Murat: “Bizden biri bizi anlatmalıydı”
Metin Murat, Karpaz bölgesinde, şimdilerde Mehmetçik Belediyesi’ne bağlı Balalan köyünde doğup büyüyen babasının kısacık hayatının trajik bir trafik kazasında sona ermesinden 2 ay sonra açmış dünyaya gözlerini…
Metin Murat, Karpaz bölgesinde, şimdilerde Mehmetçik Belediyesi’ne bağlı Balalan köyünde doğup büyüyen babasının kısacık hayatının trajik bir trafik kazasında sona ermesinden 2 ay sonra açmış dünyaya gözlerini…
1990’larda ilk kez 20’li yaşlarda geldiği Kıbrıs’ta, babasına ve Kıbrıs’a dair bir şeyler yapma isteğiyle gerçekleştirdiklerine, yakın geçmişte “tüm Kıbrıslılara” adadığı roman türündeki “The Crescent Moon Fox” (Hilal Tilkisi) kitabını da ekledi.
Hayatını Kıbrıs dışında sürdürse de belli ki aklı ve kalbi Kıbrıs’ta, Balalan’da ve en çok da babasında…
24 Ekim 2010’da babasının anısını yaşatmak, onu unutturmamak için köyünde düzenlediği anma töreninde açılan, yeniden tasarlayıp anıt ev haline getirdiği Balalan’daki evin manzarası, köye ilerledikçe yükselen kıvrımlı yol, tepeler ve sadece ağaçların rengiyle bozulan uçsuz bucaksız sarı tarlalar...
Evin önündeki duvarda yer alan anıt taşında Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesi sürecinde 1950’li ve 1960’lı yıllarda hizmet veren kişilerden olan merhum babası için “Murat Akıner 1933-1965 Balalan köyünün ve Kıbrıs Türk toplumunun sevilen oğlu anısına…” ifadeleri dikkat çekiyor.
Yakın geçmişte İngilizce dilde yayımlanan The Crescent Moon Fox’un yazarı Metin Murat, Balalan’daki evinde TAK muhabirinin sorularını yanıtladı; kendini, babasını ve tüm Kıbrıslılara ithaf ettiği kitabını anlattı.
Murat Akıner’in 32 yıla sığan kısacık hayatı…
Metin Murat, hiç görmediği babası Murat Akıner için “Babam Kıbrıs Türk toplumu için çok önemli ve anlamlı bir isimdi. Çok fakir bir ailedendi ve yakın ailesindeki kimsenin okuma yazması yoktu. Fakat babam çok parlak bir öğrenciydi ve ABD’nin en iyi üniversitelerinden birinde, Columbia Üniversitesi’nde burslu okudu” dedi.
Babasının yüksek lisans eğitimini de tamamladıktan sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk diplomatlarından biri olduğunu kaydeden Metin Murat, ilk görev yerinin ise, Sovyetler Birliği taraftarlığıyla tanınan dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios için önemli bir yer olan Moskova olduğunu söyledi.
Dr. Küçük’e yaptığı ihbar
Murat, emin olmamakla birlikte, babasının, 1963’te Rumların Sovyetlerden Kıbrıslı Türklere karşı kullanmak üzere silah aldığı ihbarını Dr. Fazıl Küçük’e yaptığını düşündüğünü kaydederek sonrasındaki gelişmeleri özetle şöyle anlattı:
“Kazada karnında 7 aylık beni taşıyan annem dışında herkes öldü”
“Bunun üzerine babam Kıbrıs’a geri çağrıldı. Görevden alınmak için çağrılmıştı. Babam, hayatından endişe duyduğu için Moskova’dan Kıbrıs’a dönmeyip Ankara’ya gitti. Ve 1965’te doğal olmayan, alışılagelmemiş şartlarda öldürüldü! Annemin, babamın, dedemin, nenemin ve yeğenimin bulunduğu bir arabaya kasıtlı bir şekilde kamyon çarptı. Bu kazada karnında 7 aylık beni taşıyan annem dışındaki herkes öldü!
Kaza Ankara’da Ağustos 1965’te oldu; ben ekim ayında doğdum.
O dönemlerde fakir/sahipsiz insanların gömüldüğü toplu bir mezara gömüldüler. Ben daha sonraki yıllarda mezarlığa gittim ama hangi mezarda olduğunu bilmiyorum.
Annem daha sonra çok önemli bir akademisyen olarak hayatını sürdürdü. Kıbrıslı Türk olmadığı halde babamın adını yaşatmak için ‘Şirin Akıner’ adını kullandı.
1969’da Kıbrıs’a geldiğinde ise hemen Kıbrıslı Rumlar tarafından tutuklandı. Suçu sadece babam Murat Akıner’le evli olmasıydı…”
2010’da Balalan’daki tören
“2010 yılında babam için Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, eski Başbakan ve Meclis Başkanlarından Hakkı Atun ve diğer birçok kişinin katılımıyla Balalan’da bir anma töreni düzenledim ve onun anısına bu evi yaptım. Evin dışına anı plaketi yaptırdım. Köy mezarlığında da bir mezar taşı var ancak bedeni burada değil” diyen Metin Murat, Kıbrıs’tan tamamen uzak büyüdüğünü ancak 20’li yaşlarda Kıbrıs’a gelmeye başladığını söyledi.
Anneannesinin yaşadığı Galler’de doğduğunu ve İngiltere’de Fransız Lisesi’nde eğitim gördüğünü anlatan Murat, tarih ve Fransızca eğitimi aldığını, London School of Economics’te işletme, Abberystwth Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık konusunda yüksek lisans ve doktora eğitimi gördüğünü kaydetti.
Kitap yazma fikri nasıl doğdu?
2008’de Filistin’in Gazze bölgesinde bir hastane için topladıkları bağışların nasıl harcandığını görmek için buraya gittiğinde insanların acı veren durumunun Kıbrıslı Türklerinkine çok benzediğini düşünmüş Metin Murat…
Ve o dönemde, bir çatışma ortasında kaldığında, başında savaş uçaklarının uçtuğu sırada hayatta kalabilmek için kendini korurken “Artık kendi insanlarım için bir şeyler yapmalıyım” demiş.
Sonrasını özetle şöyle anlatıyor:
“Doktora eğitimim sırasında Kıbrıs’la ilgili birçok makale okurdum. Çoğu Kıbrıslı Rumlar tarafından yazılmıştı… Ve İngilizce yazılan çoğu kaynakta bize ‘ne olduğumuzu’ söylüyorlardı. Bizim hakkımızda hep başkaları yazdı. Ve bunlar doğru değildi. Örneğin Kıbrıslı Rumlar ya bizden nefret ediyor, 1974’te yaptığımız yasa dışı işlerden bahsediyorlardı ya da bizi görmezden geliyorlardı. İngiliz yazarlara ait bazı kaynaklar ise bizi neredeyse bir hayvanı muhatap alır seviyede bir dille ele alıyordu.
Ben The Crescent Moon Fox romanımı yazarak Kıbrıslı Rumlara, İngilizlere ve Kıbrıslı Türklere hitap etmek istedim. Uluslararası okuyucu kitlesine hitap edecek İngilizce bir yayın olmasını istedim.
“Kitabın çıkış noktası bizden birinin bizi anlatmasıydı”
Bu kitabın çıkış noktası bizden birinin bizi anlatmasıydı. Kendi hikayemizi yazma iç güdüsüyle yola çıktım.
Amcam gibi okuma yazma bilmeyen veya kadın olduğu için dezavantajlı kişilerin de anlatacak hikayeleri vardır. Ben bunları yazmak istedim ki eğer bir gün Kıbrıslı Türkler yok olursa bu kitapla kütüphanelerde bir hikayeleri olsun.”
Yazar Metin Murat, “kurgusal roman” diye tanımladığı kitabıyla Kıbrıslı Türkleri dünyaya daha iyi anlatmaya çalıştığını; sanat ve edebiyatın, rakamların ve istatistiklerin insanlara dokunamayacağı şekilde insanlara dokunma yöntemi olduğunu söyledi.
Kitabını yazarken Kıbrıs tarihini çok araştırdığını; Sömürge dönemine dair ve birçok edebi eseri okuduğunu kaydeden Murat, Kıbrıs dışındaki insanlara ulaşmak ve bunu şimdiye kadarkilerden daha iyi yapmak istediğini; bir başka misyonunun ise genç jenerasyonların “ben daha iyisini yaparım demesini sağlamak” olduğunu vurguladı.
Murat, “Biz buyuz dememiz, sürekli hikayeler yazmamız gerek” diye konuştu.
The Crescent Moon Fox’un konusunun, Kıbrıs’ta Sömürge döneminden başladığını, EOKA ve TMT’nin ortaya çıkması, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması ve 1963 Kanlı Noel olayından 2000’lere uzanan süreci ele aldığını kaydeden Murat, 1974 olaylarına ise girmediğini belirtti.
“Amacım politik mesaj veya çözüm şekli savunmak değil”
“Kitabımın amacı herhangi bir politik mesaj veya çözüm şekli savunmak değildir. Politik bir çözümden önce biz kendi kendimizi tanımalıyız” diyen Murat, Güney Afrika’da yaşananlardan sonra olduğu gibi Kıbrıs’ta da insanların bir yüzleşmeden geçmesi gerektiğini vurguladı.
Kitabının Güney Kıbrıs’taki Armida Yayınevi’nden basıldığını, bunun çok cesur bir adım olduğunu ifade eden Metin Murat, “Bir Kıbrıslı Türk yazarın kitabını yayımlamaları cesur bir harekettir. Kıbrıslı Rumların kabullenip hazmetmesi zor bir hikayedir. Yayınevi sahibi iki kez cesurdur çünkü babası sağcı biridir ve kitabın mesajı, babası gibi Kıbrıslı Rumlaradır” diye konuştu.
"KKTC yetkililerinden isteğim Türkçeye çevrilip basılmasını sağlamaları”
Bundan sonra da yazmaya devam edeceğini kaydeden Metin Murat, kitabının Türkçe baskısı konusunda KKTC hükümetine ve diğer yetkililere de mesaj verdi.
“KKTC hükümetinden isteğim, kitabımın Türkçeye çevrilip basılması ve Kıbrıs’ta ve Türkiye’de dağıtılmasıdır” diyen Murat, “Bu kitap bizim kimliğimizdir. Kimliğimizin ortaya çıkması açısından önemlidir. Bizi uluslararası alanda anlatan bir kitaptır. Kitabım politik amaçlı değil sadece Kıbrıslı Türklerin hikayesidir” vurgusu yaptı.
Kitabıyla ilgili tepkilerin yüzde 99’unun olumlu olduğunu, Kıbrıslı Türkleri gururlandıran bir kitap olarak nitelendiğini belirten Murat, olumsuz tepki veren yüzde 1’lik bölümün ise kitabı okumadan yorum yaptığını ve “Rumlara satıldığını” söyleyenlerden oluştuğunu belirtti. Murat, “Okusalar böyle olmadığını görecekler. Kitabımı okuduklarında onlara ihanet etmediğimi anlayacaklar” diye konuştu.
Nasıl bir Kıbrıs düşlediği sorusuna karşılık Murat “Kıbrıslı Türklerin güven ve refah içinde olduğu bir Kıbrıs düşlüyorum. Öncelikle bizim toplumumuzun artık ne istediğine karar vermesi lazım. Ben nasıl bir çözüm olması gerektiği konusunda bir öneri sunmuyorum” yanıtını verdi.
Tüm Kıbrıslılara ithaf edilen kitap…
Metin Murat, The Crescent Moon Fox romanını “Bu roman, etnik köken, din veya siyasi görüşten bağımsız olarak, uzlaşmanın ve bakış açımıza ilişkin ortak anlayışın acı ve ıstırap olmadan bir gün gerçekleşebileceği umuduyla tüm Kıbrıslılara adanmıştır.” ifadeleriyle Kıbrıslılara ithaf etti.
Haber ve fotoğraf: Özgül Gürkut Mutluyakalı (TAK)