Halen görevde olan sağ siyaset hükümetinin dönemine bakıldığında Kuzey Kıbrıs halkı geçmişte bu kadar kötü yönetilmemişti. Her yeni bir güne de sağ siyaset ve milliyetçilik erbabının yeni rezillikleri, çürümüşlükleri, kokuşmuşlukları ve siyasi ahlaksızlıkları ile başlanmaktadır. Sol siyasi muhalefet partileri de bu günlük olayları en keskin şekilde eleştiriyor, hükümeti ve sağ siyasetin siyasi ve sosyal ahlaksız erbabını yerden yere vuruyor.

Halk da muhalefet partilerinden farklı bir tavır ve söylem içinde değil… Ancak, görünen o ki, sol muhalefet partileri erken seçim yapılması talebini ısrarla yaparken, halk erken veya gününde yapılmış bir seçimin neyi değiştirebileceğinin sorgulamakta ve hatta değişiklik olmayacak gibi bir de hezeyana kapılmakta; halkın gündeminde seçim yok… Neden? Çünkü sol muhalefet de güncel kötü siyasi gelişmeleri kendisi gibi yorumlayıp, eleştirmekte ama ötesine dair siyasetlerini pek fazla, derli toplu, konuşmamakta, anlatmamaktadır. Halbuki halkın beklentisi ve arzusu yaşamın her yolunda mevcut kötü ve rezil durumdan çıkışın siyasi, ekonomik ve sosyal programlarını sol siyasi muhalefetten duymak, öğrenmek, yorumlamak, kendi düşünce ve yorumlarını da paylaşarak onların mevcut rezillikleri nasıl durdurup ortadan kaldıracağını ve geleceği nasıl kurgulayacağını öğrenmektir.

Sol siyasi muhalefet sürekli olarak bu yıl içinde bir erken genel seçim olacağını vurgulamakta, güçlü bir beklentisini tekrarlamaktadır. Ve sol siyaset hükümeti kurulacağına dair bir de hava estirilmektedir. Tespitler doğru; kurulacak hükümetin programı hazır mı ama?! Eğer sol muhalefetin stratejisi “Seçim kararı verilsin de, seçim bildirgesi hazırlansın da, seçim kampanyalarında hükümetin programını anlatırız” ise halk sağ siyasetten yakınıyor olabilir ama sol siyaseti de bilemeden, öğrenemeden kuşkuları ile sorgular.  Ve vardığı sonuç da sağ siyasetin ne yaptığını biliyor ama sol siyasetin ne yapacağını bilemediği, öğrenemediği için “Bildiğim şeytan evladır” diyerek sağ siyasete kerhen destek vermek olur. Böyle bir sonuç karşısında da sol siyaset kendi ihmal ve kusurlarını örtmek için sağ siyasetin seçmeni gene avladığını-tavladığını söyleyecek.

Sol siyaset o olacağını söylediği erken seçim için seçim bildirgesini şimdiden hazırlasa, o kuracağını söylediği hükümetin programını da halk ile şimdiden paylaşsa, bölge ziyaretlerinde, sözcülerinin katıldığı medya programlarında ve sosyal medya mecralarında bunları anlatsa, paylaşsa, halk kitlelerinin sol siyaset programlarının bilinçli farkındalığına varmasını sağlasa muhalefetin erken seçim talebini halk kitleleri de sahiplenecek ve gerçekleşmesi için baskı unsuru olacak. Mevcudun ne yapacağını bilen halk, muhalefetin ne yapacağına dair bilgilere sahip değilse, umutsuzca “seçim neyi çözecek ki?!” diyerek muhalefetin erken seçim talebini sahiplenmeyecek ve hatta “sizi de gördük” yorumu ile erken genel seçime soğuk da duracaktır. Yarını nasıl kuracağınızı anlatmazsanız, dün ne yaptığınız ile değerlendirecek sizi…

Bugün eğer halk kitlelerinde erken seçime dair bir istek ve heyecan yoksa, hele ki bu hükümetin kötü yönetimine ve yaşanan tüm rezilliklere rağmen yoksa, muhalefetin ihmal ve kusurlarındandır. Zor mudur sol siyasi muhalefetin bir stratejik eylem planı hazırlaması?! Yani “neredeyiz” tanımlaması yaparak mevcut durumu kaydetmesi, “Nereye gitmek istiyoruz?” diyerek vizyonunu açıklaması ve “Oraya nasıl gideceğiz” açılımı ile stratejik eylem planlarını, hükümet programında yer alacak olan icraatlarını yazması zor mudur?! Zor mudur sol siyasi muhalefetin Kuzey Kıbrıs’ın iç yapısındaki güçlü ve zayıf yanlarını tespit ederek, güçlü yanlarını koruyup artıracak, zayıf yanlarını da güçlendirecek hükümet icraatı programlarını yazması?! Zor mudur sol siyasi muhalefetin Kuzey Kıbrıs’ın dışa dönük yapısındaki fırsatlarını ve tehditlerini saptaması ve fırsatları kullanmak, tehditleri de etkisiz yapmak için gerekli hükümet icraat programlarını yazması?! Ve tüm bunları sol siyasi muhalefetin tüm kadrolarının ve sözcülerinin sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, sendikalar ile paylaşması, halka da tüm yazılı, sözlü ve sosyal medya kanallarında aktarması, onlarının bilincine sunması, desteklerini almaya çalışması zor mudur?! Kitlelerle doğrudan köprü kurmadıkça, kitleleri kendi siyasi programlarınız ile bilinçlendirip sarmadıkça, kitleleri kucaklamak lalettayin bir kucaklaşmadan farklı olmayacak; sandığa giderken “Bildiğim şeytan evladır” diyebilecekler…

Üzgünüm… Sol siyasi aidiyetim ile ve tüm samimiyetimle üzgünüm… Aklımız Kıbrıs sorunu çözümünde ama çözülene kadar bu mevcut rezillikleri artar eksilmez yaşamak zorunda değiliz; Kıbrıs sorunu çözülene kadar bu sorunları da en azından çözer, Birleşik Federal Kıbrıs’ı siyasi onurlu bir halk olarak daha güçlü kurarız. Bunun için sol siyaset halk kitlelerinin güvenini kazanmak zorundadır, onlara nereye gidileceği yani vizyon benimsetmelidir, sahiplendirilmelidir. Bugünü eleştirmeyi halk kendisi de yapmaktadır, sol muhalefetten beklentisi ise kendisini mutlu geleceğe taşımasıdır ve bunu da nasıl yapacağını bu şimdiki zorlu günlerde kendilerine anlatmasıdır. Seçim döneminde anlatılanlar halk için propaganda malzemesidir, henüz seçim süreci yok iken bunları paylaşmak propaganda malzemesi değil, bu rezilliklerden kurtuluş ve aydınlık günlere ulaşmak için yol planıdır, eylem planıdır.

Gerçekçi olmak ve gerçekleri korkmadan konuşmak gerek. Bilmem anlatabildim mi?!