1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Mutluluğun dozunu artırmak
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Mutluluğun dozunu artırmak

A+A-

2019, 2020’ye bağlanıyor yarın geceden sonra…

Bazı umutlarımız diğer seneye ertelenirken, sevinçlerimiz devam edecek, mutluluğumuz yılbaşı gecesinden ertesi güne akacak, kalan işlerimiz bir gün sonra devam edecek vs.

Peki üzüntüler! Kayıplar! Hayal kırıklıkları!

Ne yazık ki sevinçler, mutluluklar gibi onların etkileri de devam edecek.

Yani her şey yeni baştan, sıfırdan başlamayacak.

Oysa ki sevinçlerin devam edeceği ama üzüntülerin sıfırlanacağı bir sistem olsaydı…

Yılbaşı böyle bir olanak verseydi!

Umutlar, sevinçler devam ederken, üzüntüler bitseydi!..

Ancak henüz öyle bir şey keşfedilmedi ne yazık ki…

***

Acılar, üzüntüler zamanla azalır belki ama hiçbir zaman yok olup gitmez.

Duygular başka duygulara dönüşür zaman zaman…

Bir üzüntünün, sıkıntının arasında birden sevinecek bir şey yaşarsınız ama kısa süre önce yaşanan bir sıkıntı o sevincin süresini kısa tutar. Birden aklınıza o sıkıntı gelir ve sevincinizin uzun sürmemesini kendi kendinize telkin eder, o sevinci uzun yaşamazsınız.

Sevinci yaşamaya hakkınız yokmuş gibi gelir size…

Kendinizi suçlu hissedersiniz.

Zaman geçtikçe o sıkıntının, o üzüntünün, belki kayıbın üzerinden yaşadığınız sevinçlerin süresi de artar. Azalır, beyninize, yüreğinize zarar veren o sıkıntı ama hiç kaybolmaz.

Biran önce geçip gitmesini istersiniz oysa…

Bazen de hiç geçmemesini, o üzüntüyü hep yaşamayı istersiniz çünkü onu yaşamanın gerekliliğine inanırsınız…

***

Ne sevinçlerimiz biter ne de üzüntülerimiz…

İnsan olmanın gerekliliği bunlar…

Olmasa, yaşanmasa sizde bir tuhaflık var demektir zaten…

Ama oranlarını biraz farklılaştırabilsek hiç fena olmazdı doğrusu…

Sevinçler daha fazla, üzüntüler daha az olsa…

Belki çok ütopik gibi görünebilir bu düşünce ama aslında trafikte alınacak önlemlerle kazaların, ölümlerin azalması bu oranı farklılaştırabilir mesela…

Ekonomide alınacak pansuman tedbirler üzüntüleri azaltabilir. Kıbrıs sorununun çözümü belki bazı kişilerde üzüntü yaratabilir ama iki toplumda büyük oranda sevinç yaratır.

Paylaşımlar, gerçek dostluklar iki taraflı sevinçleri, mutlulukları çoğaltır. Bencillikler, kıskançlıklar, kısa günün kârını düşünenler üzüntüleri artırırlar kendilerini mutlu ederken… Sevinçlerin, üzüntüleri yenecek yaşam tarzını bulmak gerek. Hatta bunu zorlamak…

2019’dan 2020’ye girerken ve sonrasında mutluluğun dozunu artırmak. Mutluluğu aramak, bunun yollarını bulmak. Çok iyi olacak.  

Herkese iyi yıllar.


 

Ara bölge yine gençlerindi

tc-002.jpg

“Bi-Communal Network of Cypriot Students UK” (İngiltere’de okuyan iki toplumlu öğrenciler) grubunu oluşturan öğrenciler Kıbrıs’taki üçüncü etkinliklerini gerçekleştirdiler. Cumartesi günü ara bölgedeki Dayanışma Evi’nde buluşan öğrenciler yeni yıl temalı bir toplantı düzenlediler. Toplantıya yoğun katılım olurken ilk kez diğer toplumdan biriyle tanışan gençlerin de toplantıya katılmaları ilginç bir ayrıntıydı. Yeni yıl ağacını süsleyen ve ağaca yeni yıl dileklerini yazan gençler, etkinlikte canlı müzik yapan arkadaşlarının müzikleriyle eğlendiler. Ortak oyunlar da yapılan etkinlikte kısa bir de sunum yaptılar. Sunumda iki toplumlu örgütün amaçları anlatıldı. İki toplumlu öğrenci grubu daha önceki etkinliklerinde de ortak kültürlerini ön plana çıkarıp örnekler verirken İngiltere’ye yeni gidecek olan iki toplumdan gençlere bölgelerdeki öğrencileri tanıştırarak İngiltere’ye gittiklerinde yabancılık çekmemeleri konusunda çalışma yapmışlardı. İngiltere’de okuyan iki toplumdan gençler benzer etkinlikleri İngiltere’de de düzenlerken, Kıbrıs’a geldikleri tatil günlerinde de toplantılar yapmayı ihmal etmiyorlar.


Neden kısıtlanıyor?

Solar enerjide kısıtlama oldu, devamı da gelecek deniyor… Ticari işletmelerde gelen solar enerji yasağı, konutlarda da gelebilir. Kapasite yetersiz kalıyor denirken bu kısıtlamanın siyasi olduğu gibi düşünceler ve Kıb-Tek’in solar enerjiye olumsuz bakması da bu kısıtlamanın nedenleri arasında sayılıyor. Hangisi doğru şu an için bilemem ama yenilenebilir enerjinin ülke ve dünya için mutlaka uygulanması gereken enerji kaynağı olduğundan da eminiz.

 


Yapabilirmiş!

“Kendimde Cumhurbaşkanlığı yapabilecek özellikleri görüyorum. Dünyanın her yerine gidip Kıbrıs meselesini anlatabiliyorum, ekonomik konularda görüşlerimi paylaşabiliyorum. Çalışma temposu, halkla ilişkiler ve meselenin anlatılması bakımından yapabileceklerim ortadadır.” Bu sözleri Başbakan Tatar söyledi. Sanki bir çocuğun “ben artık büyüdüm” demesi gibi… Babası, annesi “sen daha küçüksün” dedikleri çocuğun “hayır, ben dışarı tek başıma çıkabilirim” demesi gibi… Tatar da, Cumhurbaşkanlığı yapabileceğini anlamış. Hayırlısı!

 


 

Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir.

Albert Einstein

 

 

 

Bu yazı toplam 1367 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar