1. YAZARLAR

  2. Gençler Yazıyor

  3. Mustafa Egemen Yenice: KIBRIS’TA GELECEK GENÇLER !
Gençler Yazıyor

Gençler Yazıyor

Mustafa Egemen Yenice: KIBRIS’TA GELECEK GENÇLER !

A+A-

 

Mustafa Egemen Yenice

[email protected]
 

2004 yılında meydanda öğrenci olan gençler Kıbrısın bütünleşmesi için omuz omuzayken aradan 12 yıl geçtikten sonra iş dünyasına adım atmaya başladı. Kıbrıs’ın tanınmayan, sınırlar içerisinde kalan yeni nesil gençleri adımlarını küçük ve zor bir dünyada atmaya başladı. Ada şartlarında ekonominin gelişmemesi, ihracat – ithalatın yeterli düzeyde yapılmaması, nakit döngünün sağlanamaması, tarımcının, memurun, kısacası her bir bireyin kendini güvencesizlik içerisinde hissetmesi, bankalara olan borçların çığ gibi büyümesi iş dünyasının da maalesef daha da kötüye gitmesine sebep oldu.

Birçok üniversite mezunu gencin halen daha iş bulamaması ve göç etmeye mecbur kalması, ne acıdır ki Kuzey Kıbrıs’ta yüzümüze vuran gerçek olmuştur. *İşsizlik sebebiyle mezun olduğu bölümüyle ile ilgili iş bulamayan, özel sektörde kendi uzmanlık alanı dışında çalışmaya mecbur bırakılan, devlet memuru olarak işe girmeyi başaran, anne – babasından dolayı iş sahibi olan, bankalarda çalışanlar ise Kıbrıslı Türkleri ileriye götürme şansına sahip değiller.

Ada gündeminde bir numaralı konu olan “su”yu işletmek için bile özelleştirmeden bahsedenler, kendi kurumuna ve insanına güvenmeyip yönetimi başkalarına devretmeye çalışmaktadırlar. Kıbrısın Kuzeyindeki her bir genç aslında kendi adasına sahip çıkmak için uğraşırken, aslında tek şansları Ada’nın birleşmesidir!

Neden mi Ada’nın Birleşmesi ?

Akla gelen ilk cevap; tanınma, ikincisi nüfus ve üçüncüsü ise ticaret'tir. Kendi sınırları içerisinde kendi malını üretmeye çalışan KKTC halkı malını sadece kendi nüfusuna ve biraz olsun Türkiye’ye ( o da sudan sebeplerle gümrüğe takılmıyorsa) satabilirken, otelleri dolmuyorken, ticaret yapanların malı pahalıya alıp; ancak pahalıya satabiliyorken, “faiz” halkın cebini deliyorken, iş insanları salgın bir şekilde çek yasağına düşüyorken, ekonominin düzelmesini ve gençlerin işsiz kalmasını nasıl engelleyeceğiz ki !? Kullandığımız para biriminin Türkiye’deki hem ekonomik hem de siyasi dalgalanmalarla sürekli değer kaybediyor oluşu, tabir-i caizse oturduğumuz yerden cebimizdekinin gitmesine neden olmaktadır..

İki kesim arasında devam eden müzakereler sonucunda Kıbrıs’ın birleşmesi en çok gençlerin önünü açacak ve iş olanağı sağlayacaktır. Avrupa Birliği’ne üye olan ülkeler arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması sayesinde yapılacak olan ithalat ve ihracat hem maliyetlerin düşmesine hem de genç istihdam için olanaklar sağlayacaktır. Bu vesileyle işsizlik nedeniyle göçün önü kesilecek ve kendi toprakları üzerinde bir şeyler yapma umudu yeşerecektir. Adanın birleşmesi ile yabancı şirketlerin Kuzey’de yapacakları küçük ölçekli yatırımlarla  işsizliğin belirli oranda azalacağı, turizmin canlanacağı ve turizmle birlikte adaya getirilecek nakit paranın, adanın sıcak para ihtiyacını karşılayacağı bir gerçektir. Bunun yanında, dinamik bir ekonomik döngü içerisinde kendi ürettiğimiz malın yurt dışına satılması, aslında kendi insanımızın kazanmış olması olacaktır.

Bankaların da daha sıkı ve ciddi bir şekilde denetleneceği bu sistemde, kazanacak olan yine kendi insanımız olacaktır. Kıbrıs'ın Kuzey tarafının Euro’ya geçmesi ile ekonomideki dalgalanmalar engellenecek, gençlerin uzman olduğu alanlarda çalışma imkanı bulabilecek olmaları, ülkenin gelişmesi noktasında önemli bir etken olacaktır.

Ekonominin düzeltilmesi ve disiplin altına alınması öncelikle kamuda sağlanmalıdır. Kamudaki maaş düzenlemesi önce seçilmişlerden ve yöneticilerden başlayarak yapılmalı ve yaratılan müşavir ordusunun azaltılarak dengelenmesi gerekmektedir.

13. Maaş tarihsel bir haktır ve Aralık ayında kamu çalışanlarının çift maaş alarak yeni yıl için yaptıkları alışveriş ile piyasaya katılan paranın ekonomide bir nakit döngüsü sağlaması özel sektörün rahatlaması açısından önemli bir etkendir!!

Sanayi  Odası Başkanı Sn. Ali Çıralı 6 ay önceki bir röportajında 13. Maaş ödemelerinin Kuzey Kıbrıs ekonomisini rahatlatmak ve Maliye Bakanlığı’nın zorlanmadan ödemeleri gerçekleştirebilmesi için yarısının Eylül Ayında yarısının da Aralık Ayında ödenmesi önerisinde bulunmuştu. Ancak daha sonraki röportajında 13. Maaş’ın gerekli olmadığını içeren açıklamasını ise hayretler içerisinde okuduk. KKTC'nin ekonomik yapısının nasıl olduğunu bizden daha iyi bilen Sn. Ali Çıralı'nın, bu açıklamayı hangi nedenlerle açıklamış olduğuna anlam veremedim. Bizim için artık önemli olan değerlerimize sahip çıkıp; kurumların, şirketlerin ve bireylerin birbiriyle el ele verip ekonomiyi kötülemek yerine yapıcı önerilerle düzeltmemiz gerektiğidir!

Kıbrıs’ta halkların rahat yaşayabilmesi, iki kesim arasındaki seviyenin eşitlenmesi, ekonominin düzeltilebilmesi için Çözümün şart olduğu ve gençlerin adaya sahip çıkması gerektiği aşikardır! Bu nedenle 2016 yılı ÇÖZÜM olsun!

Bu yazı toplam 2450 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar