1. YAZARLAR

  2. Ertuğrul Senova

  3. Mpox virüsüne karşı önlem önerisi: Gece kulüpleri kapatılsın!
Ertuğrul Senova

Ertuğrul Senova

Gazeteci

Mpox virüsüne karşı önlem önerisi: Gece kulüpleri kapatılsın!

A+A-

“kktc gündemi” nedeniyle, dünyalıların gündem ettiği konulardan her zamanki gibi uzağız…

Sözünü ettiğim gündemler arasında, sağlığımızı etkileme ihtimali bulunan, plan ve programlama gerektiren bir konu var: Mpox (Maymun Çiçeği Virüsü)

Dünya Sağlık Örgütü, geçtiğimiz ay bu virüsü küresel bir sağlık acil durumu ilan etti.

Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Afrika CDC) Genel Müdürü Dr. Jean Kaseya Perşembe günü yaptığı açıklamada, "Bir hafta içinde 107 kişiyi kaybettik. Bu çok fazla. Kabul edilemez" dedi.

Kısacası, bizim gündemimizde olmaması, bu acıların yaşandığı gerçeğini değiştirmiyor…

DSÖ’nün, virus ile ilgili acil durum ilan ettiği günlerde, yerel gazetelerimiz konuyu birkaç gün gündem yaptı, korkudan beslenen diller kullanıldı, ‘tıklar’ alındı…

Covid-19 döneminden hatırladığımız Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi bir toplantı yaptı, Ersin Tatar “halkla ilgileniyorum” mesajı vermek için Saray’da “üst düzey” bir toplantı tertip etti, “istişare” etti. Elde ettiği bilgileri ne yaptı, bilmiyorum…

Ve günün sonunda konu, adada bir vakanın tespit edileceği günü beklemek üzere rafa kaldırıldı…

Evet, şu anda bir vakanın tespit edilmesi ve aynen Covid-19 pandemisi sürecinde olduğu gibi, “eli – ayağı kaybeder” şekilde, panik halinde sürecin “yönetilememesi” bekleniyor…

Bu söylemlerimi, şuna dayanarak ifade ediyorum: Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin toplantısında alınan tek karar, limanlara “bilgilendirici borşüler asmak” oldu.

Peki kime yönelik? Önümüzdeki ay açılacak üniversitelere gelecek öğrenciler için.

Peki neden? Çünkü, Kıbrıs’ın kuzeyine gelen yabancı öğrencilerin büyük bir çoğunluğu Afrika ülkelerinden geliyor. Virüsün en fazla can aldığı bölgelerden…

Bu noktada araya girmek istiyorum. Eğer virüs Kıbrıs’ın kuzeyine uğrarsa, bunun sorumlusu Afrika kökenli insanlar değil; limanlarda gerekli tedbiri almayan sözde ‘yöneticilerimiz’dir.

***

Esas soruya geçelim…

Peki, bilgilendirici broşürlerde nasıl bir uyarı yer alacak? “Korunarak sevişin” iması. Uzaktan uzaktan…

Evet, bu virus yakın temasla bulaşıyor.

Ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin en büyük kaygısı, seks yaparak para kazanan öğrenciler…

Bir diğer bağlantılı kaygı ise, “devlet” nezdinde sadece striptiz yapıldığı öne sürülen ancak seks işçisi kadınların, para karşılığı pazarlandığı gece kulüpleri…

Genel görüş, "gece kulüplerinin kendi içinde bulaşmayı engelleyecek mekanizmalar geliştirmesi" yönünde.

Covid - 19 pandemisi sürecinde bile, kara vitolarla evlere hizmet verdikleri iddia edilen bu "işletmelerden" denetim bekleniyor...

"Devlet" kağıt üstünde reddetse de gece kulüplerinde seks işçisi kadınlar olduğunu biliyor. Ancak kağıt üstünde reddettiği için, gece kulüplerine yönelik resmi bir denetim mekanizması çalıştıramıyor. Çünkü kuzeydeki otoriteye göre gece kulüplerinde insan pazarlanmıyor...

Bana kalırsa, gece kulüplerinde insan pazarlandığı, rızaya değil; paraya dayalı bir seks endüstrisi kurulduğu bu vesileyle resmi olarak kabul edilmeli. Hemen ardından da Ayşegül Baybars’ın İçişleri Bakanı olduğu dönemde yaptığı gibi, çok taraflı bir çalıştay düzenlenmeli.

Sadece bulaşıcı hastalıklar değil; insan ticaretinin önüne geçmek, köleliği durdurmak için gereken adımlar neyse, o adımlar belirlenmeli ve harekete geçilmeli… Kısacası kapatılmalı!

Virüs konusuna geri dönecek olursak…

Peki, seks işçisi olarak hayatını idame ettirmeye çalışan yabancı öğrenciler için öne çıkan fikir ne?

Limanlarda, virüs ile ilgili bilgilendirici broşürler dağıtmak. Hem de çok dilli...

Bu satırları yazarken, acı ama halimize gülüyorum.

***

Vurgulamak isterim ki, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’ni oluşturan doktorlara asla sözüm yok. Onlara çizilen bir çerçeve var. Ultra zenginlerin “devlete”, “devletin” de komiteye dayattığı çerçeve… Karar alsalar bile, uygulayacak olan makam onlar değil…

Patronların çıkarını etkileyecekse, toplum sağlığı hiçe sayılabilir.

Bunun en basit örneği, YENİDÜZEN’in Covid-19 pandemisi sürecinde gündeme getirdiği ve mevcut Başbakan, dönemin Turizm Bakanı Ünal Üstel’in görevden alınmasına neden olan “özel jet skandalı” olayıydı…

O süreçte de, patronların çıkarları için bir grup yatırımcı, özel bir izinle, herhangi bir test yapmadan adaya gelmişti.

Üstelik, iddialara göre gece kulüplerinden insan “kiralamışlardı.”

Herhangi bir test yapmadan adaya gelen bu insanlardan biri bile virüsü taşıyorsaydı, o kadınlarla “yakın” temasta bulunmuş ve döngüye yeni bir “vaka” katmış olabilirdi…

***

Biraz da “vaka görülürse ne yapılacak?” sorusuna verilen yanıtları irdelemek istiyorum.

Geçtiğimiz haftalarda, YENİDÜZEN’den muhabir arkadaşım Bahar Ökmen, hem Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, hem de Saray’da gerçekleşen “Mpox” konulu toplantılarla ilgili katılımcılarla görüştü.

Yazdığım satırlar, onun görüştüğü doktorların, bilirkişilerin yorumlarına dayanıyor…

Diyelim ki şüpheli bir hasta var. Nerede izole edilecek? Hayır, “Acil Durum Hastanesi” değil. Emektar Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde…

Hani doktorların günlerdir “yetersiz personel” nedeniyle eylem yaptığı, mesleklerini icra etmeyi bir yana bırakıp, toplum sağlığı için sokağa çıkmalarına yol açan eksiklikler dizisi ile anılan o hastaneye…

***

Peki tedavi için nasıl bir yol izlenecek?

Dünya, şu anda var gücüyle Mpox aşısına ulaşmaya çalışıyor…

Kuzeydeki sözde yönetimin fikri ise “alışılmış” bir yaklaşım: Türkiye’den bağış isteyeceğiz.

Egemen bir devlet olarak, yalvarmayı tercih ediyoruz…

Bir miktar da satın alma ihtimalimiz varmış…

Peki AB? Güney? Küçücük bir adada yaşıyoruz ya hani? Üstelik bölünmüş! Yok mu iki toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak bir sağlık komitesi?

Eskiden vardı…

Adı “İki Toplumlu Sağlık Komitesi” idi…

Covid-19 pandemisi sürecinde çok iş yapmıştı. Aşılar, testler…

Sonra Ersin Tatar geldi. Önce adını değiştirdi. “İki Taraflı” yaptı.

Ardından da, diğer tüm iki toplumlu komiteler gibi içini boşalttı…

Mpox’un “acil durum” ilan edildiği ilk gün bile bu komitenin toplandığına dair herhangi bir bilgi kamuoyuna yansımadı…

Kıbrıslı Türklerin, dünya ile iletişimi bir kez daha kesildi.

Bir kez daha virus değil, toplum izole edildi…

Bu yazı toplam 669 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar