1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Müzakereler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Müzakereler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Müzakereler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Müzakereler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

A+A-

 

Erdoğan Garip
[email protected]


“Kadınların komitelerdeki göstermelik varlığı ne eşit temsiliyet, ne de erkek egemen zihniyetin değişmesine yönelik bir katkıda bulunmuyor.”


Çatışma süresince ve çatışma sonrası süreçlerde barış inşası çalışmalarının önemi günümüz dünyasında artık uluslararası bir öneme sahip. Yıllar içerisinde dönüşümlere uğrayan barış inşası uygulamalarında birçok farklı yöntem geliştirilmiştir. Bu alternatif yaklaşımların meşruluk kazanmasındaki en büyük pay, şüphesiz sivil toplum alanında mücadele veren aktivistlerindir.  Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1325 sayılı kararının üretilmesinde ve sonrasında 2000 yılında kabul edilmesinde en büyük çabayı ortaya koyanlar feministler olmuştu.

1325 sayılı BMGK kararına göre kadınlar barış inşası süreçlerine müdahil edilmeli ve sonrasında da sağlanacak olan barışta aktif ve sürekli roller üstlenmelidir. Bu kararın ardından 15 yıl geçmesine rağmen, yalnızca Kıbrıs’ta değil, çatışma sonrası barış inşası çabalarının devam ettiği birçok yerde kadınlar bu süreçlerin dışında tutulmaya devam ediyor.
Geniş sivil toplum kesimlerinin ve özellikle de kadınların barış inşası süreçlerinde aktif rol oynaması, olası bir barışın ardından yeni çatışma ihtimallerinin doğması yerine, sürdürülebilir ve eşitlik temelinde kurulmuş bir ortamın yaratılmasına önemli katkılar sağlıyor. Mevcut müzakere yöntemleriyle 40 yıldan uzun bir süredir gerekli sonuçların alınamaması müzakerelere yönelik alternatif bakış açılarının önem kazanmasını sağlamış olsa da, resmi yapıda gerekli değişikliklerin yapılmaması barışa gönül vermiş insanların moralini bozmak dışında bir amaca hizmet etmiyor.

Kadınların barış inşası süreçlerinde temsiliyetinin teorik altyapısı güçlü olsa da, pratikte seçilen liderlerin önceliklerinin bu konuyu görmezden gelmelerine sebep olması en büyük sorunların başında geliyor. Strickland ve Duvvury’nin 2003 yılında yaptığı çalışmaya göre, seçilen liderlerin genellikle öncelikleri yerel ve ulusal sorunlara yönelik olduğu için her daim öne çıkan bir “denge” unsuru oluyor. Bizim ülkemizde de sürekli dengelerin gözetilmesi adına yanlış kararlar alındığı gerçeği yadsınamaz. Adanın her iki yarısında da nitelikli kadınların bugüne kadar toplum liderliği görevine seçilmemiş olması bir yana, gerek müzakereci gerekse danışman olarak müzakere heyetinde de kadınların bulunmaması büyük bir eksiklik yaratıyor. Özellikle sol görüşten bir liderin seçilmesinin ardından artan toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik beklentiler yaşanan en son örnekteki gibi hüsranla son buluyor. Sn. Mustafa Akıncı’nın oluşturduğu müzakere heyeti de erkek egemen bir ortamın habercisi olmakla kalıyor. Bunun ardından iki liderin uzlaşmaya vardığı 5 maddelik yeni güven arttırıcı önlemlerden bir tanesinin de müzakerelerde yer alacak bir toplumsal cinsiyet eşitliği komitesi olması durumun vahametini ortaya koyuyor. Joris Voorhoeve’nin 2007 yılında barış inşasına yönelik yazdığı kitabında, kadınların komitelerdeki göstermelik varlığı ne eşit temsiliyet, ne de erkek egemen zihniyetin değişmesine yönelik bir katkıda bulunmuyor. Barış inşası süreçlerini toplumsal cinsiyet eşitliği açısından bir fırsat olarak değerlendiren Voorhoeve, kadınların müzakere süreçlerinde aktif rol oynamasının gerekliliğinden ve olası bir barışın ardından eşitsizliklerin tekrardan ortaya çıkmasına engel olabilecek en önemli yaklaşımlardan birisi olduğundan söz ediyor.

Bugüne kadar teknik komiteler ve çalışma gruplarının dışında kendine yer bulamayan Kıbrıslı kadınlar, önümüzdeki dönemde de bunu değiştiremeyecek gibi duruyor. İster ismi Gender Advisory Team (GAT) olsun, isterse Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi olsun, kadınlar göstermelik komitelerin dışına çıkamıyor. Eğer liderler eşitlik konusunda gerçek anlamda samimiyse, kadınları komiteler yerine resmi müzakere heyetinin bir parçası haline getirip, bugüne kadar seçilenlerin başaramadığı başarırlar ve kendilerini seçen insanların çok daha fazla takdirini toplarlar. Bu hem kendi güvenilirlikleri açısından, hem de uluslararası kararların uygulanması bakımından çok önemlidir. Kıbrıslı insanların daha başka kayıp dönemlere değil, gerçek anlamda sözü verilen değişimlere ihtiyacı vardır ve bunun takipçisi olacaktır.

---------------------------------------------------------------------------

Kaynakça

Kıbrıs’ta Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi Kurulacak:
http://www.bianet.org/bianet/dunya/164896-kuzey-ve-guney-kibris-ta-toplumsal-cinsiyet-esitligi-komitesi-kurulacak?bia_source=rss

Strickland, R., & Duvvury, N. (2003). Gender equity and peacebuilding. From rhetoric to reality: finding the way. A discussion paper.

Voorhoeve, J. J. C. (2007). From War to the Rule of Law: Peacebuilding after violent conflicts (Vol. 16). Amsterdam University Press.

Bu haber toplam 1560 defa okunmuştur
Gaile 326. Sayısı

Gaile 326. Sayısı