1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Mühendisler tarafından oluşturulan şirketler denetim yapmalı”
“Mühendisler tarafından oluşturulan şirketler denetim yapmalı”

“Mühendisler tarafından oluşturulan şirketler denetim yapmalı”

Kıbrıs’ın kuzeyindeki inşaatların denetlenmediğini söyleyen Prof. Dr. Tahir Çelik, yasa önerisinde bulundu; “Denetim için üçüncü göz şart” vurgusu yaptı.

A+A-

Ertuğrul SENOVA

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Lisansüstü Eğitim Öğretim ve Araştırma Enstitüsü Müdürü, Prof. Dr. Tahir Çelik, Kıbrıs’ın kuzeyindeki inşaatların “mevzuatta yer almasına karşın” denetlenmediğini, ancak zaten projeyi yapan mühendisin, kendi projesini denetlemesinin de felsefik açıdan yanlış olduğunu belirterek, ‘üçüncü bir göz’ için kendi hazırladığı bir yasa önerisinde bulundu.

Dünyada, inşaatların üçüncü bir göz tarafından denetlendiğini söyleyen Prof. Dr. Çelik, “Yapı denetiminin başka yetkin mühendislerin tarafından oluşturulan şirketler tarafından yapılmasını” sağlayacak bir yasa önerisinde bulundu.

Çelik, “Denetim yasası yapıp, yetkin mühendisleri tanımlamamız gerek” diyerek, önerisini şöyle anlattı: “Benim önerim; adına ‘kalite dosyası’ denen bir prosedür geliştirilmeli. İnşaatın 0’ıncı gününden başlamak üzere her aşamasında hem dökümantasyon hem de fotoğraflama için yetkin mühendisin ayrı ayrı imzası olması gerekecek. Bu dosyası inşaat bittikten sonra doldurmasın diye her ay belediyeye teslim edilmesi gerekecek. İş güncel olacak.”

Çelik, “Bu kadar basit bir olayla, bundan sonraki yapıları depreme dayanıklı hale getirebiliriz” dedi.

Prof. Dr. Tahir Çelik:

“Kıbrıs’ın kuzeyindeki inşaatlar denetlenmiyor”

Kıbrıs’ın kuzeyinde inşa edilen yapıların denetlendiğine inanmadığını söyleyen Prof. Dr. Çelik, ilgili yasada yer almasına karşın mühendisin denetleme yapmadığını, şantiye sürecinin başlamasının ardından kontrol mekanizmasının ortadan kalktığını söyledi:

“Ülkemizde yapılan yapıların denetlendiğine inanmıyorum. Bunun nedenlerinden bir tanesi, mevzuatımızda, tasarımı yapan müellif, şantiyedeki denetimi de mesleki denetimi de yapacak diye bir tabir var. Fakat mal sahibiyle mimar – mühendisler sözleşme yaparken, orada denetleme için herhangi bir ücret belirtilme mecburiyeti yok. Denetleme kısmını boş bırakıyor. Sadece proje için ücret yazılıyor. Bu da odada projeyi vizelemek için yeterli olur. Proje vizelendikten sonra önce müteahhide, ardından şantiyeye, imalata gider. O noktadan itibaren Kıbrıs’ta inşaatlar denetlenmiyor.”

“Tasarımı yapan, denetimi de üstlenmemeli. Müteahhitlerin kendi tasarımcıları var. Bu durumda denetimi müteahhit yapar”

Felsefe gereği, tasarımı yapan kişinin, denetimi de üstlenmesini pratik olarak doğru bulmadıklarını belirten Çelik, “Eğri oturup doğru konuşalım. Kıbrıs’ta projelerin büyük bir kısmı, yüzde 70-80’i büyük yap-satçılara aittir. Bunların da kendilerine ait tasarım ofisleri vardır. Eğer siz tasarımı yapan denetleyecek derseniz, müteahhitler denetleyecek demektir. Bu noktada ciddi bir açık var” dedi.

“Denetim, dünyada ‘üçüncü bir göz’ tarafından yapılıyor”

AB’nin Kıbrıs’taki projelerini üç farklı başlıkta ihale ettiğini söyleyen Çelik, “AB önce tasarımı ihale eder, sonra kontrolü, ardından da müteahhidi” dedi, dünyada ise bu yöntemin üçüncü bir göz tarafından yapıldığını anlattı:

“Dünyada bu yöntem başkadır. Tasarımı İngiltere’de yapı mühendisleri yapar. Şantiye işlerine ise yapım mühendisleri bakar. İkisinin uzmanlık alanları, ikisinin geçmişleri, bilgi birikimleri farklıdır. Bu yüzden şantiyedeki işleri, başka bir kurumun yapmasında büyük fayda var. Dünya böyle çalışıyor. Biz böyle çalışmıyoruz.”

Yasa önerisi… “Mühendisler tarafından oluşturulan şirketler denetim yapmalı”

Bu konuda bir önerisinin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Çelik, “Yapı denetimi mutlaka başka yetkin mühendislerin oluşturduğu şirketler tarafından denetlenmeli” ifadelerini kullandı.

Çelik, önerisini şöyle anlattı:

“Denetim yasası yapıp, yetkin mühendisleri tanımlamamız gerek. Benim önerim; adına ‘kalite dosyası’ denen bir prosedür geliştirilmeli. İnşaatın 0’ıncı gününden başlamak üzere her aşamasında hem dökümantasyon hem de fotoğraflama için yetkin mühendisin ayrı ayrı imzası olması gerekecek. Bu dosyası inşaat bittikten sonra doldurmasın diye her ay belediyeye teslim edilmesi gerekecek. İş güncel olacak. Bu dosyanın içeriğine de neler konulması gerektiğini ben madde madde çalıştım. Neler gerektiğini sıralarız. Böylece kalite dosyası oluşur.”

“Belediyelerimiz, hukuki vicdani ve etik anlamda çok ciddi bir sorumluluk altında”

Kıbrıs’ın kuzeyindeki sistemde, belediye ya da kaymakamlıktan inşaat ruhsatı alındığını, ardından inşaatın yapıldığını ve son olarak yine ya belediye ya da kaymakamlıktan binaya yerleşme izni alındığını anımsatan Çelik, bu prosedüre göre belediyelerin çok ciddi bir sorumluluk altında olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu durumda sorumlu kim? Belediye olarak sen, bu binaya yerleşme izni veriyorsun. Sonra Almanya’dan Mark geliyor, yüz binlerce pounda bir ev alıyor, ardından da depremde yıkılyor. Bu durumda hayatta kalırsa, belediyeye dava edebilir. Kısacası belediyelerimiz, hukuki vicdani ve etik anlamda çok ciddi bir sorumluluk altında. Bu konu geliştirilmeli. Bu kalite dosyasını mal sahibi belediyeye götürecek. Her aşamada dökümantasyonu, fotoğrafı olacak. Belediye güvende hissedecek ve ona göre yerleşme izni verecek.”

Çelik, “Bu kadar basit bir olayla, bundan sonraki yapıları depreme dayanıklı hale getirebiliriz” dedi.

Bu haber toplam 3599 defa okunmuştur