Kıbrıs sorununa ilişkin takvimlerin 2012’ye nakledildiği, BM’nin ise 2012’nin ikinci yarısından; yani Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nı devralmasından önce bir anlaşmaya varılması hedefini gütmeyi sürdürdüğü bildirildi.

Simerini, “Yabancıların Katkısı İle Kıbrıs İçi Müzakereler... Ban, Downer’ın Prosedüre Daha Çok Yardımcı Olmasını İstiyor” başlığıyla haberi okuyucularına ulaştırdı.

Gazete Ban Ki Moon’un Kıbrıs içi müzakerelere çok daha uluslararası nitelik katmak niyetinde olduğunu, müzakere prosedürüne uluslararası unsuru katma görevini aldığı için özel danışmanı Aleksander Downer’ı; elinde bir bavulla hayal ettiğini yazdı.

2011 İçerisinde Çözüm Beklenmiyor

Çözümün de 2011 içerisinde beklenmediğini çünkü BM’nin, oluşturduğu bütçe ile müzakereleri 2012’ye aktardığını belirten gazete Genel Sekreter’in uluslararası unsurun harekete geçirilmesi konusunda; sızan belgelerden Downer’ın tezleri bilindiğinden, vereceği yanıtın olumlu olmasının beklendiğini kaydetti, özetle şunları yazdı:

“Ban’a göre Downer ‘bölge başkentlerine, özellikle de garantör ülkelerin başkentlerine seyahat etmek isteyecek. Bu ifadeye önem addediliyor çünkü şu ana kadar İngilizler Genel Sekreter’in Özel Danışmanı’nın beklediğinden çok daha az rol oynadılar. Rapordaki ilgi çekici ifadelerden biri de, Ankara, Atina ve Brüksel seyahatlerine Londra güzergahının da sıklıkla eklenmesidir. Türkiye’nin de ‘bölgesel ve uluslararası oyuncular arasına konulması da dikkat çekicidir yani; sorunun değil çözümün bir parçası olduğu görüntüsü verilerek Türkiye bir kez daha; Kıbrıs sorununda doğrudan rol oynamayan Yunanistan ve Birleşik Krallık ile benzer muamele görüyor. Bunun bütçeye ek bir külfet getirmeyeceğine işaret eden Ban, “part timer” olarak nitelendirdiği Downer’ın, sadece misyonunu kullandığında ödendiğine dikkat çekiyor.”

DİKO GELİŞMELERİ  OLUMLU GÖRMÜYOR

Simerini “DİKO Prosedürde Yeniden Şekillendirme Saptıyor” başlıklı haberinde DİKO’nun gelişmeleri hiç de olumlu görmediğini yazdı.

Gazeteye göre Basın Sözcüsü Fotis Fotiu Ban Ki Moon’un bütçe raporundan; BM’nin doğrudan müzakerelerle ilgili prosedürel konuları çok teferruatlı şekilde planlamış olduğunun anlaşıldığını söyledi ve şunları ekledi:

“BM’nin projeleri müzakereleri yoğunlaştırıyor ve süratlendiriyor ve Özel Danışman Aleksander Downer’a çok daha yükseltilmiş rol veriyor. Acaba BM Genel Sekreteri bu prosedür planlamasını, doğrudan müzakerelerde önemli ve özlü ilerleme mi kaydedildi ki bunların bir sonuca ulaşmasına ivme kazandırılsın diye müzakereler yoğunlaştırılıp süratlendiriliyor?”

Haravgi ise haberi, “Kıbrıs Sorununda Görüşme Sayısının Artmasını Bekliyor... BM Genel Sekreteri BM Genel Kurulu’na Yönelik Raporunda Müzakereler İçin Ne Diyor” başlığıyla aktardı.

Gazete raporda yürütülmekte olan doğrudan müzakerelerle ilgili küçük bir kronolojik bilgi verildiğini, liderlerin ve temsilcilerinin görüşmelerine devam edecek olmalarından dolayı Kıbrıs Özel Danışmanı’nın, müzakereleri kolaylaştırma misyonunu devam ettirmesi gereğine işaret edildiğini yazdı.

AB DÖNEM BAŞKANI’NDAN  DANİMARKA’YA KIBRIS ÇAĞRISI

“Takvimlerin Nakli... BM: 2012’nin İlk Yarısında Ağırlık Kıbrıs Sorunundaki Çabalara... Hedef, AB Kıbrıs Dönem Başkanlığından Önce Sonuç Olması” başlıklı haberde ise müzakere masasındaki sonuçlarla da bağlantılı olarak şu iki olgunun güçlendirdiği yazıldı:

“1- BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un AB Dönem Başkanlığı’nı 2012’nin ilk yarısında devralacak olan Danimarka’nın Başbakanı Helle Thorning-Schmidt’e yaptığı çağrı.

Ban, Schmidt’le Kopenhag’da yaptıkları görüşmeden sonra Danimarka’nın AB dönem başkanlığına değinirken ‘Danimarka’nın yeni başbakanı olarak dünya liderliği rolünüzü gerçekten icra etmeniz için size büyük bir fırsat olacak’ dedi. Schmidt’le, AB dönem başkanlığından neler beklediklerini görüştüklerini söyleyen Ban ‘Kıbrıs önemli konulardan biridir’ dedi ve Kıbrıs’ın iki lideri ile 30 Ekim’de New York’ta yeni bir üçlü görüşme yapacaklarını hatırlattı.

2- BM Genle Sekreteri’nin BM Genel Kurulu’na yönelik, BM’nin özel siyasi operasyonlarının finansmanıyla ilgili raporu. Raporda kullanılan ifadeler, BM’nin niyetleri açısından göstergedir.

Genel Sekreter Eroğlu ve Hristofyas’ın, temsilcilerinin, çalışma grupları ve teknik komitelerin 2012’de artan görüşmelerine işaret ediyor.

Müzakereciler arasında 60, lider temsilcileri arasında 89 görüşme hedefi ortaya konuluyor. Liderler 2010 yılında 36 görüşme yapmıştı, 2011’de 55 görüşme planlanıyor. Lider temsilcilerinin 2010’daki görüşme sayısı 46 ve bu yıl planlanan görüşme sayısı 70’tir.

Raporda Özel Danışman’ın bölgesel ve uluslararası oyuncuların prosedürün desteklenmesine yönelik özlü konulara dahil oluşlarını artırması ve (Bu ifade Downer’la ve Downer’ın çeşitli başkentlere seyahat masrafları ile ilgilidir) ocak ayında Cenevre’de yapılan üçlü görüşmede karar verildiği üzere müzakere prosedürüne dahil edilen BM uzmanlarının değerlendirilmesi gereğine vurgu yapılıyor.

Sahne, yeni üçlü görüşmede, Genel Sekreter bundan sonra atılacak adımları müzakerecilerin önüne koyduğunda netleşecek. O zaman da ikilemlerle karşı karşıya kalınması bekleniyor.”

Gazete Genel Sekreter’in, Bütçe Raporu’nda çalışma grupları ve teknik komitelerin faaliyetlerine, geçmiş yıllardaki faaliyetleriyle kıyaslayarak yer verdiğini ve 2012’de, daha önceki yıllardakinden çok daha fazla sayıda güven yaratıcı önlem alınmasının beklendiğine işaret edildiğini yazdı.

Haberde Genel Sekreter’in 2012 için 3 milyon 861 bin 900 dolarlık bütçenin onaylanmasını istediği, bu yıl için talep ettiği bütçenin geçen yılkinden 387 bin 400 dolar daha fazla olduğu da kaydedildi.