1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. "Müzakereler buzdolabına girmedi"
Müzakereler buzdolabına girmedi

"Müzakereler buzdolabına girmedi"

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Kathimerini gazetesine mülakat verdi.

A+A-

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının var olan gerçeklere ve Kıbrıslı Türklerin taleplerine gereken önemi vermediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs sorunundaki durgunluktan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in sorumlu olduğunu da ifade etti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Kathimerini gazetesine mülakat verdi.

Eroğlu, KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar önlerinde daha 8 ay bulunduğunu, şu ana kadar bu konuda bir karar vermediğini de söyledi. Eroğlu, bu konuda Kasım ayından önce herhangi bir açıklama yapmasının söz konusu olmadığını bildirdi.

Kathimerini gazetesine verdiği mülakatta Maraş konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Eroğlu, toprak konusunda bütünlüklü bir “alış-veriş” önerdi.

Eroğlu açıklamalarında, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesi konusuna da değindi ve Erdoğan’ın, Kıbrıs Türk halkının onayına sahip olacak bir anlaşmayı destekleyeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, Kathimerini gazetesine verdiği mülakatın ayrıntıları şöyle:

“MÜZAKERELER BUZDOLABINA GİRMEDİ”

“Yeşil Hat’tın her iki tarafında, son zamanlarda, müzakerelerin buzdolabına girdiğine dair söylentilerin bulunduğunu, bu görüşe katılıp katılmadığı ve müzakereler süreci hakkındaki düşüncelerinin” sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu görüşe katılmadığını, müzakerelerin buzdolabına girmediğini ve kesilmediğini söyledi.

Müzakerelerde, aralıklarla, iki tarafın tonları yükselttiğini, bir tarafın, bir süre için müzakere masasından ayrıldığı zamanlar olduğunu, ancak bunun, müzakerelerin kesildiği anlamına gelmediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “BM’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim ile birkaç gün önce görüştüğünü ve bu görüşmede, iki liderin son görüşmesinin açıklama metni konusuna ilişkin olarak uzlaşmaya vardıklarını” belirtti.

Eroğlu, sözlerinin devamında, bu açıklamadan sonra, 26 Ağustos’ta müzakerecilerin görüşeceğini, bunun akabinde ise liderlerin bir araya geleceğini anımsattı.

Eroğlu, müzakerelerin görüldüğü gibi devam ettiğini, ne kendisi ne de Anastasiadis’in bunun kesilmesini istemediğini ifade etti.

“MÜZAKERELERDEKİ ENGELLER VE KIBRIS’TAKİ GERÇEKLER”

“Ada’nın siyasi sahnesinde uzun yıllara dayanan tecrübesi ve Kıbrıs Türk toplumu lideri sıfatı temelinde,  Kıbrıs sorununun çözümündeki temel engelleri değerlendirmesinin istenmesi ve Kıbrıs Türk tarafının bakış açısının ne olduğu, çözümden neden bu kadar uzak olunduğuna” ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ve yakın çalışma arkadaşlarının, müzakere masasında bir gerçeği kabul etmesi gerektiğini, Kıbrıs’ta saat göstergesinin 1974’te durmadığını, yaşamın 1974’ten sonra da devam ettiğine dikkati çekti.

Kuzey Kıbrıs’ta, 40 yılda çok şeyin değiştiğini, Ada’nın güney kısmındaki göçmenlerin, kuzeydeki yeni evlere yerleştiğini ve yeni bir yaşamın başladığını ifade eden Eroğlu, Kuzey Kıbrıs’ta önemli yatırımlar gerçekleştirildiğini, aynı dönemde siyasi ve toplumsal değişikliklerin de yer aldığını söyledi.

Eroğlu açıklamasının devamında, bugün bu gerçeklerin ve değişikliklerin göz ardı edilerek Kıbrıs sorununun çözümünün garanti altına alınmasının mümkün olmadığını belirtti.

Eroğlu, “Gelen hemşerilerimizi KKTC’nin ekonomik sistemine entegre ettik. Kıbrıs Rum tarafı ise, 160 bin Rum göçmenden bahsetmeye devam ediyor. Bu noktada kendimize sormalıyız; bu insanların Kıbrıs’ın güney kısmındaki yeni ekonomik ve sosyal çevreye dahil edilmesindeki başarısızlık konusunda kim sorumludur? Yoksa önceki Kıbrıs Rum hükümetleri bu alanda başarısız mı oldu? Herhangi bir çağdaş ülke, 40 yıldan sonra, binlerce göçmenin bulunduğunu söyleme lüksüne sahip değildir” ifadelerini kullandı.

“Göçmenler konusu dışında, müzakerelerde başka dikenli konu bulunup bulunmadığı” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Eroğlu, mülkiyet, toprak, yönetim ve (federe devlette) güç paylaşımı alanındaki yoğun müzakerelerin devam etmekte olduğunu belirtti; Kıbrıs Rum tarafının, garantiler ve Türkiye Cumhuriyeti kökenli KKTC vatandaşları konusunda ciddi itirazlara sahip olduğunu söyledi.

Kıbrıs Rum tarafının, Türkiye Cumhuriyeti kökenli KKTC vatandaşlarının Annan Planı’na ilişkin referandumda oy kullandığını unuttuğunu kaydeden Eroğlu, daha önce de söylediği gibi bu insanların, 40 yıldan beridir burada, Ada’da yaşadığını, ayrıca yeni referandumda da oy kullanacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Kıbrıs Rum tarafı hangi mantıkla, bu insanların haklarını ret ediyor? Son 40 yıldır burada yaşayan insanları vatanlarından nasıl kovmamız mümkün olur?” sorularını sordu.

“GARANTİLER KONUSU”

Garantiler konusunda Kıbrıs Türk tarafının görüşünün değişmediğini vurgulayan Eroğlu, garantiler konusunun, üç garantör ülkenin de katılacağı bir konferansta çözümlenecek konulardan biri olduğunu ifade etti.

“Sorunların çok büyük olduğunun” söylenmesi üzerine Cumhurbaşkanı Eroğlu, müzakere masasında, tüm hedeflere ulaşılmasının garanti altına alınmasının söz konusu olmadığı şeklindeki gerçeği her iki tarafın da anlaması gerektiğini söyledi.

Kıbrıs Rum tarafının tüm hedeflerine ulaşılmasının, Kıbrıslı Türkleri çok zor bir konuma getireceğini ifade eden Eroğlu, Kıbrıslı Rumlar gibi Kıbrıs Türk halkının da bazı taleplerinin olduğunu söyledi ve müzakere ederken her iki tarafın hassasiyetlerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, müzakerelerdeki engellerin, her iki tarafın bu hassasiyetleri göz önünde bulundurduğu zaman aşılacağının altını çizdi.

“MARAŞ KONUSU”

“Bir başka dikenli konunun kapalı bölge Maraş’ın geleceği olduğu” şeklindeki soru üzerine de Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının, “müzakere sahnesine” Maraş konusunu getirdiğini belirterek, Maraş konusunun toprak konusundaki başlık içinde yer aldığını anımsattı.

Maraş konusunun, toprak dosyası açıldığı zaman ele alınacağını belirten Eroğlu, Kıbrıs sorununun bütünlüklü çözümü çerçevesinde Maraş konusunun çözümünün de teminat altına alınacağını söyledi.

Anastasiadis’in şu an, kendisinden herhangi bir karşılık beklemeden ve Kıbrıs sorunundaki başka temel konularda uzlaşma sağlanmadan Maraş’ın iadesini istediğini söyleyen Eroğlu bunun yanlış bir strateji olduğunu vurguladı.

“Bir diğer deyişle, Kıbrıs Türk tarafı, Maraş’ın, toprak konusundaki al-ver süreciyle çözümlenecek bir konu olduğunu mu düşünüyor?” şeklindeki soru üzerine Eroğlu “Kıbrıs Türk tarafının bakış açısını doğru bir şekilde ifade ettiniz. Bu bizim önerimizdir” ifadesini kullandı.

“Her iki liderliğin de, son haftalarda, özellikle yüksek tonlarda sert mesajlar gönderdiği ve bu elektrikli (gergin) ortamda müzakerelerin nasıl devam edeceği” şeklindeki soru üzerine de Cumhurbaşkanı Eroğlu, gözlemlenmiş olması gerektiği gibi, şahsen kendisinin basına açıklama vermekten kaçındığını, açıklamalarını sınırlandırdığını söyledi.

Eroğlu, ancak kendisinin aksine, Kıbrıs Rum tarafının “sesini yükselttiğini”, Anastasiadis’in, destekçileri tarafından baskı gördüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu sözlerinin devamında, Anastasiadis’in, Ulusal Konsey’in statüsünü de yükselttiğini, seçilmesinin hemen ardından, Ulusal Konsey üyelerinin destek vereceği siyasi çizgiyi takip edeceği taahhüdünde bulunduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Anastasiadis’in, bu anlaşma temelinde Kıbrıs sorununa ilişin olarak önemli karar alması nasıl mümkün olsun? Bu Ulusal Konsey’in bizim önerilerimizi kabul etmesi mümkün müdür?” sorularını sordu.

“TÜRKİYE’DEKİ SEÇİMLER VE KIBRIS SORUNUNA İLİŞKİN B PLANI”

“Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması ve bu gelişmenin Kıbrıs sorununa ilişkin gelişmelere etkisinin ne olacağı” yönündeki soru üzerine Eroğlu, kendi görüşüne göre, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesinin, müzakere sürecine değişiklik getirmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.

Türkiye’de başbakanlığa aday gösterilen TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile çok yakın işbirliği içerisinde olduklarını belirten Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı’na seçilen Erdoğan’ın, Kıbrıs Türk halkının onayına sahip olacak bir anlaşmayı destekleyeceğini söyledi.

“Her iki tarafın onayına sahip bir anlaşmanın sağlanamaması durumunda, Kıbrıs Türk liderliğinin alternatif bir plan ortaya koyup koymayacağı ve liderliğinin, Kıbrıs sorununda alternatif bir senaryoyu inceleyip incelemediği” şeklindeki soru üzerine ise Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Türk liderliğinin, BM parametreleri temelindeki bir çözüme önem verdiğini, siyasi eşitlik ilkesi temelinde iki kesimli ve iki toplumlu çözüme önem verdiklerini yineledi.

Hedeflerinin; iki kurucu devletin işbirliğine dayalı olacak federal bir demokrasi olduğunu belirten Eroğlu, kendi görüşüne göre, iki halkın talepleri temelinde bu parametrelerin içeriğinin ve yorumunun özellikle önemli olduğunu, şu anda iki tarafın, söz konusu parametreleri farklı yorumladığını söyledi.

Eroğlu sözlerinin devamında, kendilerinin dikkatlerini, alternatif bir plana değil, müzakere sürecinde varolan zorluğun çözümüne verdiklerini ifade etti.

Eroğlu, bir başka soru üzerine, müzakerelerin 40 yıldır devam ettiğini, bu gerçekliği göz önünde bulundurarak bir zaman takviminin belirlenmesini istediklerini, ancak Anastasiadis’in, bir önceki Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas gibi, bu öneriyi kabul etmediğini kaydetti.

“Bu noktada şunu sormalıyız: Müzakerelerin sonsuza dek sürmesi mümkün mü?” şeklinde konuşan Eroğlu, Kıbrıs sorununda var olan durumun sonsuza dek sürmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılması durumunda, her iki tarafın Kıbrıs sorununu yeniden incelemeye mecbur kalacağına inandığını ifade etti.

(TAK)

Bu haber toplam 2154 defa okunmuştur