1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3.  “Mülkiyet hakkı korunuyor”
 “Mülkiyet hakkı korunuyor”

 “Mülkiyet hakkı korunuyor”

İngiliz Yüksek Komiseri Stephan Lillie, Ağrotur ve Dikelya’daki İngiliz üsler bölgelerinde sivil gelişime imkan veren düzenlemenin detaylarını YENİDÜZEN’e anlattı

A+A-

 

İngiliz Yüksek Komiseri Stephan Lillie, Birleşik Krallık’la Rum Yönetimi arasında imzalanan, Ağrotur ve Dikelya’daki İngiliz üsler bölgelerinde sivil gelişime imkan veren bir anlaşmayla ne yetki alanlarını ne de egemenliklerini verdiklerini, bazılarının düşündükleri gibi Kıbrıslı Türkler’in mallarını da kimseye vermediklerini söyledi.

Söz konusu anlaşmanın 1960 Kuruluş Antlaşması’na aykırı olmadığını da belirten Lillie,

anlaşmanın planlama, imar mevzuatıyla alakalı olduğunu anlattı.

Anlaşmanın detaylarını YENİDÜZEN’e anlatan Lillie, kimsenin mülkiyet hakkına dokunulmadığını da belirtti.

Lillie, “Eğer malınız varsa, onu sadece siz geliştirebilirsiniz, istemezseniz de geliştirmezsiniz, mecbur değilsiniz. Bunu başka kimse yapamaz” dedi.

Yeni düzenleme ile İngiliz Egemen Üsleri’nin askeri olmayan bölgelerindeki arazi ve binaları etkileyen pek çok kısıtlama ortadan kalkacak. Üslerin askeri olmayan bölgelerinde özel mülk ve işletmelerin gelişimi ve kalkınması için Güney Kıbrıs’ın imar planlamasına uyumlu düzenlemeler yapılacak. Yeni düzenlemeyle Kıbrıslı Türkler ve Rumlar İngiliz üsler bölgelerindeki mallarını benzin istasyonları, restoranlar gibi daha küçük ölçekli gelişmelerin yanı sıra turizm,ticaret, okul, tema park, spor merkezi, hastane gibi büyük ölçekli gelişmeler için de kullanılabilecek.

“Anlaşma, Kıbrıslıların, üsler bölgelerindeki mallarını geliştirebilme arzusunu yansıtıyor”

  • YENİDÜZEN: Rum Yönetimi ile İngiliz üsler bölgelerinin bir kısmınınaskeri amaçlar haricindeki gelişmeye açılması konusunda bir anlaşma imzaladınız. Bu anlaşmaya neden ihtiyaç duyuldu?
  • Lillie: Bu askeri amaçlar dışında bir gelişme anlaşmasıdır ve yeni bir anlaşma değildir, 2014’de yapılmıştır. Anlaşma yapma arzusu, ondan da önce, uzun yıllar görüşülmüştü.Bu anlaşma aslında İngiliz üslerinde ve dışında yaşayan Kıbrıslıların, üsler bölgelerindeki mallarını geliştirebilme arzusunu yansıtıyor. 11 bin Kıbrıslı üsler bölgelerinde yaşıyor, büyük kısmı Kıbrıslı Rum ve 250 civarında da Kıbrıslı Türk var. Evlerini, topraklarını ve işlerini, diğer Kıbrıslıların yaptığı gibi geliştirmek için istekliydiler. Bunun meşru bir istek olduğunu düşündük ve bu anlaşma bunları, planlama kurallarına uygun olarak yapma imkanı veriyor.

“Her zaman çok şeffaf olduk”

  • YENİDÜZEN: 2014’den önce konuya dair bazı  görüşmeler yapıldığını söylediniz. Kıbrıslı Türk otoriteleri buna dahil etmiş miydiniz? Bu konuda bazı eleştiriler var...
  • Lillie: Biz her zaman çok şeffaf olduk, bu düzenlemeyle ilgili de saklayacak bir şey yok. Uzun yıllar boyunca Egemen Üsler Bölgesi-SBA yönetiminin Kıbrıslı Türklerle, toplumlarla, sakinlerle teması oldu, Kıbrıslı Türk yetkililere ne yapacağımızı anlattık. Anlaşma doğal olarak Birleşik Krallık Hükümeti’yle Kıbrıs Cumhuriyeti arasında yapıldı.
     
  • YENİDÜZEN: Son dönemde Kıbrıslı Türk lider, Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüştünüz ve bu konu da gündeme geldi...
  • Lillie: O görüşme, bizim Kıbrıslı Türk yetkililerle bu konuda diyaloğu koruma taahüdümüzün bir parçasıydı. O toplantıda kendisine SBA yönetiminin daha ayrıntılı bir brifing verebileceğine dair öneriyi ilettim. Bu bizim Kıbrıslı Türk yetkililerle askeri olmayan geliştirmeler konusunda yaptığımız ilk görüşme değildi. Bunu 2014 anlaşması öncesinde ve sonrasında da yaptık.

“Kıbrıslı Türkler görmezlikten gelinmedi”

  • YENİDÜZEN: Kıbrıslı Türklerin görmezlikten gelinmediğini söylüyorsunuz yani...
  • Lillie: Hayır, görmezlikten gelinmediler. Birleşik Krallık’ın Kıbrıs Türk toplumuyla uzun zamandır devam eden bir ilişkisi var, saygısı var. Bunu korumak istiyoruz, bununla ilgili Kıbrıslı Türk temsilcilerle temasta olmaya devam edeceğiz.Bu anlaşma jeopolitikle alakalı değildir, bu planlama, imar mevzuatıyla alakalıdır. Bundan etkilenecek olanlar köylülerdir, mal sahipleridir. SBA yönetimi köylülerle, onların temsilcileriyle yakın temastadır.

“Kıbrıslı Türk mülkünü kimseye vermedik”

“Kuruluş Antlaşması’nı değiştirmek veya İngiliz egemenliğini değiştirmek yönünde hiçbir şey yapılmadı. Egemenliği vermedik, herhangi bir İngiliz toprağını vermedik. Bazı kişilerin düşündüğü gibi Kıbrıslı Türk mülkünü de kimseye vermedik. Bu Birleşik Krallık’la Cumhuriyet arasında uygulamada planlama ve imar süreçlerini nasıl çalıştırdığımızla ilgili bir düzenlemedir”

 

  • YENİDÜZEN: Bahsekonu üslerin, üç garantör ve iki taraf arasında imzalanan anlaşma sonucunda statüsünü kazandığı ve bu konunun Kıbrıslı Türk yetkililerle de tartışılması gerektiği yönünde Kıbrıslı Türk yetkililerden ve Türkiye’den açıklamalar da var.
  • Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
  • Lillie: Bu çok önemli bir nokta, net olarak şunu ifade etmek isterim, Kuruluş Antlaşması’nı değiştirmek veya İngiliz egemenliğini değiştirmek yönünde hiçbir şey yapılmadı. Egemenliği vermedik, herhangi bir İngiliz toprağını vermedik. Bazı kişilerin düşündüğü gibi Kıbrıslı Türk mülkünü de kimseye vermedik. Bu Birleşik Krallık’la Cumhuriyet arasında uygulamada planlama ve imar süreçlerini nasıl çalıştırdığımızla ilgili bir düzenlemedir.

“Kuruluş Antlaşması’na hiçbir şekilde aykırı değil”

“Yetki alanımızı, egemenliği vermiyoruz. Bu anlaşma Kuruluş Antlaşması’na hiçbir şekilde aykırı değildir. Bazı insanlar, bu anlaşmayla İngilizlerin bir şeyler verdiğini düşünüyor, belki egemenliği, belki Kıbrıslı Türklerin mallarını. Bunları yapmıyoruz, üsler bölgesinde malı olan Kıbrıslılara, Kıbrıslı Rum veya Kıbrıslı Türk olmalarına bakmaksızın, ek haklar veriyoruz. Onlara kendi topraklarını geliştirme hakkı veriyoruz”
Üsler bölgelerindeki planlama sistemi Cumhuriyet’in planlama uygulamasına göre biçimlendirilecek ama sonuçta bu SBA kuralları altında olacak. Kıbrıs Cumhuriyeti’nden bunun uygulamasını yapmasını istedik, zaten okullar, yollar konusunda üslerde bunu halihazırda yapmaktadırlar. Ama sonuçta hepsi SBA, İngiliz yönetimi altındadır. Yetki alanımızı, egemenliği vermiyoruz. Bu anlaşma Kuruluş Antlaşması’na hiçbir şekilde aykırı değildir. Bazı insanlar, bu anlaşmayla İngilizlerin bir şeyler verdiğini düşünüyor, belki egemenliği, belki Kıbrıslı Türklerin mallarını. Bunları yapmıyoruz, üsler bölgesinde malı olan Kıbrıslılara, Kıbrıslı Rum veya Kıbrıslı Türk olmalarına bakmaksızın, ek haklar veriyoruz. Onlara kendi topraklarını geliştirme hakkı veriyoruz. Tabi ki bu da bazı kurallar çerçevesinde olacak, herkes her istediğini yapamayacak.

Vakıflar’a yanıt...
“Ne yapmak istediklerini anlamıyorum”

“Siz veya vakıflar, fark etmez, eğer bir Kıbrıslı Türk veya örgütün üsler bölgesinde malı varsa, tapusu varsa bunu yeni kurallara göre geliştirme hakkı vardır. Eğer biri yeni haklar veriyoruz diye bize karşı hukuki süreç başlatacaksa, ne yapmak istediklerini anlayamam”

 

  • YENİDÜZEN: Vakıflar söz konusu bölgelerde bazı malları olduğunu ve gerekirse hukuki süreç başlatacağını açıkladı. Bu anlaşma vakıfların mülkiyet hakkını etkileyecek mi?
  • Lillie: Siz veya vakıflar, farketmez, eğer bir Kıbrıslı Türk veya örgütün üsler bölgesinde malı varsa, tapusu varsa bunu yeni kurallara göre geliştirme hakkı vardır. Eğer biri yeni haklar veriyoruz diye bize karşı hukuki süreç başlatacaksa, ne yapmak istediklerini anlayamam.

“Planlama onayını vermek üslerin yetkisinde olacak”

  • YENİDÜZEN: Üsler bölgesindeki malını geliştirmek isteyen bir kişinin nasıl bir prosedür izlemesi gerekiyor?
  • Lillie: Uygulamanın ilk aşamasındayız. Halkın katılımı sürecindeyiz, çevreye etki konusundaki kısmı yeni tamamladık. Bir sonraki aşamada üsler, resmi parsel planlarını ve alanlarını oluşturulacak ve düzenlemeleri detaylı şekilde duyuracak. Nerenin, nasıl geliştirilebileceğine dair haritalar açıklanacak. Malı olanlar hangi dilimde yer alacağını ve malını nasıl geliştirebileceğini görecek. Şunun altını çizmek isterim, bu sınırsız bir gelişim değil. Malını geliştirmek isteyenler bir planlama başvurusunda bulunacak. Kıbrıslı Rumlar başvurularını bölgelerinin Şehir Planlama Dairesi’ne yapacak, Kıbrıslı Türk sakinler de planlama başvurularını SBA bölge ofislerine yapacak. Günün sonunda planlama onayını vermek üslerin yetkisinde olacak.

“Eğer malınız varsa, onu sadece siz geliştirebilirsiniz, bunu başka kimse yapamaz”

“Kıbrıslı Türklerin mallarının başkasına verileceğine dair yanlış bir intiba var. Bu doğru değil. Eğer malınız varsa, onu sadece siz geliştirebilirsiniz, istemezseniz de geliştirmezsiniz, mecbur değilsiniz. Bunu başka kimse yapamaz”

 

  • YENİDÜZEN: Yani mülkiyet haklarına dokunulmayacak...
  • Lillie: Medyadan okuduklarımdan, Kıbrıslı Türklerden bize yazanlardan anladığım kadarıyla, Kıbrıslı Türklerin mallarının başkasına verileceğine dair yanlış bir intiba var. Bu doğru değil. Eğer malınız varsa, onu sadece siz geliştirebilirsiniz, istemezseniz de geliştirmezsiniz, mecbur değilsiniz. Bunu başka kimse yapamaz.
    Yaptığımız herşey SBA yasasına göredir, mülkiyet hakkı yasaya göre korunmuştur. İnsanlar mallarını yasaya göre geliştirebilir, kiralayabilir. Şu anda sadece Kıbrıslıların üsler bölgelerinde malı olabilir, mal sahibi malını başka bir Kıbrıslı’ya satabilir. Gelecekte üsler bölgesindeki malların AB vatandaşlarına satılabilmesine de imkan verecek düzenlemeler yapacağız.
     
  • YENİDÜZEN: Üsler bölgesinde bir otel yapıldığını düşünelim, üsler bölgesine giriş konusunda ne gibi kurallar olacak?
  • Lillie: Askeri amaçlar dışındaki tüm geliştirme faaliyetleri askeri bölge dışında yani tellenmiş bölgenin dışında olacak. Birleşik Krallık’ın askeri bölgeleri bu uygulamadan muaf tutulacak.
    Cumhuriyetle üsler arasında herhangi bir kontrol olmayacak, zaten şuanda da serbest dolaşım var.
     
  • YENİDÜZEN: Beyarmudu’ndan geçildiği zaman bir İngiliz kontrol noktası var. Bu geliştirmelerden sonra bu kontrol noktası olmaya devam edecek mi?
  • Lillie: Kıbrıs Türk bölgeleriyle üsler arasında bir kontrol olacak, şimdiki gibi, Yeşil Hat Tüzüğü ile düzenlenen kurallar geçerli olacak.
     
  • YENİDÜZEN: İngiltere, Annan Planı döneminde İngiliz üsler bölgesinin bir kısmının çözüm durumunda verileceğine dair bir öneri yaptı. Bu anlaşmanın hayata geçmesi, bazı alanların gelişime açılması bu önerinizi etkiler mi?
  • Lillie: Annan Planı döneminde, Annan Planı uygulanırsa bir miktar üsler toprağını birleşik Kıbrıs’a vereceğimizi söylemiştik. Bu öneri masadan kaldırılmadı. Bu anlaşma, o öneriyi  etkilemiyor. Annan Planı döneminde bahsettiğimiz toprak, askeri amaçlarla kullanılan topraklar değil, Kıbrıslıların yaşadığı topraklardı.

“Kalıcı çözüme ulaşmak için iki toplumla çalışma taahüdümüz devam ediyor”

  • YENİDÜZEN: Son olarak Kıbrıslı Türklere ne söylemek istersiniz?
  • Lillie: Kıbrıslı Türklerle ilişkilere değer veriyoruz, tüm Kıbrıslılarla ilişkilere değer veriyoruz. Bu yıl COVID-19 nedeniyle zorlu zamanlardan geçiyoruz. Bizim, kalıcı çözüme ulaşmak için iki toplumla çalışma konusundaki temel taahüdümüz azalmadan devam ediyor.

 

 

 

(Fotoğraflar: Burçin AYBARS)

 

Bu haber toplam 5902 defa okunmuştur
Etiketler :
İlgili Haberler