Mora’nın tarlalarında olası gömü yeri…1
*** Kayıplar Komitesi yetkililerine, Mora dışında olası bir gömü yeri gösterdik…
Tüm bu süreci, değerli arkadaşımız, “kayıp” yakını Katerina Antona’yla uzun bir telefon konuşması başlatıyor.
Katerina Antona’nın kardeşi “kayıp”tı ve 2003’te barikatlar açıldığı zaman Mora’ya ve civar köylere, gazeteci arkadaşımız Andreas Paraskos’la birlikte pek çok kez gitmişti – kardeşinin akibetiyle ilgili bilgi arıyordu…
Bu köylerden birisinde bir çoban bulmuştu ve o yaşlı çoban, Katerina Antona’ya çok yardımcı olmuştu… Bu yaşlı Kıbrıslıtürk çoban, çok şey biliyordu çünkü…
Katerina Antona, yaşlı çobanı anlatıyor bana ve bir de o bölgede gömü yapmış olan Moralı dozerciyi… “Acaba hala hayatta mı?” diye soruyor.
Savaşta öldürülenleri gömmüş şirosuyla…
Aslında aradığımız Faşas adlı Kıbrıslırum “kayıp” ve onunla birlikte savaşta öldürülen 40’tan fazla Kıbrıslırum “kayıp” asker…
Katerina’ya bu konuda araştırma yapmaya söz veriyorum ve birkaç gün sonra bu bölgeden bir okurumu arıyorum… Ona şirocuyu soruyorum…
Şirocunun çoktan ölmüş olduğunu öğreniyorum…
Ancak yaşlı çoban hayatta ve bu ne tesadüf, meğer okurumun babasıymış! Buna inanamıyorum ve çok mutlu oluyorum çünkü Katerina’nın da bu habere çok sevineceğini biliyorum… Çünkü birkaç yıl önce köye gidip bu yaşlı çobanı aradığı zaman, çobanın oğlu olduğunu iddia eden bir Kıbrıslıtürk ona “Babam çoktan öldü” demiş – Katerina ağlamış bu sözcükleri duyunca… Şimdi bunun düpedüz yalan olduğu ortaya çıkıyor – herhalde Mora’da bu yalanı söyleyen şahıs, Katerina’nın köyden uzak durmasını istiyordu… Böylesi bir yalan için başka bir izahat bulamıyorum…
Katerina bu tür davranışlara her iki tarafta da maruz kalmış… O günlerde binbir heyecan ve hevesle “kayıplar”la ilgili bilgi toplayıp Kıbrıslırum Kayıplar Komitesi’ne bunları aktarmaya çalışırken, sivil bir polis ona “Türk tarafına gidip Kıbrıslıtürkler’den bu konularda sakın bilgi isteme!” demiş…
Eğer o dönem Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Ofisi’ne aktarmış olduğu bilgiler doğru değerlendirilmiş olsaydı, o zaman şirocu bulunabilir ve belki bazı gömü yerlerini gösterebilirdi Kayıplar Komitesi’ne.
Fakat hiç kimsecikler Katerina’nın ortaya çıkardığı bilgileri duymak istemiyormuş, bu bilgiler öylece atılı kalmış… Şirocu ölmüş ama en azından yaşlı çoban hayatta…
Katerina’ya telefon edip yaşlı çobanın hayatta olduğunu söylediğimde kulaklarına inanamıyor, çok mutlu oluyor…
“Ama o gün köyde bir kişi bana çobanın oğluyum, babam öldü dediğinde ağladıydım, çok üzüldüydüm…”
İşte şimdi gülümseyebilir Katerina çünkü tanıdığı yaşlı çoban hayatta.
Hemen Kayıplar Komitesi yetkililerini arıyorum ve okurumun babasıyla bir buluşma ayarlıyorum… Yaşlı çoban bize bu bölgeye gömülmüş olan kamyondaki “kayıplar”ın olası gömü yerini gösterecek…
Onunla bir tek Cumartesi öğleden sonra buluşabileceğimizi öğreniyorum ve böylece 23 Ocak 2016 Cumartesi günü Kayıplar Komitesi yetkilileriyle birlikte, yaşlı çobanla buluşmaya gidiyoruz… Çok soğuk bir gün bu, zaman zaman yağmur da yağıyor…
Kayıplar Komitesi yetkililerinden Ksenofon Kallis’in yanı sıra, bir de Kıbrıslıtürk araştırma görevlisi ve bu bölgede kazılara katılmış, ekip liderliği yapmış Kayıplar Komitesi arkeologlarından bir arkadaşımızla birlikte gidiyoruz yaşlı çobanla buluşmaya… Bu arkeolog arkadaşımız, bu bölgede neresinin kazılıp kazılmadığını iyi biliyor… Kayıplar Komitesi Kazılar Koordinatörü Andri Palla da bizimle birlikte burada…
DEVAM EDECEK