Mücadele Etmeyi Öğretmek
Veriye, bilimsel değerlendirmeye, akla ve doğru yönteme uygun olmayan her karar daima inandırıcılıktan uzak olmuştur. Bu da o kararı, zihinlerde kandırılma hissini güçlendiren, mücadele edilmesi gereken önemli bir unsura dönüştürmüştür. Tıpkı Güney Kıbrıs yönetiminin corona virüsü gerekçesiyle sınır kapılarını kapatma kararı gibi…
Ne var ki zihnimizde meydana gelen bu dönüşümü nasıl davranışa dönüştüreceğimizi öğrendiğimizi ya da genç kuşaklara öğrettiğimizi söylemek pek mümkün değil… Çinli filozof Laozi’ye göre, mücadele etmek tüm eylemlerin temelini oluşturur. Ancak dürüst olalım, kimse bu beceriyi nasıl edineceğimizi veya geliştirebileceğimizi bize öğretmiyor.
Kişiliğimizin bu kısmı nasıl gelişiyor ve hayattaki en büyük hedeflerimizi gerçekleştirmemize nasıl yardımcı oluyor anlamıyoruz. Genelde bu beceriyi en yakınımızdaki kişilerden, sosyal yaşamdaki rollerimizden, dahil olduğumuz sosyal gruplardan ediniyoruz.
Peki, ama savaşlarımızı, zaferlerimizi ve kahramanlıklarımızı planlı bir şekilde öğretiyorsak, niçin, ne zaman, nasıl, ne şekilde ve neye karşı mücadele etmemiz gerektiğini neden öğretmiyoruz?
Mücadele etmeyi öğrenmek, yolunuza çıkan tüm zorluklarla yüzleşebilmenizi sağlar. Sıkıntılarınızla başa çıkabilir, karakterinizi güçlendirerek pes etmemeyi öğrenmeyi desteklersiniz. Bu beceri, günlük problemlerle de mücadele edebilmenize yardımcı olur. Pes etmeden, her düştüğünüzde tekrar ayağa kalkabilmenizin yolu açılır.
Çok bilindik bir yargı var: Eğer net hedefleriniz yoksa hiçbir yere ulaşamazsınız. Başka bir ifadeyle amaçsız olduğunuzda, umudunuz da yoktur demektir. Zihin hayal kurmaktan hoşlanır, dahası bununla beslenir. Hedef belirlemek ve hayal kurmanın temelinde de mücadele etme becerisinin psikolojik gücü yatmaktadır.
Eğitim bilimi literatüründe yukarıda bahsettiklerimi içeren birçok araştırmaya rastlayabilirsiniz. Psikiyatri Dergisinde yayımlanan “Direnme Kabiliyeti” başlıklı makale, böylesi bulguları taşıyan araştırmalara örnektir. Araştırmada, mücadele becerisi yüksek olan kişilerin, yani kendine hedefler koyan ve bunları başarmak için çaba sarf edenlerin, panik atak, depresyon ve anksiyete konusunda daha az risk altında olduğunu, olumsuz sonuçlara takıntılı kalmak yerine bilişsel becerileri ve yaratıcılıklarıyla problem çözümüne odaklandığını bulgularına ulaşıldığını belirtiliyor.
Daha farklı bir ifadeyle söyleyecek olursak: Olumluluk, yeterlilik hissi, kendine güven ve iyi bir ruh halinde olmak sizi hedeflerinize yaklaştıracak olan temel faktörlerdir. Dahası, mücadele becerisi güçlü olduğu zaman zaten otomatik olarak olumlu bir yaklaşım da beraberinde gelir. Olumsuzluklara direnmek, duygusal dünyamızı da korur ve bizi geliştirir.
O halde mücadele etme becerisi kazandırmayı neden öğretmiyoruz?
Yeni Nesil Öğrenme
Endüstri 4.0 Tartışmaları
2011 yılında Hannover Fuarı’nda özellikle Almanya, “Endüstri 4.0” kavramını dile getirdi. Bu dile getirişin en önemli sebeplerinden bir tanesi, özellikle Almanya’nın otomotiv sektöründeki liderliğini koruması. Japonya, bu arada, toplumda bu değişimi 5.0 olarak nitelendiriyor. İngiltere, özellikle birinci endüstri devrimini üstlenmiş ve merkez olarak da bu değişimi 4. değişim ya da 4. endüstri değişimi olarak tanımlıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde özellikle Almanya’ya karşı bir tavır olduğu için Endüstri 4.0 kavramını kullanmaktan çekiniyorlar ve bu değişimi “dijital değişim” olarak adlandırıyorlar.
Gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler bu değişimi, ekonomik ve siyasi gerekçelerle farklı isimlerle ele alıyorlar. Ancak neredeyse tamamında ortak olan bir gaile var. Bu değişime uygun olarak eğitim sistemlerini de dönüştürmek… Bu nedenle de yeni eğitim yaklaşımları, yeni öğretim programı ve yeni eğitim-öğretim uygulamaları hayata geçirmeyi planlıyorlar.
Bilişim, kodlama, yapay zekâdaki ve benzeri alanlardaki yetkinlik önümüzdeki dönemde ülkelerin zenginliklerini ve hatta pozisyonlarını bile etkileyecek. Bu dönüşüme ne isim verirsek verelim sonuçta büyük bir değişim kapımızda. Eğitim sistemimizde bu dönüşüm trenini de kaçırırsak hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak gerilerde kalmaya mahkum olacağımız aşikar…
Bir Resim, Bir Mesaj
Mücadele Becerisi
Yanlış kararlar için mücadele etmek önemlidir. Ne var ki mücadele becerisi kazanmak daha da önemlidir. Çoğu zaman hedefinize ulaşmak için önünüze çıkan engel aslında mücadele becerinizin yoksunluğudur.