Mustafa Hürben'e 800 TL para cezası
Seferberliğe gitmeyi reddederek vicdani reddini açıklayan Mustafa Hürben, 800 TL para cezası aldı. Hürben, bu miktarı 5 gün içinde ödememesi durumunda 3 gün hapis cezasına çarptırılacak.
Serap ŞAHİN ve Ertuğrul SENOVA takip etti
Vicdani retçi Mustafa Hürben, bugün bir kez daha Askeri Mahkemeye çıkarıldı, seferberliğe gitmeyi reddettiği gerekçesiyle 800 TL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme, söz konusu para cezasını 5 gün içerisinde ödememesi halinde Hürben’in 3 gün süreyle cezaevine gönderilmesine de karar verdi.
Hürben ise, söz konusu parayı ödemeyeceğini beyan etti, 5 günün sonunda “Meclis tarafından yasal değişiklik yapılmaması durumunda hapse girmeye” karar verdi.
Öte yandan davada hem yargıç hem de savcının, diğer vicdani ret davalarının aksine “yasal mevzuat yok” şeklinde itirazda bulunmaması, ayrıca Yargıç Tutku Candaş’ın “Hapis cezasına çarptırmayı uygun ve adil bulmuyorum” sözleri dikkat çekti.
Vicdani retçi Murat Kanatlı, YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamasında, mahkemenin bu tavrının oldukça önemli olduğuna dikkat çekti, “Vicdani reddin bir hak olduğu mahkeme tarafından kabul edilmiş durumda. Ancak bu işi yasalaştıracak olan Meclis. Top yeniden Meclisin önünde” dedi.
Mahkeme çıkışı kısa bir açıklama yapan vicdani retçi Mustafa Hürben ise “Bugünkü kararın anlamı şu ki gerek savcılık gerek mahkeme; aslında herkes bir şeylerin yanlış olduğunu kabul etti ama kimse değiştirmek için çaba sarf etmiyor. Mecliste bizi temsil eden Milletvekillerine çağrımız olsun, umarım bu konuda en kısa zamanda bir girişim gerçekleştirirler” ifadelerini kullandı.
Kararın ardından, Hürben’e destek için mahkemenin bahçesinde toplanan barış aktivistleri, “Mustafa yalnız değildir”, “Kimsenin askeri olmayacağız” ve “3, 2, 1, 0 olana kadar direneceğiz” sloganları attı.
Neler yaşandı?
Mustafa Hürben’e destek için ASAL Şube önünde toplanan yaklaşık 50 kişilik grup, dava boyunca Askeri Mahkeme önünde bekledi. Öte yandan Hürben’e destek için CTP Milletvekili Ceyhun Birinci ile Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers da mahkeme önünde yer aldı. Öte yandan davayı WRI İcra Komitesi üyesi Merve Arkun ve EPCO’dan Derecek Brett de takip etti.
Dava öncesi ve sonrası açıklama yapan vicdani retçiler Murat Kanatlı ile Mustafa Hürben, bir insan hakkı olan vicdani ret ile ilgili Meclisin yasa yapması gerektiğine vurgu yaptı, milletvekillerini görevlerini yerine getirmeye davet etti.
Yargıçtan dikkat çeken ifade:
“Hapis cezasına çarptırmayı uygun ve adil bulmuyorum”
“Seferberlik çağrısını kabul etmedi”
Yapılan basın açıklamalarının ardından saat 14.30 sıralarında duruşma başladı.
Lefkoşa Askeri Mahkeme’de görülen duruşmada Yargıç Tutku Candaş, İddia Makamı Doğa Tokay ve Sanık Avukatı Öncel Polili hazır bulundu.
Davanın açıldığı tarihte herhangi bir yasa tasarısının gündemde olmadığını kaydeden Savcı Doğa Tokay, gelişmeler ışığında sanık Mustafa Hürben’in lehine olabilecek bir yasa öngörüldüğünü mahkemeye aktardı.
Gündemde olan yasa tasarısı nedeniyle davayı neticelendirmenin doğru olmayabileceğine dikkat çeken Yargıç Candaş, sanık avukatının düşüncelerini sordu. Avukat Öncel Polili, yasanın yakın zamanda çıkacağının olası olmadığını belirterek sanık Hürben’in davayı bitirme arzusunda olduğunu ve alacağı cezaya razı olduğunu mahkemeye söyledi.
Savcı Tokay; Mustafa Hürben’in, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı yapılan tebliğde 8 Haziran 2022 tarihinde 3. Piyade Alay Komutanlığı Alsancak’ta yapılan seferberlik deneme ve tazeleme eğitimine katılması istendiği halde katılmayarak bu çağrıya uymadığını mahkemeye aktardı. Hürben’e kabul edip etmediğini sordu. Hürben kabul ettiğini mahkemeye aktardı.
Tokay, sanığa yapılan silâhaltı davetiyesi, tebellüğ belgesi ve yazılı dava tebliğini mahkemeye emare 1 olarak sundu. Hürben’in vatani görevini bedelli askerlik yaparak tamamladığını ve 8 Aralık 2020 tarihinde terhis olduğunu belirten Tokay, daha önce herhangi bir seferberliğe gitmediğini yapılan çağrının ilk olduğunu ve Hürben’in sabıka kaydının olmadığını mahkemeye aktardı.
“Hürben, savaş ve şiddet karşıtı vicdani retçi”
Mustafa Hürben’in savaş ve şiddet karşıtı vicdani retçi olduğunu söyleyen sanık avukatı Öncel Polili, sanık inançlarının askerlik hizmeti ile çatıştığını ve bu sebepten ötürü de seferberlik çağrısına uymadığını kaydetti.
Sanık aleyhine getirilen suçu, Hürben’in bir suç olarak görmediğini belirten Polili, Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi ve Yargıtayın vermiş olduğu karara göre ithamları kabul ettiğini söyledi. Yargıtayın verdiği kararda vicdani rettin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tanınan bir hak olduğunu ancak Kıbrıs’ın kuzeyindeki mevzuatın böyle bir hakkı düzenlemediğini vurgulayan Polili, herhangi bir vicdani ret ile ilgili Askeri Mahkeme’nin suçu kabul etmeyip savunma yapılamayacağının belirtildiğini bu nedenle de sanığın suçunu kabul ettiğini ve verilecek cezanın bedelini ödemeye hazır olduğunu mahkemeye aktardı.
“Hürben’in savunduğu şiddet karşıtı düşünceler, seferberlik hizmetinden çok daha üstün”
Ceza meselesinin sadece Hürben’i ilgilendirmediğini, kamusal bir mesele olduğunu ifade eden Avukat Polili, vicdani reddin sivil itaatsizliğin bir türü olduğunu söyledi. Polili, Hürben’in seferberlik çağrısına uymayarak 16 Kasım 2023 tarihinde mahkeme önünde vicdani reddini ilan ettiğini dile getirdi.
Mustafa Hürben’in savunduğu şiddet karşıtı düşüncelerin seferberlik hizmetinden çok daha üstün olduğunu ve bedelini ödemeye hazır olduğunu yineleyen Polili, Hürben’in seferberlik çağrısını reddettiğini, seferberliğe hazırlığın silahlı eğitimi bünyesinde barındırdığını bunun bir savaş hazırlığı olduğunu belirtti. Polili, sanık Hürben’in söz konusu hazırlığın bir parçası olmayacağını ve sivil itaatsizlik gerçekleştirdiğini ifade etti. Polili, şiddetin Hürben’in yaşam felsefesi içerisinde olmadığını vurguladı.
“Hürben’in, vicdani reddini ilan etmesinden sonra, yasa Meclis gündemine geldi”
Polili, Hürben’in yaşadığı toplumun diğer tasarımlarına da dayanarak kamuya ve siyasi karar organlarına çağrısı olduğunu ve kısmen de başarılı olduğunu kaydetti, sanığın vicdani reddini ilan etmesinden sonra tekrardan vicdani ret yasasının meclis gündemine geldiğini mahkemeye aktardı.
Sanığın Anayasa’nın giriş kısmına da uygun hareket ettiğine işaret eden Polili, Avrupa Konseyi’ne üye ülkeler içerisinde sadece Türkiye ve Kıbrıs’ın kuzeyinde vicdani ret hakkında hukuki düzenleme bulunmadığını söyledi. Polili, Mecliste yasa hakkında çalışmaların sürdüğünü belirtti.
“Vicdani ret, doğuştan düşünülen bir hak değil”
Sanığın daha önceden askerlik yaptığını ancak vicdani reddin doğuştan düşünülen bir hak olmadığına işaret eden Polili, kişinin kendi dünyasında yaşadıklarından, entelektüel zenginleşmesinden sonra da oluşabilecek bir hak olduğunu savundu.
Polili, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde karara varılan örnek davaları mahkemeye sundu, Hürben’e verilebilecek hapislik cezasının kişi özgürlüğü hakkının da ihlal edilmesinin gündeme getireceğini kaydetti. Kıbrıs’ın kuzeyindeki mevzuata göre vicdani ret hakkının düzenlenmediğini yineleyen Polili, söz konusu hakkın toplumsal bir kabul gördüğünü söyledi. Mecliste ve mahkemede yüzlerce kişinin Hürben’in yanında olduğunu mahkemeye aktaran Polili, Anayasa Mahkemesi’nin Murat Kanatlı davasında vicdani ret hakkının düzenlenmemesinin bir sıkıntı olarak görüldüğünü hatırlattı.
Halil Karapaşaoğlu’nun istinafında da alt mahkemenin Karapaşaoğlu’na para cezası verdiğini ve ödenmemesi gerekçesiyle 20 gün hapislik verildiğini ve daha sonra 3 güne indirildiğini mahkemeye hatırlatan Polili, Hürben’in de benzer sebeplerle mahkemede bulunduğunu ve verilecek herhangi bir para cezasını da ödemenin sanık düşünceleriyle çeliştiği için ödemeyi reddettiğini kaydetti.
Polili, verilecek cezanın düşünceye verilecek bir ceza olduğunu vurgulayarak, Hürben’in her durumda verilecek olan cezaya razı olduğunu söyledi.
“1 yıla kadar hapis cezası veya 1 aylık asgari ücret veya her iki ceza birden öngörülüyor”
İddia Makamı tarafından sunulan emareler ışığında sanık aleyhindeki birinci davadan suçlu bulunduğunu kaydeden Yargıç Tutku Candaş, ilgili suç için öngörülen azami cezayı, sanığın kişisel durumunu, sanık avukatının mahkemeye aktardığı hususları ve cezalandırma prensiplerini bir bütün olarak değerlendireceğini kaydetti. Sanığın mahkûm olduğu suç için, 1780 sayılı yasaya göre birinci fıkra gereğince para cezasının kişiye tebliğ edilip gereken süre geçmesine rağmen bahse konu para cezasını ödemeyenlere azami 1 yıla kadar hapis cezası veya 1 aylık asgari ücret veya her iki ceza birden öngörüldüğünü belirten Candaş, sanığın işlediği suçun olgularını mahkemeye aktardı.
“Hapis cezasına çarptırmayı uygun ve adil bulmuyorum”
Candaş, Hürben’in de çabalarıyla gündeme daha önceden getirilen ancak gündemden kalkan yasa tasarısının tekrardan gündeme geldiğinin aşikâr olduğuna işaret ederek, Polili’nin mahkemeye sunduğu vicdani ret hakkının tanınması ile ilgili mevzuat çalışmasının da sanık lehine hafifletici sebepler olduğunu belirtti.
Hürben’in sabıkasız olduğunu ve suçunu kabul ettiğini ifade eden Candaş, sanığın kişisel durumunun da dikkate alındığını belirterek, Hürben’i hapis cezasına çarptırmayı uygun ve adil bulmayacağını söyledi. Candaş, 800 TL para cezasına çarptırılacağını belirterek, bahse konu para cezasının 5 gün içerisinde ödenmemesi halinde sanığın 3 gün hapis yatacağını söyledi.
Vicdani retçi Mustafa Hürben:
“Gerek savcılık gerek mahkeme; aslında herkes bir şeylerin yanlış olduğunu kabul etti”
Mahkeme çıkışı kısa bir açıklama yapan vicdani retçi Murat Kanatlı, mahkemenin verdiği kararın değerli olduğunu belirtti, “Top Mecliste” dedi.
Meclisin, yasa değişikliği yapmaması halinde tüm vicdani retçilerin cezaevine gireceğinin altını çizen Kanatlı, “Meclis ısrarla düşünce ve vicdan özgürlüğünü çiğniyor. 5 gün sonra Mustafa’yı uğurlayacağız. Umarız 5 gün içinde meclis daha ciddi bir girişim yapar” şeklinde konuştu.
Vicdani retçi Mustafa Hürben ise “Bugünkü kararın anlamı şu ki gerek savcılık gerek mahkeme; aslında herkes bir şeylerin yanlış olduğunu kabul etti ama kimse değiştirmek için çaba sarf etmiyor. Mecliste bizi temsil eden Milletvekillerine çağrımız olsun, umarım bu konuda en kısa zamanda bir girişim gerçekleştirirler” ifadelerini kullandı.
Vicdani retçi Murat Kanatlı:
“Mahkemede bir ilk yaşandı, vicdani ret hakkı kabul edildi”
Davanın ardından YENİDÜZEN’e kısa bir açıklama yapan vicdani retçi Murat Kanatlı, “Davadaki en önemli gelişme şu; daha önce ‘vicdani redde ilişkin mevzuat yok’ deniliyor, savcılık itiraz ediyordu. Ancak bu kez herhangi bir itiraz olmadı” dedi.
Yargıcın, vicdani ret ile ilgili Meclis komitesinde yasa çalışması olmasını önemli bir konu olarak yorumladığını belirten Kanatlı, “Kıbrıs’ın kuzeyinde vicdani reddin bir hak olduğu; hem yargıç hem de savcılık tarafından kabul edilmiş durumda. Ama bu işi yapacak olan yasa koyuculardır, yani Meclistir” şeklinde konuştu.
Kanatlı, “Top yeniden yasa koyucuda, yani Mecliste. Çok net bir şekilde meclis görevini yapmadığı için insanlar hapse girecekler. Bunu herkes net olarak bilmeli” ifadelerini kullandı.