MÜCENDRA PİLAVI…
MÜCENDRA PİLAVI…
Dr. Hale Erel
Bir gün biri bana yemek tarifi yapacaksın deseydi kahkahalarla gülerdim. Ben kim, yemek tarifi yapmak kim? Ben ki mutfağa girmekten nefret ediyorum. En iyi yemek kokusuna bile tahammül edemiyorum. Her yemek pişirme sonrası kendimi banyoya atıyorum.
Ama yaptım. Hem de kocaman bir kalabalık önünde kürsüye çıktım ve “En iyisi ben size bir yemek tarifi vereyim.” dedim.
Efendim, günlerden bir gün kalabalık bir toplantıda biz ev sahipleri olarak kürsüye çıkacak, kendimizi tanıtacak, hoş geldin diyecek ve sonra da kısa bir konuşma yapacaktık. Üstelik bu konuşma bizden bir şey olacaktı. Benden öncekiler kürsüye çıkıp çıkıp iniyordu. Kimisi güncel bir konu seçmişti, bazısı ekolojik dengenin bozulmasını anlatıyordu. Biri vardı, atmosferden bahsediyordu. Benden önceki dostum kürsüye çıktığında eğitim ve kütüphanelerin önemini anlatı ve çok da alkış aldı. Bir başkası gezdiği yerlerde yediklerinden bahsetti. “Tamam” dedim kendime, “Sen ne anlatacaksın şimdi?”
Ağır adımlarla kürsüye doğru yürüdüm. Kısaca kendimi tanıttım. ”Ben size ne anlatayım şimdi?” dedim , ”Siyaset konuşmak olmaz. Doktorluktan bahsetmek sizi sıkar. Burada bulunan herkes çocuğunu büyütmüştür; çocukların sorunları bizden uzaktır. Şu aşamada, herkes kendi uzmanlık alanında bilgilidir. Okuduğum kitaplar buradan yol olur, sonu gelmez. Gezmediğiniz görmediğiniz yer de kalmamıştır. Kendi vatanımı anlatsam, Kıbrıs’ımı, şuracıkta ağlarım. sözlerim yarım kalır. En iyisi ben size yemek tarifi vereyim.” dedim .
Salonda bir gülüşme, bir alkış…
”Yemeğin adı Mücendra Pilavı; Kıbrıs’a özgü bir pilav. Hem çok lezzetli hem de çok besleyici . Çocuklar için bence en güzel seçeneklerden biri. Bir bardak yeşil mercimeği önce haşlarsınız. Kullanacağınız su miktarı çok önemli değil, ama mercimeği sıcak suyun içine atıp haşlarsanız kabuğundaki siyahlık suya geçecektir. Sonra mercimekleri süzerek bu rengi kararmış suyu dökün. Bunu kullanmayacağız. Haşlanmış, suyu süzülmüş mercimek sizi beklerken farklı bir tencerede biraz ayçiçek yağı ile doğranmış soğanları kavuruyorsunuz . Bir bardak yıkanmış pirinci de bu soğanların üstüne boşaltıp pirinç soğan karışımını güzelce birkaç dakika kavurun. Sonra yeşil mercimeği pirinçle karıştırın ve daha önce hazırladığınız iki su bardağı sıcak suyu bu karışımın üstüne boşaltın. Tuz ve karabiber ilave edin. Tencerenin kapağını kapatıp bir daha hiç ellemeden ve karıştırmadan pirincin suyunu çekmesini bekleyin. İşte pilavınız hazır.”
Salonda bir alkış koptu. Daha önce bu pilavı kimse duymamış, kimse yememiş. Oysa bence yeşil mercimeği çocuklara yedirmenin en kolay yolu. Mercimeğin içindeki demir, pirinçteki B vitamini ile birleşince gerçek bir değer olarak karşımıza çıkar. Bizim evde bu pilavın adı Anneanne Pilavı’dır. Annemden öğrendim. Herhalde Kıbrıs’ ta zor günlerde, savaş zamanında ortaya çıkmış bir yemek. Kıbrıslı’ya aittir bu yemek. Konuşmamın sonunda, “Ayrıca bir de şeftali kebabı var anlatmak istediğim ama zamanım kalmadı. Bir gün bunu da anlatırım” dedim.
Bir alkış, bir alkış… Bende de bir gurur, bir gurur… Yerime otururken herkes bana sesleniyordu,“Şeftali kebabını şeftali zamanı gelmeden bize mutlaka anlatmalısın” diye. İşte o zaman bende bir kahkaha, bir kahkaha!
Merak ediyorum, bu yaz şeftaliler mangalda yanarken hakkımda ne düşünecekler? Yine de şeftali kebabının kıymalı, soğanlı ve maydanozlu bir kebap olduğunu anlatmadım.