1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Motosiklet tutkunu kadınlar…
Motosiklet tutkunu kadınlar…

Motosiklet tutkunu kadınlar…

Derneğin Başkanlığını yürüten Niyal Öztürk, çok yönlü bir kadın… İyi bir akademik eğitimi, yurt dışı iş deneyimleri, profesyonel olarak müziğe ilgisi var.

A+A-

Motosiklet tutkunu kadınların 2018’de kurduğu Kıbrıs Kadın Motosiklet Sürücüleri Derneği (Biker Ladies Cyprus), kadın motosikletçileri bir araya getirmek yanında geleneksel cinsiyet normlarını kırmayı ve trafikte motosiklet sürücülerinin varlığı konusunda farkındalığı artırmayı hedefliyor.

30 civarında üyesi olan dernek, Kıbrıs’ın güneyindeki benzer dernekle ortak etkinlikler ve iş birliği de yapıyor.

Derneğin Başkanlığını yürüten Niyal Öztürk, çok yönlü bir kadın… İyi bir akademik eğitimi, yurt dışı iş deneyimleri, profesyonel olarak müziğe ilgisi var.

Motosikletle macerası ise 12 yaşındayken babasının ve dayısının mobiletlerini gizlice alıp sürmesiyle başlamış. Lise yıllarına geldiğinde, babasının mobiletini kullanmasına ses etmemeye başlamışlar. 15 yılı aşkın süredir ise hem tutku hem ulaşım aracı olarak motosiklet kullanıyor.

Kıbrıs Kadın Motosiklet Sürücüleri Derneği (Biker Ladies Cyprus) Başkanı Niyal Öztürk, TAK’ın sorularını yanıtladı, kendini ve derneği anlattı.

Niyal Öztürk 1976’da Lefkoşa doğmuş. Ailesiyle birlikte 5 yaşındayken Kanada’ya göç etmiş. Kanada’da anaokulu, ilkokulun yarısı derken ailesi Kıbrıs’a geri dönmeye karar verdiği için seksenlerin ortasında kendini yeniden adada bulmuş….

Devamını şöyle anlatıyor:

“Kanada’da da bir devlet okulunda okuyordum ama burada beni okula yolladıklarında o zaman çocuk aklımla imkanlar arasında ne kadar büyük fark olduğunu uzun süre kafama taktığımı hatırlıyorum. Lefkoşa Türk Maarif Koleji’ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi’ni kazanınca 1993 yılında İstanbul maceram başladı. Orada Uluslararası İlişkiler ve Politika Bölümünü bitirdim. Okul bitince, ‘ya Sabancı ya Koç Holding’ diye, kendime bir hedef koydum ve ilk başvurduğum iş olan Sabancı Holding bünyesindeki Pilsa Elektroniğe kabul edildim. Orada Teknosa’nın kuruluşunda görev aldım, teknoloji ürünleri sorumlusu olarak çalıştım. Kısa süre sonra kendi şirketimi kurarak ses ve görüntü sistemleri ve kendi patentimizde olan elektronik ürünlere yönelik mobilyalar satmaya başladım. 2006 yılında ailevi nedenlerle Kıbrıs’a geri dönme gibi bir fırsat olunca hemen harekete geçtim, pılıyı pırtıyı toplayıp memlekete geri döndüm. Bir sanayi işletmesinde genel müdürlük yaptıktan sonra Sanayi Odası’nda İş Geliştirme Bölümü’nün kurulmasında görev aldım ve burada genel sekreter yardımcılığı görevini yürüttüm. Ardından 2010 yılından itibaren 10 yıldan fazla Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ın kuzeyine yönelik finanse ettiği ekonomik kalkınma programlarında uzman ve kıdemli uzman olarak çalışma fırsatım oldu. Burada, Lefkoşa Surlariçi Kalkınma projesi, Karpaz Zeytin ve Üzüm kümelenme projeleri ve girişimcilik geliştirme programları gibi çalışmalarda aktif rol oynadım. 2019 yılından beri ise kurumlara, belediyelere, odalara ve işletmelere proje geliştirme ve kurumsallaşma konusunda hizmet veren KMC Danışmanlık’ta yönetici ortak olarak çalışıyorum. Arada bir fırsat yaratıp University of Salford’dan pazarlama üzerine üst lisansımı tamamladım.”

Müzik macerası İstanbul’da başladı

“İş hayatında tüm bunlar olurken, İstanbul’da başlayan profesyonel müzik maceram hep devam etti” diyor Niyal Öztürk….

Şu anda grubu “Niyal Öztürk Band” ile ada genelinde birçok mekânda ve etkinlikte sahne almaya devam ediyor. Pandemi müzik çalışmalarına kısa bir ara vermesine neden olsa da, şimdilerde yeniden Lefkoşa ve Girne’deki bar ve otel programlarına devam ediyor.

Niyal Öztürk, “bana çok heyecan veren yepyeni projem” diyerek iki toplumlu “Let’s Sing Together Band”dan da söz ediyor. Türkçe ve Yunanca ünlü hit parçalardan oluşan repertuarlarıyla hem adanın iki tarafında hem de BM ve AB desteğiyle birçok konser vermişler. Bir sonraki konserleri ise 12 Haziran’da Lefke Festivali’nde yer alacak.

Ve motosiklet tutkusu

Niyal Öztürk, “Kıbrıs Kadın Motosiklet Sürücüleri Derneği”nin hayat bulmasını sağlayan motosiklet tutkusuyla ilgili de şunları anlattı:

“Motosikletle ilgili maceram, 12 yaşında başladı. İlk olarak babamın ve dayımın mobiletlerini gizli gizli kaçırarak sürmeye başladım. Bu yıllarca devam etti. Lise yıllarında ailem artık babamın mobiletini kullanmama ses etmemeye başladı. Adaya geri döndüğüm yıl ise ilk vitesli motosikletimi aldım. 15 yılı aşkın bir süredir motor kullanıyorum. Zaman içerisinde bu konudaki yetkinliğimi artırdım ve kullandığım motorları büyütmeye başladım.

“Şu anda 750cc’lik Harley Davidson Street kullanıyorum”

Şu an 750cc’lik bir Harley Davidson Street kullanıyorum. Hem şehirde sürülebilecek kadar hafif hem de uzun yol gidilebilecek kadar güçlü bir motor. Hem yaz hem kış aylarında kullanmayı seviyorum. Özellikle bahar ve yaz aylarında işe gidip gelirken de motosikletle gidiyorum. Müşterilerim de iş arkadaşlarım da bana alıştılar.”

2018 yılında kadın motosiklet sürücülerini artırmak misyonuyla Kıbrıs Kadın Motosiklet Sürücüleri Derneği’ni (Biker Ladies Cyprus) kurduklarını anlatan Öztürk, amaçlarını “bir yandan kadın motosikletçileri bir araya getirmek, bir diğer yandan ise geleneksel cinsiyet normlarını kırmak ve trafikte motor sürücülerinin varlığı konusunda farkındalığı artırmak” olarak ifade ediyor.

Öztürk, farklı şehir ve yaş gruplarından, küçük veya büyük motosiklet sahibi 30’u aşkın üyeleri bulunduğunu ve ada genelinde düzenli olarak sürüş etkinlikleri düzenlediklerini kaydetti.

Kıbrıs’ın güneyindeki Cyprus Women Motorbikers ile iki toplumlu etkinlikler düzenleyerek aktif iş birliği yaptıklarını söyleyen Öztürk, şunları anlatı:

“Bu iş birliği sayesinde ortak tutkumuz olan motosiklet konusunda bağ kurarak üyelerimizin birbirini tanımasını ve arkadaşlık bağlarının güçlenmesini sağlıyor ve bu sayede toplumlar arası güvenin artırılmasına katkı sağlıyoruz. Bu çok basit ama önemli etkinlikler hepimizin birbirine karşı bakış açısını ve empatisini çok geliştirdi.”

Şaşıranlar... Tezahürat yapanlar…

Öztürk, “Motosiklet sürerken bizi en çok eğlendiren şeylerden biri yolda bizi gören insanların verdiği tepkiler oluyor” diyor ve ekliyor: “İnsanların ansızın karşısına çok sayıda kocaman motor süren kadın çıkınca insanlar çoğunlukla şaşırıyor, bazen tezahürat ediyor. Bu tepkileri görmek bizi mutlu ediyor.”

Öztürk, bir ülkenin medeni olup olmadığının çoğu zaman trafiğinden gözlemlenebileceğine işaret ederek “Ben Kıbrıs’ı çok aşırı medeniyetsiz bulmuyorum, özellikle Lübnan ve Türkiye’deki trafikle kıyasladığım zaman… Ancak, bir Avrupa veya Amerika değiliz orası da kesin…” diyor.

“Motosikletlilere saygı yok… Ehliyetsiz veya kurallara aykırı motosiklet kullananlar tehlike”

“Bu çılgın trafikte nasıl motosiklet kullanıyorsunuz?” sorusuyla sıkça karşılaştıklarını belirten Öztürk’ün bu soruya yanıtı da şöyle:

“Açıkçası, motorunuz büyüdükçe ve sesi arttıkça insanlar sizi daha çok görüyor ve dikkat ediyor. Esas sıkıntıyı çekenler küçük motor kullananlar. Ancak bununla da bitmiyor. Yolların durumu ve yol işaretlerinin eksikliği gibi altyapı problemleri de motosiklet sürücülerinin aleyhine olan unsurlar. Kuzey Kıbrıs’ta trafik çılgın olmasa da motosikletliye karşı saygı yok maalesef. Bunun nedeni bir yandan bu kültürün gelişmemiş olması, bir yandan da ehliyetsiz veya kurallara aykırı motosiklet kullanan birçok sürücünün hem kendini hem trafikteki diğer kişileri tehlikeye atması. Kurallara uyulan ve karşılıklı saygı olan bir trafikte bırakın motoru, bisikletliler bile huzur içinde olabilir.”

n1-055.jpg

n2-046.jpg

Haber: Özgül Gürkut Mutluyakalı  

Bu haber toplam 4370 defa okunmuştur