Ersin Kaşif

Kıbrıs’ın kuzeyindeki her birey, kendi sevdiği, istediği ve arzu ettiği mesleği mi yapıyor?  Böyle bir soruya verilecek olumlu bir cevap, fazla iyi niyetli ve gerçeklerden uzak gibi görünüyor. Toplumu yönetmeye ve yönlendirmeye çalışanların, ‘uzmanların’ bunca zamandır başaramadıkları bir olgudur, bireylerin meslek seçimlerine verilen önem. Aslında çok basit bir anlatımı vardır meslek seçiminin. Bireyler için önemli olan, seçecekleri meslekten öncelikle para kazanmak, sonrasında ise yaptıkları işten mutlu olabilmeleridir. Kimilerine göre, yapacakları meslek seçiminde önce mutluluk gelir. İş yerlerinde mutlu olmak, belki de en doğrusudur. İş yerindeki mutluluk, başarıyı ve daha fazla çalışmaya motivedir çoğukez. Seçilecek meslek dalları o toplumun gereksinmelerine göre şekillenir. Başarılı devlet yapıları, gelecek planlamaları, geleceğin şekillenmesi ve sistemi içinde bu gereksinmeler ön plana çıkar ve bu gereksinmelere göre kişiler arasından en iyilerinin seçimi yapılır. Kamu alanlarında çalışacak bireyler için olsun, özel sektördeki iş alanları olsun, alanlarında uzman bireylerin seçimi ön plana çıkar. Kuzey Kıbrıs’ın başaramadığı olgulardan birisi de, uzman bireylerin seçimi konusundaki yanlış düzenlemelerdir. Geçtiğimiz günlerde, Lefkoşa’daki meslek okullarıyla birlikte Değirmenlik Lisesi’ndeydik. Genel amaç, memlekete ara eleman yetiştiren okulların tanıtımını yapmaktı. Okul yönetimi 8. ve 9. sınıflar için doğru bir karar vererek, çocukların gelecekteki meslek seçimleri için yönlendirmelerde bulundu. Bunu yaparken de, meslek liselerinin doğrudan kendileri tarafından tanıtılması yoluna gidildi. Atatürk Meslek Lisesi, Sedat Simavi Yapı Endüstri ve Mesek Lisesi, Haydarpaşa Ticaret Lisesi, Lefoşa Güzel Sanatlar Lisesi, Haspolat Meslek Lisesi, çok güzel sunumlar yaparak okullarını tanıtmak için çaba sarfettiler. Meslek liseleri memleketteki en önemli ve seçilmesi öncelikli okullar olabilmelidir. Dünya genelinde, meslek okullarının yetiştirdiği bireylerin topluma kattıkları değerler çok fazlayken, toplum bilimcilerin bu katkıda yaptıkları yönlendirmeler önemlidir. Ara elemana olan ihtiyacımızın, kendi memleket insanımız tarafından karşılanması gerekirken, yabancı ülkelerden bu ihtiyacın karşılanması, bugünün gerçeğidir. Teknik eleman, uzman bireyler konusundaki  noksanlığımız, yanlış yönlendirmelerle, yanlış bireylerin bu işleri yapmaya kalkışması, memleketimizin dış görüntüsüyle, vitriniyle kendini çok fazla belli ediyor zaten.

Branşlaşma ve müzik

Gelelim kendi branşımıza. Genelde sanat, özelde ise müzik eğitimini meslek edinecek bireyler için var olan Güzel sanatlarla ilgili tek okul, 6.sınıftan itibaren ilgili eğitimi vermekteyken, 12. sınıftan sonra üniversite eğitimi söz konusudur. Son zamanlarda müzik eğitimi alan bireylerin birçoğunun, üniversite sonrasında istedikleri, arzu ettikleri mesleklerini yapamamaları büyük sorundur. Müzik eğitimi alan bir bireyin Kıbrıs’ın kuzeyindeki dar çerçevede yapabilecekleri ise yok denecek kadar azdır. Eğitimini herhangi bir enstrümanın performans düzeyinde tamamlayan bir bireyin, mesleğini icra edecek, para kazanacağı bir oluşumun olmaması başlıbaşına sanatçı göçünün en büyük nedenidir. Bu da son zamanlarda konservatuar  düzeyindeki okulların seçilmemesine neden olmuştur. Konservatuarlardan mezun olan az sayıda birey de memleketlerine hiç dönmemektedirler. Müzik öğretmenliği mezunu öğretmenlerin ise birçoğunu, bambaşka mesleklerde görmeye alışmaya başlıyoruz bile. En başta da belirttiğim gibi, özellikle müzik eğitimli bir insanın, mesleği dışında bir işte çalışmak zorunda kalması başlıbaşına mutsuzluktur. Sadece müzik sanatının ve sanatçısının değil, müzik eğitimcisinin de yaşamakta olduğu sorunları, genelde bütün sanat dalları ve sanatçıların sorunları sorunlar yumağıdır. Mutsuz bireyler toplumun mutsuzluğudur da. Bireylerin çocuk yaşlarda mesleklerle tanıştırılması, doğru seçimleri yapabilmelerine olanak tanır. Geleceğini şekillendiremeyen bizim gibi memleketlerde, hiç olmazsa bunu yapmayı başarabilmemiz ve yeni nesilleri doğru tercihler yapması için yönlendirmeliyiz. Meslek liselerinin itibarlarını en üst düzeylere çıkartmaktan başka çaremiz yok. Son zamanlardaki en doğru seçimin, gençler açısından meslek liseleri olduğu ve olacağı açıkça görülüyor. Bunun bilincindeki Değirmenlik Lisesi’nin kendi öğrencileri için yaptığı tanıtım etkinliği de, bunun için çok önemli. Değirmenlik Lisesi ve tüm kadrosunu kutluyorum. Kalın sağlıcakla.