Mutlu olmanın mutsuzluğu üzerine konuşmalar
Rüstem Literary Club Paneller Serisi’nin “Mutluluk” konulu 11.paneli 30 Nisan Salı akşamı Rüstem Kitabevi’nde gerçekleşti.
Rüstem Literary Club Paneller Serisi’nin “Mutluluk” konulu 11.paneli 30 Nisan Salı akşamı Rüstem Kitabevi’nde gerçekleşti. Moderatörlüğünü Maria Siakalli’nin yaptığı panelde Diyetisyen Emine Uluçay, “Beslenmenin Mutlulukla Bir İlgisi Olmalı”,psikolog Gülcan Garip, “Psikolojide Gülmek ve Mutluluk” ve akademisyen Pervin Yiğit, “Mutsuzluğun Felsefesi” başlıklı konuşmalarıyla yer aldı. Panelin açılışında Maria Siakalli mutluluğun etimolojisi üzerine bir açıklama yaparken farklı din ve felsefelerde mutluluğun neye karşılık geldiğini anlattı.
Garip: “Mutluluk geçici bir duygudur. Daha fazla para daha çok mutluluk getirmez”
Psikolog Gülcan Garip, “Psikolojide Gülmek ve Mutluluk” adlı sunumunda Hedonik ve Eudaimonik (Ödomanik) diye ayırdığı mutluluk duygusunun her ikisinin de insan için gerekli olduğunu kaydetti. Mutluluğun içinde mutsuzluğu da barındırdığını ve mutlu olduğun şeylerin peşinde gittiğimiz sürece mutsuzluğu da yaşamamızın olasılık dahilinde olduğunu dile getiren Garip, insanın bir hesaplaşma ve zaman zaman olumsuzlukla da mücadele etmesi gerektiğini dile getirdi. İnsanın Hedonik hazların peşinde koştuğunu belirten Garip, insanın yaşadığı yerin de hayat kalitesi üzerinde çok önemli etkisi olduğunu vurguladı. Mutluluğun geçici bir duygu olduğunun altını çizen Garip,
Yaşam Memnuniyet-Yaş İlişkisinin araştırıldığı bir araştırmaya göre mutsuzluk noktasının 45-46’lı yaşlardan 20’li yaşlara düştüğü bir dünyada yaşamaya başlandığını, ergen kızların ergen erkeklere göre daha mutsuz olduğunu,50’li yaşlarla birlikte mutluluk seviyesinde bir artış gözlemlendiğini dile getirdi. Yeşil alanlara erişim, doğaya erişim, sosyal farklılıkların azlığının, hava ve ses kirliliğinin en az olmasının insanın mutluluğuna olumlu katkı yapan faktörler olduğunun altını çizen Garip, maddiyatın da bir noktaya kadar mutlulukla bağlantısı olduğunu kaydeden Garip: “Daha fazla para daha çok
mutluluk getirmez” dedi.
Garip: “İletişimin iyi olduğu, huzurlu ve şiddetten uzak bir model iyi bir evlilik olarak nitelendirilerek insanı mutlu edebilir. Yapılan araştırmalarda çocuk sahibi olmanın mutlulukla bir bağlantısı bulunamadı.”
“Gülmek doğal bir ilaçtır”
Garip: “Çok fazla gülen Japonların yaşam memnuniyetleri yüksektir. Japonların İKİGAİ adlı yaşam felsefesine (sevgi, ihtiyaç, iyilik, ödeme, misyon, tutku, uzmanlık, yetenek) yakından bakmanızı öneririm.
Ancak yine yaşam seviyesi yüksek Finlandiyalıların neredeyse hiç gülmediğini görüyoruz. Gülmenin mutlulukla bağlantısında gülmenin stresi aldığını söyleyebiliriz. Gülmek doğal bir ilaçtır.”
Yiğit: “Aristo bilgi, ahlaklı olma ve erdemli olma ile bağlantılı bir mutluluktan bahsediyor. Hedef ortak iyiye ulaşmaktır. Bugün öyle bir dünya ve yaşam yoktur”
İkinci konuşmayı yapan akademisyen Pervin Yiğit felsefenin karşıtlığı da içinde barındırdığını ve mutluluk ile mutsuzluğun birlikte düşünülmesi gerektiğini kaydetti. Yiğit: “Bütün insanları aynı kefeye koyan kapitalist anlayış yanlıştır. Aristo mutluluğun peşinden koşun demiştir ama bilgi, ahlaklı olma ve
erdemli olma ile bağlantılı bir mutluluktan bahsediyor. Hedef ortak iyiye ulaşmaktır. Bugün öyle bir dünya ve yaşam yoktur. Çok sevdiğimiz bir şeyi bile sürekli tekrarladığımızda mutlu olmayız. Mutlu anlar ve olaylar vardır ama sürekli bir mutluluk yoktur çünkü insanın içinde hiçbir zaman doymayan
bir güç vardır ve var olduğumuz sürece isteyeceğiz.”
“Farklı insanlar, farklı beden ile ruhlar ve ihtiyaçlar vardır. Herkesin mutluluk süreci farklıdır"
Yiğit günümüzün dünyasında her şeyi yapabilen yapay zeka diye bir gerçeklik olduğunu ve insanı robotlardan ayıran bir tek hissedebilme yetimizin kaldığını söyleyerek bu hissedebilme sayesinde ayrı bir varlık olarak kalabildiğimize dikkat çekti. Yiğit konuşmasını “Deniz kenarında sadece derin bir mavilik, ufuk çizgisi, gemiler, balıklar vs. görüyorsak ve dünyadaki savaşlardan dolayı ülkelerini terk etmek zorunda kalırken geçirdikleri kazalar sonucunda ölerek kıyılara vuran bedenleri görmüyorsak bizim mutluluk algımızda bir sorun vardır. Kişisel gelişimin de her şeyi bireyselliğe indirgemeci yapısı sıkıntılıdır. Farklı insanlar, farklı beden ve ruhlar ve ihtiyaçlar vardır. Herkesin mutluluk süreci farklıdır. Çok fazla dışarıdan (özellikle sosyal medya üzerinden) formüllerle de mutlu olamayız.” sözleriyle noktaladı.
Uluçay: “Beslenme-mutluluk ilişkisi üzerine herkesin farklı bir cevabı olabilir, sihirli bir formülü yok”
Diyetisyen Emine Uluçay ise beslenme-mutluluk ilişkisi üzerine herkesin farklı bir cevabı olabileceğini söyleyerek sihirli bir formülün olmadığını kaydetti. Uluçay: “Anlık mutluluklar ve kalıcı (sürekli) mutluluklar vardır. Hangi besinler ruh halimizi olumlu etkilediği üzerine de kararında keyif aldığımız besinleri yememizi tavsiye edebilirim” dedi.
“Keyif aldığımız,kendimizi sıkmadığımız,süreklilik arz eden,dengeli bir beslenme tarzı”
Besinlere bakıldığında bazı tavsiyeler yapılabileceğini dile getiren Uluçay, “Omega 3’ten zengin yağ asitleri modumuza iyi gelir. Probiyotiklerden yüksek ürünler, antioksidan yönünden zengin gıdalar modumuzu, ruh halimizi destekler. Kandaki polifonik miktarını arttıran kırmızı meyveler de öyle. Keyif aldığımız, kendimizi sıkmadığımız, süreklilik arz eden, dengeli bir beslenme tarzını öneriyorum" dedi.
“Hareket etmek, su içmek, stres seviyemizi yönetmek önemlidir. Her şey dengeye bağlanıyor”
Uluçay ayrıca, “Aşırı işlenmiş gıdalar depresyonu ve anksiyeteyi tetikler. Bunlardan mümkün olduğunca uzak durmakta fayda var. Çok fazla açlık da konsantrasyonumuzu bozar, verimimizi düşürür. İngiltere’de hungry (açlık) ve angry (sinirli) kelimelerinden oluşan hangry (aç ve sinirli) diye bir kavram ortaya çıktı. Seratonin hormonu bağırsaklarda salgılanır ve yediklerimiz de bağırsak florası için çok önemlidir. Vücudun hareket etmesi, su içmek, stres seviyemizi yönetmek önemlidir. Hayat ne kadar sağlıklı, huzurlu yürünebilirse o kadar iyidir. Her şey dengeye bağlanıyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Yiğit: “Herkesin özgür iradesiyle mutluluk formülünü bulması gerekiyor. Hep kendimizi düşünüyoruz. İnsanlar dejenere oldu ve oldukça bireyselleşti”
Soru cevap bölümünde ise Yiğit, “Herkesin özgür iradesiyle mutluluk formülünü bulması gerekiyor. Kapitalist dayatmalar, tekdüzelik, empozeler bunun önündeki engeller Hep kendimizi düşünüyoruz İnsanlar dejenere oldu ve oldukça bireyselleşti. Sosyal medyanın da etkileri var bu süreçte.” Dedi. Bir
soru üzerine ise Yiğit, “İnsanın müstakil bir mevcudiyeti yoktur. Yalnız insanlar mutsuzdur söylemine katılmıyorum” ifadelerini kullandı.
Garip: “Duygularımıza anlamları da biz yüklüyoruz”
Garip ise ,” Duygularımıza anlamları da biz yüklüyoruz. Mutluluk için de farklı dillerde farklı konseptler oluşmuştur. Günlük tutma alışkanlığı faydalı bir şeydir. Duygularımızı yazıya aktarmak ruh halinizi olumlu etkiler” dedi.