1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Müzakereden Kaçmak Kime Ne Kazandıracak
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Müzakereden Kaçmak Kime Ne Kazandıracak

A+A-

Türk tarafının adı yeni, kendi eski, ayrılıkçı politikası Rum tarafı ile müzakere etmemek üzerine kuruludur. Bunun temel amacı da mevcut statükonun korunmasıdır.

BM Genel Sekreteri Guterres en nihayet yeni yılın ilk günlerinde Kıbrıs özel ya da kişisel temsilcisini atadı. Eski Kolombiya dışişleri bakanı Maria Cuellar bu ay sonuna doğru Kıbrıs’a gelecek.

Cuellar taraflarla bir dizi görüşme yapacak ve ardından garantör ülke başkentlerini ziyaret edecek.

Cuellar ayrıca AB başkenti Brüksel’e de gidecek ve AB komisyonuyla da görüşecek.

Maria Cuellar bütün bu görüşmeleri Kıbrıs sorununun çözümüne dönük yeni bir müzakere süreci için zemin hazırlamak amacıyla yapacak.

Şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım Türk tarafının ortaya koyacağını iddia ettiği “iki devletli çözüm” modeli yeni müzakere sürecine zemin olabilir mi?

Sanırım hiç kimse bu soruya olumlu yanıt veremez. Çünkü iki devletli çözümün müzakere zemini olabilmesinin tek şartı iki tarafın da bunu istemesidir.

Öyleyse bu “yeni” politikayı Maria Cuellar’a da anlatmak bize ne kazandıracak?

Cuellar gelecek, taraflarla görüşecek ve gidecek. BM merkezine döndükten sonra da Güvenlik Konseyi’ne rapor sunacak.

Bu raporda “Kıbrıs’ta yeni bir müzakere için zemin yoktur” yazılırsa bunun bize bir faydası olacak mı?

Yoksa geçmişte olduğu gibi biz çözüm istemeyen taraf, Rumlar da çözüm isteyen taraf olarak mı bilineceğiz?

Böyle tanımlanmak bize ne kazandıracak?

Uzlaşmazlık siyasetinin sözcüleri bu sorunun cevabını halka vermelidir.

Bugün Kıbrıs’ın kuzeyinde çözüm istemeyen kişi sayısı yok denecek kadar azdır. Son anketlerde Kıbrıs sorunu, ekonomik sorunların ardından ikinci sıradadır. Çözümsüzlük bütün sorunların anası olmayı sürdürüyor. Bu nedenle halk çözüm istiyor. 

Ama bir biçimde cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamına oturtulan kişiler ve onların yakınları çözümsüzlük siyasetinden nemalandıkları için çözümsüzlüğün sürmesini istiyorlar.

***

Maria Cuellar’ın gelişi yeni müzakere süreci için bir fırsattır. Ama çözüm istemeyen bugünkü iktidar çevreleri önce Guterres’in özel temsilci atamasını istemediler. Sıkışınca bazı isimlere itiraz ettiler. Bu da olmayınca Maria Cuellar’ın atanmasına kendilerince bazı şartlar koyarak itiraz etmediler.

Maria Cuellar’ın özel temsilci değil, kişisel temsilci olarak atandığını ve 6 aylık bir süre için görev yapacağını iddia ettiler.

Öyle ya da böyle Cuellar göreve başladı. Önümüzdeki hafta Kıbrıs’a gelecek. 28 Ocak’ta önce Rum lider Hristodulidis ile görüşecek, henüz açıklanmadı ama muhtemelen aynı gün Ersin Tatar’ı da ziyaret edecek.

İlk izlenim çok önemlidir. Bu ziyarette Tatar ve saz arkadaşları Maria Cuellar’a geçmişte Guterres’e söyledikleri şeyleri tekrarlar ve müzakere zemini için en küçük bir esneklik göstermezse bundan yalnızca biz Kıbrıslı Türkler zarar göreceğiz.

Rum tarafı Temmuz 2017’de çözüme çok yaklaşıldığı halde, çözümü değil seçimi tercih eden Anastasiadis’in yarattığı olumsuzluğu, müzakerelere olumlu yaklaşarak ortadan kaldıracak ve yeniden çözüm yanlısı taraf olacaktır.

Biz ise aynı teraneleri tekrarlayarak çözümsüzlük şampiyonu ünvanını kimseye bırakmayarak dünyadan biraz daha uzaklaşacağız.

Çözümsüzlük politikası bugüne kadar bize hiçbir şey kazandırmadı.

Bu siyaseti sürdürmemiz, Kıbrıslı Türkler olarak bizim yok oluş sürecimizi hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz.

Toplum ya da halk ne derseniz deyin, Kıbrıslı Türkler olarak var olmak ya da yok olmakla karşı karşıyayız.

Ya çözüm siyasetini takip ederek bu adada eşit ortak olacağız, ya da çözümsüzlük siyasetini devam ettirerek yok olacağız.    

Bu yazı toplam 1079 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar