Tanrıya/Allah’a ya da dine/dinlere inancımız olsun ya da olmasın...

İster teist olalım...

İster ateist olalım...

İster agnostik olalım.

Hiç fark etmez.

Önemli olan öncelikle, diğerinin inanıp inanmayışına, ya da eğer inanıyorsa, kime/neye inandığına saygı duymak sanırım.

Ve sonrasında da elbette, tıpkı kendi ‘inanç’ özgürlüğünü koruyup kollar gibi, diğerinin ‘inanç’ özgürlüğünü de koruyup kollamak.

***

Dinler var olalı beri, gerek inananlar ve inanmayanlar, gerekse dinler arası savaşlar da hep var yeryüzünde.

Dünya değiştikçe, bu savaşların biçimi ve mecrası değişiyor, o kadar.

Dinlerin dünyaya iyilik mi yoksa kötülük mü getirdiği, dinsel tutuculuğun mu yoksa dinsizliğin mi daha çok ölüme yol açtığı ya da hangi dinin daha barışçıl olduğu, hangisinin daha çok şiddete yöneldiği gibi tartışmalar süredursun, din konusunda alkış tutulacak dayanışma örneklerine de rastlıyoruz, anda arada da olsa.

Bunun bir örneği de Cumartesi günü, Norveç’in başkenti Oslo’da yaşandı.

Sayıları bini aşan ve çoğunlukla gençlerden oluştuğu gözlenen Müslüman bir grup, geleneksel Şabat ayininin düzenlendiği sırada, Oslo’nun tek aktif Sinagogu etrafında bir insan zinciri oluşturarak, ayine katılan Yahudileri, sembolik olarak, olası bir saldırıya karşı korumaya aldı.

Çünkü geçtiğimiz hafta, Filistin kökenli Müslüman bir Danimarka vatandaşı, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da, önce ‘İslam ve ifade özgürlüğü’ konulu bir panele ev sahipliği yapan kültür merkezine, sonra da bir Sinagog’a silahlı saldırı düzenlemiş, biri Yahudi iki kişiyi öldürmüştü.

Oslo’da yaşayan Yahudi toplumunun önde gelen isimlerinin de desteklerini iletmek adına eylem organizatörleriyle yan yana geldiği bu barışçıl gösteride, barış tacirlerinin, savaş kışkırtıcılarından çok daha fazla olduğuna vurgu yapıldı, dinsel farklılıklara rağmen insanlık, barış ve sevgi adına umudun her zaman var olduğuna dikkat çekildi.

Oslo’daki Sinagog önünde verilen bu görüntü, önemli.

Özellikle de Fransa’nın başkenti Paris’te, 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan Charlie Hebdo saldırısının ardından Avrupa genelinde, ister istemez bilenen yabancı düşmanlığına karşı mücadele edilebilmesi adına, farklılara saygı bilincinin güçlenmesi, bu bilinci güçlendirecek dayanışma örneklerinin çoğaltılması önemli.

Fotoğraf Reuters