kuruyor – film, ağırlıkla Srebrenika soykırımına ilişkin mahkemelerce doğrulanmış, teyid edilmiş verileri yansıtıyor. Filmin yönetmeni Zbanic, gerçek insanlara dayalı karakterleri kullanıyor, örneğin Ratko Mladiç gibi, BM Komutanları Thomas Karremans ve Robert Franken gibi ancak başka karakterler de yaratarak acı çekmiş olan binlerce Boşnağın kaderini temsil etmelerini sağlıyor.
*** Bu, tipik bir savaş filmi değildir ancak çocuklarını kurtarmaya çalışan bir annenin kişisel dramıyla ilgili bir filmdir.
*** Filmin başlığından da anlaşılacağı gibi, (“Nereye gidiyorsun, Ayda?”), film, hareket içeriyor: Ayda, Hollandalı Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin Srebrenika yakınlarındaki Potokari kampında dolanıyor, burası Bpşnak Sırp askerlerinden kaçmaya çalışan Boşnakların buluşma noktasıydı – Ayda bir yetkiliden ötekine giderek, ailesi ve dehşet içerisindeki diğer siviller için yardım isteyerek hareket ediyor…
*** Ayda ancak eşi ve oğluları kendisinden Boşnak Sırp askerler tarafından alındığı zaman duruyor çünkü Hollandalı askerler Ayda’nın onlara katılmasına engel oluyor…
*** ABD’nin gösteri dergisi “Variety” için bir yazı kaleme alan Jessica Kiang, bu filmi 1982 yapımı “Sofi’nin Seçimi” filmiyle kıyasladı – bu filmde de Yahudi bir anne, bir Nazi toplama kampında esir olarak bulunduğu esnada, iki çocuğu arasında seçim yapmaya zorlanmasını ele almaktaydı.
*** Zbanic’in filminde de Ayda, sevdiklerinin Boşnak Sırp kuvvetler tarafından alınması esnasında, Hollandalı askerlerden çocuklarından en azından birini kurtarmalarını istiyor…
*** “Quo Vadis Ayda?” filmi, soykırımın bir boşlukta, kendiliğinden meydana gelmediğini, soykırımın tanıkları ve uygulayıcıları olduğunu, bazılarının da “normal” addedilen insanlar olarak tüm bunları oturup yalnızca bir kenardan izlediklerini aktarıyor…
*** Filmde çocuklar okulun avlusunda futbol oynarken ve anne-babaları da evlerinin terasında güzel bir yaz gününün tadını çıkarırken, ilkokulda Srebrenika’dan bir grup Boşnağın nasıl öldürüldüğünü gösteriyor… Öldürülenlerin komşuları da neredeyse hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, başka yere bakıyorlar, korkudan veya inkarla…
*** Arka planda pek az müzik vardır, yalnızca savaşın sesleri vardır, ta ki savaş sonrası bir sahnede Srebrenika’da doğduğu yere öğretmen olarak geri dönen Ayda sahneye çıkıncaya kadar… Ayda, burad öğrencileriyle sembolik bir performans ortaya koyuyor… Öğrenciler ellerini gözlerinin üstüne kapatırken, bazıları savaş suçu işlemiş olan anne-babalar da izleyiciler arasında oturup onları izliyor.
*** Bu sahne, savaş suçu işleyenlerin özgürlük içinde ve dokunulmazlıklarının tadını çıkararak hayatlarını nasıl devam ettirdiklerinin altını çiziyor, başkaları ise gerçeğe gözlerini kapatmış vaziyetteydiler. Aynı şekilde bir okulun insanların öldürüldüğü bir yer değil, bilgi edinilen, tarih ve karşılıklı saygının öğrenildiği bir yer olması gerektiğini gösteriyor film…
*** Ayda karakteri, Srebrenika’daki tüm kurbanların annelerini simgeliyor ve soykırım kurbanları adına yıllardır mücadele eden Srebrenika Anneleri’ne adanmıştır. Srebrenika’da yaşananların üstünden 25 yıl geçmiş olmasına karşın, bölgede inkar oldukça yaygındır. Gerek uluslararası mahkemeler, gerekse eski Yugoslavya’daki yerel mahkemeler tarafından gerçek teyid edilmiş olmasına karşın, gerçek bölgede hiçbir zaman resmi bir gerçeğe dönüşemedi…
*** Yeniden yakınlaşma ve uzlaşma etkinliklerine katılan sanatçılar, gerek Sırbistan’da, gerekse Bosna’nın Sırp ağırlıklı Republika Srpska bölgesinde, sosyal medya ağlarında veya hükümet yanlısı medyada, milliyetçiler tarafından “hain” olmakla suçlanıyorlar…
*** “Başkaları bize neler etti”, hala ağırlık basan anlatı ve “Quo Vadis Ayda?” yani “Ayda, nereye gidiyorsun?” daha şimdiden Sırbistan’daki hükümet yanlısı medya tarafından “Sırp karşıtı propaganda filmi” olarak yaftalanmış bulunuyor.
*** Ama film hiç de öyle değildir. Aslında çok cesur bir başarıdır bu film çünkü ilkokuldaki sahnede olduğu gibi, Srebrenika’daki soykırımın dehşetiyle birlikte savaş suçu işlemiş olan bazı insanların hala nasıl da dokunulmazlıklarının tadını çıkardıklarını ortaya koyuyor ve izleyicileri, gözlerini gerçeğe kapatmamaya çağırıyor.
*** “Quo Vadis Ayda?” geçtiğimiz günlerde Kino Meeting Point’te gösterime girdi ve 3 Ocak 2021 tarihine kadar gösterimde olacak. Uluslararası İnsan Hakları Günü’nde de Karadağ İnsan Hakları Festivali “Fast Forward”da (“İleri Sar”da) da gösterilmesi bekleniyordu.
(BALKAN INSIGHT - Miryana Narandzic – 10.12.2020 – Derleyip özetle Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN)